- Kategori
- Haber
Ortalama ömür uzadı

135 YŞINDA DİYARBAKIR'LI HALİME OLCAY (ALINTI)
18 yüzyılın sonunda başlayan sanayi devriminden sonra ve özellikle 1950den itibaren dünyada ortalama ömrün hızla uzadı. ABD’de yapılan araştırmalar, bu yıl dünyaya gelmeye başlayan neslin, 150 yıl yaşayacağını ortaya koydu ABD’de yapılan araştırmalar, son 200 yılda insan ömrünün iki kat uzadığını ve 150 yıl yaşayacak bir neslin bu yıl dünyaya gelmeye başladığını ortaya koydu. Yıllardır uzun yaşamanın sırları üzerine araştırmalar yürüten ve dünyanın en saygın eğitim kurumlarından biri Harvard Tıp Okulu, bir rapor yayımladı. Raporda, “İnsanların 150 yıl ya da daha fazla yaşamasını engelleyecek hiçbir neden kalmadı” açıklaması yapıldı. “Uzun yaşam genini” bulduklarını belirten ABD’li uzmanlar, 100 yaşını geçmiş insanlarda daha sık rastlanan ‘Sirtuin’ adlı gen üzerine yürüttükleri araştırmaların büyük umut oluşturacağını kaydetti. Bilim adamları, farelere bu genden birer kopya daha ekleyerek ömürlerini uzatabileceklerini düşünüyor. Genlerimizle oynayarak da ömrün en az 20 yıl uzatılması amaçlanıyor. İşte.92 Yaşında Kazım Gürbüz, 104 Yaşında emekli olan İbrahim Dede, Kahraman Maraşlı 123 yaşında Mehmet Tatar, 7 ÇOCUKLU 150 Torunlu Diyarbakırlı Halime Olcay, hafızasıyla görenleri şaşırıyor.Daha niceleri.
Uzun yaşamanın sırlarını keşfetmeye çalışan Harvard Tıp Okulu bilim adamları insanın 150 yıl yaşamasına yardımcı olacak bazı ipuçları verdi. İşte ömür uzatan formül: DÜZENLİ EGZERSİZ: Vücudun zinde kalması tam bir gençlik iksiri vazifesi görür. Düzenli olarak haftada 3 kez koşu ve yüzme gibi hafif egzersiz yapmak bile ömrü uzatır. Aerobik; kalp, akciğer ve beyni korurken kolon ve meme kanserini de sizden uzak tutar. Aynı zamanda kasları ve kemikleri güçlendirip, mutlu bir ruh hali sağlar. Daha önce hiç spor yapmamış 50 yaşındaki biri, haftada 3 kez 30’ar dakika yürüyüş yaparak, psikolojik yaşını da 10 yıl geri götürebiliyor. Aşırıya kaçmamak kaydıyla, düşük seviyeli güneş yanıkları, bir kadeh şarap ya da düşük düzeyli radyasyon gibi unsurlar, vücudun kendi doğal onarım mekanizmasını devreye sokarak, DNA’yı tamir eden enzimler salgılatıyor. Bu enzimler kimi zaman ilgisiz hasarları da onararak vücudu dinçleştiriyor. PİS HAVADAN KAÇINMALI: Yapılan araştırmalar, havası temiz bir ortamda doğal gıdalarla beslenip egzersiz yapan kişilerin çok daha uzun yaşayacağını gösteriyor. Özellikle orta yaştan sonra, kentin gürültülü ve kirli ortamından kaçıp kırsal bölgelerde yaşanması tavsiye ediliyor. Kalabalık, toz, duman ve gürültü, tansiyonu yükseltiyor, depresyona neden oluyor ve endişeli bir ruh hali yaratıyor. Gerçekten Fethiye’nin deniz ve yeşil doğa güzellikleri ve temiz havası sağlığımıza çok iyi geliyor. Ankara’nın kirli havasında hasta oluyoruz. DOĞRU BESLENMELİ: Bazı yiyecekler yaşlanma sürecini geciktirip ömrü uzatıyor. Ispanak ve brokoli gibi yeşil yapraklı sebzeler, hücreleri koruyan antioksidanlar ve betakaroten açısından çok zengindir. Meyve, sebze, lif ve mega–3 yağına ağırlık verilen, yağın ise düşük tutulduğu beslenme biçimleri tansiyon ve kalp hastalıkları riskini azaltır. Kanser riskine karşı soya fasulyesi ön plana çıkarken, her gün bir adet pişmiş bir domates yemenin de kalp krizi ihtimalini yüzde 30 azalttığı belirtiliyor. KALORİ KISITLANMALI: Kalori alımınızı yüzde 10 ila yüzde 60 düzeyinde azaltarak metabolizmanızı yavaşlatabilir ve böylece daha uzun yaşayabilirsiniz. Aslında biraz “işkence” gibi görünse de kalori kısıtlamasının gerçekten de işe yaradığı görülüyor. Yapılan bir araştırmada, 3 ay boyunca, normalde yediğinin yüzde 25’i kadar az gıda tüketenlerde kandaki insülin oranı düştü ve DNA yıpranması azaldı. İster az, ister çok yaşayalım, yeter ki sağlıklı mutlu yaşayalım. Saygılar.
NAHİDE ÇELEBİ