Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '14

 
Kategori
Siyaset
 

Öteki Türkiye

Öteki Türkiye
 

Bu ülkenin o kadar çok ‘ötekisi’ var ki, saymakla bitmiyor: Mevsimlik tarım işçileri, maden işçileri, inşaat işçileri, kot işçileri, tersane işçileri, taşeron işçiler… Tabi bir de, büyük dramların yaşandığı çocuk işçiler. Peki ya cezaevindeki çocuk mahkûmlar? Pozantı Cezaevi'nde yaşananları hepimiz artık ezbere biliyoruz ama buna rağmen cezaevlerinde çocukların yaşadığı taciz haberleri bitmiyor. Çocuklara yaptırılan angarya işlerle ilgili haberler de…

Suriye’de zorla çıkartılan iç savaştan sonra köylerinden, kentlerinden kaçmak zorunda kalan 2 milyon kişi ise Türkiye’nin ötekileri arasında yerini çoktan almış durumda…

CHP’de ‘İletişim, Tanıtım ve Medya ile İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin imzalı ‘Öteki Türkiye’ adlı rapor Türkiye’nin ötekilerini anlatıyor. Can acıtıcı olsa da iyi bir çalışma olmuş. Israrla gözden kaçırılan birçok alan, istatistiki verilerle, fotoğraflara ve yer yer de birinci ağızdan anılarla göz önüne taşınıyor. 12 yıllık AKP Hükümeti'nin her gün hepimize ballandıra ballandıra anlattığı ‘pembe Türkiye’ ile raporda anlatılanlar oldukça farklı. Adı ‘Öteki Türkiye’ olan çalışma aslında ‘Türkiye’nin öteki yüzünü’ anlatıyor.

Yukarıdakiler dışında, örneğin, istihdam içindeki kadının konumu ve kadın cinayetleri raporda önemli bir yer tutuyor. Polis ve kışla şiddeti de… Rapor LBGT bireylerine de yer verilmiş. Nasıl verilmesin? Yalnızca 2012’de 12 nefret cinayeti işlenmiş!

Öteki deyince akla ilk gelen Aleviler, Kürtler, Ermeniler, Romanlar-Çingeneler ve benzerleri bu raporda yok ama hazırlanacak yeni raporda yer alacakmış. Zira bu rapor ‘Emek ve Şiddet’ üzerine hazırlanmış. Raporda hastaneler de yok. Kamu hastanelerinin acil servislerinin, yoğun bakım servislerinin önü yok. Orada yaşanan dramatik görüntüler de…

Bugünlerde uluslararası alanda da dağıtılmak üzere raporun İngilizce versiyonu çıkıyormuş. Gürsel Tekin, ‘Türkiye’de birçok şey değişebilir, hükümetler gelir, hükümetler gider ama fakirin, fukaranın oluşturduğu öteki Türkiye’nin kaderi hiç değişmez’ diyor. Tekin, ‘bu yüzden ‘geride kalan, saklanan, unutulan, görünmeyen öteki Türkiye’yi herkese göstermek, gözünün içine sokmak gerekir’ diye de ekliyor.

Öteki Türkiye’yi okuyunca, birbirinden farklı iki Türkiye çıplak bir gerçeklik olarak orta yere kendiliğinden çıkıyor. Bütün kurgusunu demokrasi ve özgürlükler yerine otorite üzerine kuran Türkiye’de kadın cinayetlerinin artması tesadüf olmuyor. 2013’ün ilk 10 ayında tam 187 kadın cinayete ‘kurban’ gitmiş! Otoriterlik polis ve asker intiharlarında da kendisini gösteriyor. 2002’den bu yana bilinen 934 asker intiharı gerçekleşmiş. Çok ciddi bir sayı! Meta değil, makine değil, gencecik insanlar! Önlerinde koca bir hayat varken, neden intiharı seçerler, durup düşünmek gerekir!

İş kazalarına ‘cinayet’ denmesi yanlış değil. Çünkü ‘iş kazalarında’ nüfusa oranla dünya birincisiyiz! Her iş kazasını ‘takdiri ilahi’ olarak yorumlayan bir ülkede, iş kazalarının bitme şansı da olmuyor. Oysa bütün modern ülkelerde yaşanan ‘iş kazasından’ sonra aynı şekilde ‘ikinci bir kaza’ alınan önlemlerden dolayı yaşanmıyor! İhmali olanların ihmali yanına kâr kalmıyor, cezalandırılıyor. Ya bizde? Tersane işçilerini düşünün, Tuzla’yı… Esenyurt’ta çadırlarda yanarak ölen işçileri… Amele Pazarı’nda karpuz alır gibi yol üzerinden alınarak bir kamyonun kasasına ‘yüklenen’ ve günlük 30-40 liraya işe götürülen ‘amelenin’ ne önemi olabilir ki? 14 milyon işsizin olduğu Türkiye’de sosyal güvence ya da sigortadan bahsetmek lüks oluyor. Sendikadan bahsetmek ise maalesef ‘ultra-lüks’ oluyor!

Normal bir sosyal devlette olması gereken iş güvenliği, sosyal güvence, sendika gibi doğal ve zorunlu hakların, biz de ‘lüks, ultra-lüks’ diye sunulmasına karşı çıkan bu rapor ‘öteki Türkiye gerçeğini’ bir nebze de olsa deşifre ediyor. Amacını da şöyle özetliyor: ‘Amacımız, naylon çadırda yananların, 50 liralık gaz maskesi olmadığı için kuyuda zehirlenenlerin, balık istifi araçlarda kazada ölen mevsimlik işçilerin, devlet şiddetiyle hayatını kaybeden gencecik fidanların, cinayete kurban giden kadınların, cinsel yönelim ve cinsiyet kimlikleri sebebiyle nefret cinayetlerine kurban gidenlerin ve iktidarın susturduğu halkımızın sesi olmaktır…’

31 Ocak 2014

 
Toplam blog
: 18
: 641
Kayıt tarihi
: 18.01.13
 
 

Necdet Saraç (d. 8 Şubat 1961, Erzincan, Türkiye) Yazar, Gazeteci Marmara Üniversites..