Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Temmuz '07

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Orman yangınındayım

Orman yangınındayım
 

Yeşil renklerin arasında dolaşmak mı dersin, doyum olmaz eğer çevrenizde kuş sesleri varsa. Ya içinde balıkların gözüktüğü kazanlı, şelaleli yosun taşlı derelerden geçerseniz, düşünceleriniz yıkanır bol oksijenli orman havasında.

Bizim ormanlar, yakın coğrafyalarda yok. Benimle arasıra görüşürseniz, size Karadeniz'den, Marmara'dan, Akdeniz'den orman enstantaneleri tanıtıp, sizi yorulana kadar gezdireceğim. Ama bu gün yorgunum. Yaz geldi , yangınlar da başladı. Bir kaç aydır küçük yangınlar çıkmaya başladı ama havaların ısındığı bu son günler de ormanın içi kibrit-barut gibi. Yanmak için sanki bahane arıyorlar. Az önce, küçük bir yangın çıkmış onu söndürmekten yeni gedim. Duş almasaydım hemen anlardınız. Giysilerimin yangın izleri ile berbat olması bir tarafa duman, is kokusu hemen haber verirdi. Onun için yine görüşmek üzere, gece uykusuzdum ya, beş on dakika uyuyup kestireyim, görüşürüz.

Of be iyi de yorulmuşum, hah şöyle bi uzanayım. Gözümü kapatıp dinlensin diye dalarken, yürüdüğümüz onca rampa, vadi, tepe ağaçların altında ki o alt flora dedikleri çalılar, maki bitkileri, yürü yangına yetişeyim diye. Boş ver uyu da unut.

Ne o ya hayır mı? Daha yeni yatmıştım, ne bu koro, sesler birbirine karışıyor. Hangisine bakacağım bilmem ki, telefonda, telsiz de, sesler karıştı yine . Kapı da tak tak sesler, yangın, yangın. Diğer yangın ekibi hazır, tesizle diğer ekiplere hareket emri verildi. Yangın bayağı uzakta imiş. Diyen sesler birbirini kovalarken yeniden sıçrayarak kapıya doğru koşuyorum. Üzerimi zaten çıkarmadan uzanmıştım. Dağ ayakkabımı nasıl giydiğimin farkında değilim zaten.

Yola koyulduk bile. Hava oldukça kararmaya başlamış ki, aracımızın farları yanıyor. Yangın ilk müdahale ekibimiz, araba sesine karışan sesleri ile ormanın derinliklerindeki uzayıp giden orman yolunda, yangının durumunu telsizden takip ederek, bazen kafamız tavana, bazenda popomuz koltuğun yaylarını hissedercesine, oturduğumuz yerde adeta dört dönüyoruz. Siz olsanız böbreklerinizde taş kalmaz. Bu yollar sanat yapısı olmayan, grayderin de yılda birkaçkez ancak geçtiği, orman yollarıdır. Hele bir de tali yollarda son kilometrelere doğru giden kısımlarda hiç gidilmez alışık olmayınca. Yıldızları da göremeden karanlık bizi ateşin üstüne doğru çekiyor. Her yanımız otuz, kırk metre boyundaki çam ağaçları ile örtülü. Yangının ışığı bazan görünüyor, tekrar kayboluyor. Orman kaplı tepeler, vadiler, bir birini kovalıyor. Bak sol tarafa hiç bakma, arabada kendiliğinden sağa doğru kakılmaya başlarsın. Uçurumunda bu kadarı ancak orman yolunda olur. Bu yollar tek şerittir. Karşıdan araba gelse, geçmek için kim ne kadar anarya gider. Onu da sen düşün, deminden beri gördün geçtiğimiz yerleri.

OOO alevler dünyayı sarmış. Meğer karanlık olduğundan dumanın durumunu fark edemiyorduk. Arabamızla süratle ateşin en yakın cephesinden müdahale edecek yerde durdurarak, ekip malzemelerini kaptığı gibi karanlıkların derinliğine doğru dalıyorlar. Telsizlerden diğer ekiplerinde ulaşmak üzere olduklarnı duyuyoruz. İlk müdahale ekibince söndürme çalışmaları başladı ama yangının büyüklüğünü anlayamadık henüz. Yangının rüzgarı hissediliyor. Eğer fırtına çıkarsa işimiz hayli zor olacak. Bu gecede buradayız düşüncesi aklımıza bile gelmez oldu. Sizin düşündüğünüzü anlar gibi oldumda. Tüm işçiler olanca gayretleri ile tırmık, kürek, motorlu testere v.s.bütün malzemeleri ile yangın alevlerinin ışığında var güçleri ile çalışıyorlar.

Su takviyesi için arazözler, ulaştılar bak. Ama gecenin bu karanlığında hava desteği alamıyoruz. Yer ekipleri teknik olarak çalışıyorlar. Bazıları bak orada tırmıkla ölü örtüde şeritler açarak yangının yerden ilerlemesinin önünü kesiyorlar.Testere ile daha geriden ağaçları keserek tepe yangınının önlenmesi için gayret sarfediyorlar. Ama görüyor musun? Yangının diğer taraflarında alevler gökyüzünü aydınlatmaya başladı. Dikkat etmek lazım karanlıkta çalıların arasında yürüyoruz ama, yangın şaşkınlığındaki her türlü yaban canlıları ile karşılaşabiliriz. Benden söylemesi, sürüngenlerden, yaban domuzlarına kadar, aklına gelmeyen canlılara kadar. Şurası burası derken bak benim iç çamaşırlarım terden adeta ıslandı. Zaten diğer taraflardan ekipler müdahaleye başladılar. Biz şu şoförlerin yaktığı ateşte terli atletimi kurutup ve yangının genel seyrini kontrol edelim.

Bu işin bu gece bitmesi imkansız. Gün ağarsın, yangının durumu daha iyi anlaşılır. Baksana yer gök yanıyor gibi.Helikopterler dalışları iyi ayarlanırsa, şu görülen azgın alevlerin öfkesi diner. Bizde çok yorulduk. Ekip bir haftadır, yatmak bilmiyor. Diğer illerden de takviye ekipleri gelince biz dönebiliriz herhalde. Söndürme ekiplerinin bir biri peşi sıra yangın önünü kesmeye çalışırken, soğutma çalışmaları ile bu sahada kontrol bir haftadan az sürmez. Dikkat et havadan kül kıvılcım duman isleri üzerimize yağıyor. Sabah olunca görürsün, komando askerlerine dönmüş olur, yüzün gözün tanınmaz hale gelir.

Bayağı çok yürüdük ha, dikkat ettiysen bastığımız yeri bilmeden yürüdük. O kadar süceyrat, alt flora, taş kaya görünmez oldu, yangının heyecanından. Bu kadar yorgunluğu atmak mümkün değil ama, diğer işlerimizde durmak bimez. Gel bir çay içelim kontrol noktasında. Ekipler gereğini yapar, onlar artık uzmanlaştılar. Zaten öbür ekipler kontrolü devralmak üzereler.

Bundan sonra yangın tehlikesi günden güne artar. Bu yangınların sebeblerine merakın varsa, çay içerken anlatırım.
 
Toplam blog
: 376
: 1841
Kayıt tarihi
: 06.07.07
 
 

Hayat herkes için aslında yalnızlıktır. hiç kimsenin doğal garantisi yoktur. (Günlük atüel haberl..