Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

07 Aralık '16

 
Kategori
Dünya
 

Osmanlının dönüştürme operasyonu başarılı olsaydı bugün Avrupa Birliği’nde baş köşedeydik (7)

Osmanlının dönüştürme operasyonu başarılı olsaydı bugün Avrupa Birliği’nde baş köşedeydik (7)
 

Bilgi eşek yüküdür. Eğer, ondan yeni bir bilgi üretemiyorsanız.


Napoleon, tüm soruların cevabını önceden vermiştir. “İstanbul kimin olacak? Büyük sual, meselenin esası daima budur! (*)

Bir topluma tarihini, “Eskimiş-Geçmiş” olarak göstermek, ona yapılabilecek en büyük ihanettir. Tarih : yaşamın, hayatın kendisi; Tarih, bir milletin yükselmesinde güç, sorunlarının çözülmesinde en büyük dayanak, kaynaktır.

 “Öne geçirilebilecek bir geçmiş oluşturulmamış ise gelecek de görünmeyecektir.”  (1)

Tarih neden önemlidir?

Toplumların tarihleri, yaşam tecrübelerinin korunduğu hafızalarıdır.

Tarihlerinin, dolayısıyla birikimlerinin doğru bilgisine sahip olan toplumlar, geleceklerini çok daha sağlıklı görüp plânlayabilecekler; geçmiş birikimlerinin ürünleri olan medeniyetleri üzerine istikballerini bina edebileceklerdir. (2)

Tarih; İnsanın hareketlerini, ürettiklerini, hedeflerini ve bununla ilgili düşündüklerini kapsar.

Geçmişi olmayan toplumlar eksiktir.

İnsanın gelişebilmesi, geçmişini ileriye taşıyabilmesi, yaşanılanları, nedenleri ve sonuçlarıyla birlikte anlaması ile ancak mümkündür.

Tarih neden önemlidir?

Tarih, geçmiş insanlar için değil, gelecek insanlar için yazılmaktadır.

Bir millet için doğru tarih, doğru planlanmış gelecektir.

Aşağıda anlatılanlar: Bin yıl öncesindeki yaşananların nasıl olup ta bugüne ve yarına şekil verebildiği, ışık olabildiği” Sorusuna verilecek cevabın yanında bugün yaşadıklarımızı anlamamızın anahtarlarıdır.

İsmet İnönü, yıllar sonra, 1969’da, Seha Meray’ın Lozan Tutanakları’na yazdığı Önsöz’deki değerlendirmesi ile (Lozan’da) İngiltere karşısındaki durumumuzu ortaya koymaktadır:

“Lozan Muahedesi imparatorluğun tasfiye edildiği muahededir… Yenilgi kesin idi ve galipler sulh masalarına tam hakimiyetle oturdular… Müttefiklerimiz olan İmparatorluklar, sadece, aldıkları muahede projelerini görmek ve imzalayacaklarını söylemek hakkı ile konferansa girdiler. “(3)

Lozan Antlaşması, 24 Temmuz 1923’de imzalanmış, onaylanmak üzere (İngiltere Meclisine) Avam Kamarası’na gelmiştir. Tarihler, 15 Ocak 1924’ü göstermektedir ve İngiltere Kralı V. George  açış konuşması ile kürsüdedir ve dünyaya ilan etmektedir:

-“Lozan’ı ilgilendiren bir kanun tasarısı derhal görüşülmek üzere Parlamentonun gündemine gelecekBu tasarı kabul edilir edilmez Lozan Antlaşması onaylanmış olacak ve YENİ BİR ÇAĞ AÇILACAKTIR “  (4)

İngiltere Kralı V. George, “Yeni bir çağ açılacaktır” ifadesi ile neyi kastetmektedir?

“Sevr anlaşması öncesi Lozan’daki İngiliz temsilcisi Lord Curzon, hükümetine verdiği memorandumda bütün batı dünyasının görüşlerine tercüman olarak şu açıklamayı yapıyordu.

-“Türkleri Avrupa’dan ve İstanbul’dan sürmek için 500 yıldır beklediğimiz fırsat doğmuştur. Bu fırsat asla kaçırılmamalıdır.”

İngilizlerin bu konudaki düşüncesi elbette bunlarla sınırlı değildir.

İngiltere Başbakanı Lord Gladston, “1899 Yılında Avam kamarasında yaptığı bir konuşma sırasında Kur’an-ı Kerimi gösterip masaya atarak 

“Bu Kuran Müslümanların elinde kaldıkça biz onlara hakiki hâkim olamayız. Ya Kuran’ı ortadan kaldırmalıyız veya onları Kur’an’dan soğutmalıyız” diyen İngiliz Başbakanı Gladston ise, Lord Curzon’un bu görüşünü destekleyerek “Barbar Türkleri Asya’ya Sürmeliyiz” açıklamasını yapıyordu…”(5)

 “Kalk Selahattin biz yine geldik!”

11 Aralık 1917 tarihinde (Osmanlı Yönetimindeki) Kudüs’e zaferi kazanmış komutan edası ile giren İngiliz Orduları Komutanı Orgeneral Edmund Allenby, (Haçlıları 730 yıl evvel yenen) Selahaddin Eyyubi’nin mezarına vurarak:Kalk Selahaddin biz yine geldik‘ der. (6)

730 yıllık bir bekleyişin (Rövanşın!) muhatabı Selahattin Eyyubi kimdir?

Selahattin Eyyubi, “2 Ekim 1187’de Kudüs’ü Haçlı kuvvetlerinden alarak kentte, 88 yıl süren Hıristiyan egemenliğine son veren, akabinde Hıristiyanların düzenledikleri III. Haçlı Seferi’ni etkisiz hale getiren Mısır ve Suriye sultanı, Eyyubi hanedanının kurucusu olan hükümdar ve büyük komutandır.

Şimdi biraz daha gerilere gidiyoruz.

“1 Aralık 1833 tarihinde Amerika’dan Anadolu’ya gönderilen misyonerlere verilen talimatta da belirtildiği gibi bu (Misyoner) okulların esas gayesi, “Mukaddes ve vaat edilmiş Anadolu topraklarının silahsız bir haçlı seferiyle geri alınmasıdır.”(7)

Bu konuda bakınız Robert Kolej kurucularından Amerikalı Rahip Cyrus Hamlin bizlere ne anlatmaktadır:

-“..İstanbul’un düşüşü birçok yazar tarafından Hıristiyanlığın ve medeniyetin kıyameti addedilir. Fetih, Avrupa’yı ve medeni dünyayı gafil avlamıştır…”(8)

Amerikalı özel görevli Rahip Hamlin başka ne demektedir?

-“O sıralar Sultan (II. Mahmut) vefat etmek üzereydi; fakat ruhunu cennete yükseltecek zafer çığlıklarını duyacağından emindi. Avrupa’nın tüm dikkatini Şark Meselesi’nin akıbetine verdiği bu çetrefilli siyaset sahnesinde, tabiatları bakımında farklı vasıflara sahip başka kuvvetler de dikkat çekiyordu..” (9)

Rahip Hamlin’in yukarıda bahsettiği “Şark Meselesi” nedir?

Avrupalıların, “Şark Meselesi”nin (Planın) iki ayağı vardır:

-Birincisi, Osmanlı’yı Avrupa’dan atmak,

-İkincisi, Türkleri İslam’dan uzaklaştırmak. (*)

Bu iki iddianın Lozan Antlaşması ile bir ilgisi olabilir mi, hatta gerçekleştirilmesi? Bunun için mi “yeni bir çağ açılacaktır?

Robert Kolejin temel atma töreninde (özellikle konuşturulan) Yunan hatip, Fatih’in İstanbul’un fethi için yaptırdığı surları göstererek; “Bu bina şu kulelerden daha yüksekte, Bu bina onların yıkılıp gitmesine şahitlik edecek.” (10) Demiştir.

“..Robert Kolej’in ilk talebeleri arasında bulunan Bulgar ihtilâlcisi Mateef, Bulgarca Mir Gazetesi’nin 20 Haziran 1936 tarih ve 10.774 numaralı sayısında şunları yazmıştır:

(Robert Koleji’nin kurucusu) Dr. S. Hamlin Müslümanlık nereden İstanbul’a girmişse hıristiyanlığın da oradan İstanbul’a girmesi için Rumeli Hisarı’nın en yüksek kulesi üzerinde bir Kolej açmak istiyordu.” (***)

...

I.Dünya Savaşı’nda Fransızların işgal komutanı olan Franchet D’Esperey, 25 Kasımdaki (1918) (İstanbul’a) girişini çok gösterişli bulmamış ve özellikle İngilizlere ve Türklere mesaj verecek olan 2. gelişi 8 Şubat 1919 yılında gerçekleşmiştir.

Fransız Komutan Fatih Sultan Mehmet’in şehre girdiği kapıdan, surlar içerisinden beyaz bir atla, azınlıkların çılgın gösterileri arasında, Türk sancağını çiğneyerek şehre ikinci kez girmiştir. (11)

1839 Tanzimat Fermanı ilan edilince, Fransız Büyükelçisi Engelhard,

“Tanzimat Fermanı, İslam toplumunun Hıristiyanlaştırma kapısını açmıştır” beyanında bulunmuştu.

Vatikan, Eylül 2004 yılında yayınladığı bildiride, “Milyonlar Muhammed’e karşıdır” dedi. Roma Kardinali Joseph Ratzinger (şimdiki Papa), “Irak Savaşı, İslam’a karşı kazanılmış bir zaferdir” ifadesinde bulundu (Daily Telegraph, 10 Ekim 2004 (12)

“…Nitekim Papa II. John Paul, “Bizim için Dinlerarası Diyalog; Kilise’nin bütün insanları Kilise’ye döndürmeyi amaçlayan misyonumuzun bir parçasıdır. Mesih (Hz.İsa) ve İncil’i Bilmeyenler ile diğer dinlere mensup olanlara yöneliktir” demektedir..” (Dinlerarası Diyalog ihaneti. Prof. Dr. Yumni Sezen, Sahife: 171,172).

Papa’nın da dediği gibi, diyalog bir araçtır. Hıristiyanlaştırmanın ve onu yaygınlaştırmanın bir aracıdır.

2006 yılında yeni Papa seçilen 16. Benedictus da, 2007 yılı Dinlerarası Diyalog toplantısında, selefi gibi, tüm insanları Hıristiyanlaştırmanın esas görevi olduğunu şu şekilde açıklamıştır:

“Tüm insanlığın Hıristiyanlaştırılması hususunda, her kilise aynı derecede sorumludur. Kiliseler arasındaki bu işbirliği, 50 yıl önce Papa 12. Pius’un mektubuyla da güçlendirilmiş bulunmaktadır. Zorluklarla yüz yüze olan misyonerlik cephesindeki çalışanlardan da duamızı esirgemeyelim” (Arslan Bulut, 20.05.2008 Yeniçağ Gazetesi).

...

Tarih neden önemlidir?

Çünkü geçmişi öğreniyor, geçmişle bugünü anlıyorsun.

Tarih : Gelecek yapılanmasının şifreleri, yaşadıklarımızın nedenlerini açıklayan kitaptır.

www.canmehmet.com

Resim: web ortamından alınmıştır.

(*) Adil hafızanın ışığındaBirinci Dünya Savaşı’na Giden Yol ve Osmanlı İmparatorluğu’nun Sonu, Altay Cengizer.

(**)http://www.canmehmet.com/bati-soslu-hayat-basliyor-laiki-tarikatci-uluscu-happy-birthday-to-youcu-11.html )

(***)Ajan Okulları, Necdet Sevinç, Sahife:41

(1)Adil Hafızanın Işığında Birinci Dünya Savaşı’na Giden Yol ve Osmanlı İmparatorluğu’nun Sonu , Altay Cengizer

(2) “OSMANLI DEVLETİNDE BİLGİ ve İKTİDAR”, Gürsoy Akça

(3) “Osmanlının Tasfiyesi”, Cengiz Yazoğlu, Sahife:673 (Yazarın kaynağı: Lozan Barış Konferansı, Paris Devlet Basımevi, 1923, Çev. Seha L. Meray, A.Ü. S. B. F. Yayınları, Ankara 1969, Önsöz: İsmet İnönü.

(4) Metin daha sonra; “YENİ BİR BARIŞÇIL İLİŞKİLER ÇAĞI AÇILACAKTIR”  olarak değiştirilmiştir.”

Daha fazlası için bakınız: http://www.canmehmet.com/majestelerinin-gazetesinde-yayinlanan-laik-bir-cumhuriyet-ilanin-arkasindaki-sir-4.html

(5) Prof. Dr. A. Haluk ÇAY, 1996, “Her Yönüyle Kürt Dosyası” S.13–14, Turan Kültür Vakfı Yayınları. Ayrıca bakınız, Prof. Karaca’nın “Büyük Oyun” isimli eserine Daha fazlası için bakınız;  http://www.canmehmet.com/lozanda-lokomotif-vagonlardan-ayrilir-ve-salip-hilali-doguyu-halleder-son.html#sthash.XjqVPLWv.dpuf

(6)Kaynak ve daha fazlası için bakınız: http://www.canmehmet.com/avusturya-bugunlerde-bize-neden-dusmanca-davranmaktadir-bunlar-bilinmedigi-surece-batidan-daha-cok-tokat-yeriz-4.html

(7)Uygur Kocabaşoğlu, Kendi Belgeleriyle Anadolu’daki Amerika, Arba Yay., İstanbul, 1991, 33. Şamil Mutlu, Osmanlı Devleti’nde Misyoner Okulları, Gökkubbe Yay., İstanbul, 2005.

(8)ROBERT KOLEJ’I KURAN MİSYONERİN ANILARI, Türkler Arasında, CYRUS HAMLIN, S.21

(9) A.g.e: S.28

(10) A.g.e: Sahife;231

(11)Fransız komutan D’esperey, Fatih’in İstanbul’a girişine gönderme yaparak Türklere, Fatihten Pera’ya kadar düzenlenmiş zafer alayı ile de diğer işgal ordularına mesaj vermiştir. d’Esperey’in girişi, o denli gürültülü ve küstahça yapılmıştır ki Süleyman Nazif’in, Hadisat’da ünlü ”Kara Bir Gün” başlıklı yazısını yazmasına yol açar. (Prof.Dr. Yaşar AKBIYIK, Milli Mücadele’de Güney Cephesi – Maraş, Atatürk Araştırmaları Merkezi, 1999 – Ankara, Sina AKŞİN, İstanbul Hükümetleri Ve Milli Mücadele. Cem Yayınevi)

(12) Bitmeyen hesap”, Yaşar Yazıcıoğlu,Sahife:535

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara