Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '08

 
Kategori
Mizah
 

Orti oynasana!

Orti oynasana!
 

İnternette sadece oyun oynayarak vakit öldürenlere çok üzülüyorum.


Geçen yıl bu zamanlarda birkaç hafta boyunca bir web sitesinde her akşam OKEY oynadım. İnternette OKEY oynamak zevkli bir şey aslında ama çok zaman kaybına neden oluyor. Türkiye dışından da birçok kimse ile sanal OKEY oynarken yan taraftaki mesaj kutusunda yazışmak, yeni kimselerle tanışmak mümkün oluyor.

Bu arada Türkiye'de yaşayan birçok yabancı kadın da özel mesajlarla dostluk kurup iş bitirmeye çalışıyorlar. Ne yalan söyleyeyim güzel bir Rus kadını da bana takıldı, resmini gönderdi filan daha sonra. Hatta birkaç kere cepten görüştük. Tabii sonuçta bunlar iş kadını, Napolyon Donapart gibiler. Para... Para... Para... Seni gidi Zampara!

Ben ileri gitmeden kestim ilişkiyi. OKEY'i de 3 hafta sonra bıraktım. Zira o 2-3 hafta boyunca abone gibi oldum. Her akşam OKEY oynamaktan başka iş yapamadım.

İlk başladığımda karşılıklı ortak oynanan bir masayı seçmişim farkında olmadan. Birkaç el ben açtım arka arkaya. Biraz sonra bana özelden bir Rus bayan takıldı, tebrik etme bahanesiyle limana yanaşıyor. Ben hem onunla yazışıyor hem de oynuyorum. Ama dikkatim dağılıyor tabii. Bu arada,

- Hadi orti oynasana! yazıyor birisi.

Bekliyorum orti oynayacak diye. Oynayan yok. Biraz sıkılıyorum, yazışmamıza dönüyorum.

Tekrar oyuna baktığımda, "Hay ben böyle ortinin de!" diye mırıldanıyorum.

- Orti, bir taş at da oyun devam etsin, ağaç olduk burada, diyor demin uyaran şahıs.

Ulen bu ne biçim salak bir insansa bir türlü taş atmıyor. Ötekiler de başlıyorlar uyarmaya,

- Kardeş, at şu taşı da oyun devam etsin! Uyudun mu ne? Oynamayacaksan çekil git de masa boşalsın!

Kimseden ses yok. "Sülalesini bilmem ne ettiminin ortisi" diye mırıldanıyorum ama henüz yazılı bir uyarıda bulunmuyorum.

Rus kadınıyla muhabbeti de kestim sıkıntıdan, "Sonra görüşelim!" dedim. Baktım orti denen geri zekalı hâlâ taş atmamış. İyice kızdım,

- Kim ulan bu salak orti, atacaksa atsın şu taşı da oyun devam etsin! diye yazdım.

Dayanamadım abi, herkes oynuyor bir orti oynamıyor. Onu bekliyoruz. Bu ara biraz kafam karıştı, herkesin lâkabını kontrol ettim, "Orti" lakaplı kimse yok. Ben zaten "mustafamumcu" diye oynuyorum. Diğer üçünün de değişik lakapları var.

- Arkadaşlar "Orti" kimin lâkabı ya? Burada böyle bir lâkap göremedim de! yazdım.

- Orti sensin arkadaşım, diye yazdı benim orti!

Meğer ortak oynanan oyunmuş, ben de karşıdakinin ortağıymışım ve de ortağa kısaca "Orti" deniyormuş bu âlemde...

Güleyim mi, utanayım mı, ağlayayım mı diye oynaşıyorum kafamdaki düşüncelerle. Masamdaki okey taşlarınla oynamayı bıraktım artık.

- Hadi orti at şu taşı! Bak artık ortinin kim olduğunu da öğrendin. 'Salak' dediğin şahıs orti, yani sen!

Bu arada gülücük işaretleri yazmaya başladı herkes. Ben de güldüm.

"Hay ben böyle ortinin de... Okeyinin de..." diye mırıldanarak attım bir taş! Baktım gülücük işaretleri doldu mesaj kutusunda. Heyecandan okey atmışım yanımdakine.:))))
 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..