- Kategori
- Deneme
Ötekiler

Nasıl yaşamak istiyorsak öyle yaşamaya izin var mı, hani o ünlü “başkasının özgürlüğünün başladığı yerdir bizim özgürlüğümüzün sınırı” tümcesi gerçek yaşama uygun bir cümle mi?
İnsanların özgürlük, hürriyet gibi sözlerden anladıkları konusunda da kuşkuluyum. Yaşamım boyunca edindiğim deneyimlerin bir bileşkesini aldığımda, özgürlük konusunda, bu bileşke daima çoğunluğun yaşam biçiminin veya gücü elinde tutanların yaşam biçiminin özgürlük olarak algılandığı sonucunu veriyor. Her ne kadar Kartezyen koordinatlarda bu bileşkenin bileşenlerinden biri, insan diğeri yönetim olsa da, sonuçta ne insanın arasında, ne de yönetimlerin kafasında “ötekiler”in de bulunduğu görünmüyor.
Ötekiler çoğunlukla, düzen bozucu, fitne sokucu, uyumsuz ve yanlış olarak tanımlanıyor ve muamele görüyorlar. İşin en ilginç yanı, dünyada “ötekiler”in yönetime geldiğinde bu kez durum eski iktidar sahiplerini ve o insanları ötekileştirmede bir farklılık göstermiyor. Yani, demek istediğim, her zaman “ötekiler” olacak ve bunlar iteklenecek anlamında öteleneceklerdir.
Bu durumu önlemek olası mı? Dünya tarihi bu sorunun yanıtının hep “hayır“ olarak verildiğini gösteriyor.
Hal böyle iken yukarıda sözünü ettiğim bileşkeyi oluşturmak, rahat etmek yerine neden insanların bir kısmı “öteki” olmayı tercih ediyorlar?
Çünkü öteki olmak farklı olmaktır.
Çünkü öteki olmak minnet etmemek demektir.
Çünkü öteki olmak başka bir şeylerin de var olduğunu görmektir.
Sürekli öteki kalmak mümkün olmadığı için, gücü eline geçiren ötekiler de sürüye dahil olurlar, bu kısır döngü içerisinde dünya döner, insanlar yaşarlar.
Tüm bunlara rağmen, dünyayı döndüren gücün temelinde “ötekiler” yatar, Hz. Musa Hz. İsa, Hz. Muhammet, Nietzsche, Marks, Atatürk, Mao, Abraham Lincoln bunlar hep zamanının “ötekiler” sınıfına giren insanlarıdır, hepsi saf, temiz ve içten duygularla düşünmüş ve yapmışlardır ama sıkıntı sonrakilerin onların üzerinden elde ettikleri rantın rahatlığı, onların devamını getirememiş ve tüm düşünce ve yaşam ilkeleri neredeyse yok edilmiş ve kişisel çıkar uğruna kullanılır hale gelmiştir.
Düşüncelerin saf uygulamasını aramak hayaldir, özgürlük hayaldir, ama insanlar binlerce yıldır umudunu kesmediği için “ötekiler” her döneme damgasını vuracak şekilde varlar ve var olmaya devam edeceklerdir.
Ne zaman insan beyni evrimini tamamlar belki o zaman ötekilere ihtiyaç olmaz.