Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

08 Şubat '12

 
Kategori
Turizm
 

Oteller ve Acentalar Arasındaki Complımentary Oda Karşılığında Düzenlenecek Faturaların İçeriği

Oteller ve Acentalar Arasındaki Complımentary Oda Karşılığında Düzenlenecek Faturaların İçeriği
 

  • Uzun zamandan beri konaklama tesislerinin muhasebe departmanlarıyla kavga halindeyiz. Kimi konaklama tesislerinin muhasebe müdürlerini ikna etmiş olsam da, hatırı sayılır bir sayıda otel muhasebe müdürü, mali müşavirleri ve yeminli mali müşavirlerini ikna konusunda hayli sıkıntı çekmekteyim.
  • Konuya cepheden bir girizgâh yaptım, kusura bakmayın.
  • Şahsım olarak ben, Antalya’da faaliyet gösteren bir seyahat acentasının muhasebe ve finans departmanının müdürlüğünü yapmaktayım. Faaliyet konumuz seyahat acentası olduğundan dolayı, yurtdışından Türkiye’ye turist getiriyoruz ve getirmiş olduğumuz turistleri konaklama tesislerine yerleştirmek suretiyle tatil yapmalarını ve diğer tur organizasyon taleplerini karşılamak üzere hizmet veriyoruz.
  • Acentamız, turizmin üç ana alanında faaliyetlerini sürdürmekte.
  • İlk ana ayağımız toplantı grupları, ikinci ana ayağımız golf ve üçüncüsü tatil turizmi.
  • Faaliyetlerimiz esnasında konaklama tesisleriyle girmiş olduğumuz münasebetler sonrasında ve anlaşmalarımız gereği oteller, complımentary dediğimiz bedelsiz odalar tarafımıza vermektedir.
  • Örneğin; Otelle yapmış olduğumuz anlaşma gereği her on odaya karşın, bir oda tarafımıza ücretsiz olarak verilecektir ibaresi bulunur. Veya bu durum anlaşmanın niteliğine göre değişiklik gösterebilir. Kimi otellerde beş odada bir bedelsiz oda verilir, kimi otellerde yirmi odada bir verilebilir. Oteller grubun niteliğine göre de dilediği kadar odayı bedelsiz olarak acentaya verebilir.
  • Ne var ki kanunlarımız bedelsiz oda, yani complımentary oda kavramını kabul etmemektedir.
  • Neden?
  • Bedelsiz oda üzerinden otele giriş yapmış olan bir müşteri, otelin her türlü hizmetinden yararlanmakta ve dolayısıyla, ortaya bir tüketim çıkmaktadır. Yasa koyucu böyle bir tüketimin varlığını baz alarak, vergi kaybına sebebiyet veren bir durumun ortaya çıktığını düşünmek suretiyle, oteller ve acentalar arasındaki bedelsiz olarak yapılan oda anlaşmalarına karşın, otellerin odayı acentaya bedelsiz dahi vermiş olsa, faturasını acentaya düzenleme zorunluluğu getirmiştir.
  • Bedelsiz oda karşılığında otel tarafından acentaya fatura kesilmiş olması sebebiyle, acentanın bu oda karşılığında otele borçlanması durumu ortaya çıkmaktadır.
  • Oysa ilgili oda üzerinden otel ve acenta arasındaki anlaşma gereği acenta, bu oda karşılığında otele herhangi bir ücret ödemeyecektir.
  • Bu duruma çözüm aracı olarak, otel tarafından acentaya kesilmiş olan fatura karşılığında, acentanın otele, ”İade faturası” düzenlemesinin doğru olacağını birçok muhasebe müdürü, mali müşavir ve yeminli mali müşavirler düşünmekte.
  • Ben ise böyle bir durumda “İade faturası” kesilmesinin yanlışlıklarını ileri sürmekteyim ve doğru olanın “Reklam Katkı Payı” adı altında fatura düzenlenmesi olduğunu söylemekteyim.
  •  
  • Yukarıda bahsetmeye çalıştığım hususta, anlaşamadığım muhasebe müdürleri, mali müşavirler ve yeminli mali müşavirlerin ileri sürdüğü gibi, doğru olanın, otel tarafından acentaya düzenlenmiş olan bedelsiz oda faturasının karşılığında, acentanın “İade Faturası” düzenlemesi midir?
  • Yoksa, bedelsiz oda karşılığında otel tarafından acentaya düzenlenmiş olan bedelsiz oda karşılığında, acentanın otele “Reklam Katkı Payı” adı altında fatura düzenlemesi midir?
  •  
  • Yasa koyucunun, anlaşma gereği, bedelsiz oda dahi olsa, bu tip odalara da fatura kesme zorunluluğu getirmiş olmasının anlamı, “İdarenin vergi kaybı yaşaması nedeniyle bedelsiz oda kavramını yok sayıyorum” anlamını ifade eder.
  • Durum böyleyken, neden kimi otellerdeki muhasebe müdürleri, mali müşavirler ve yeminli mali müşavirler ısrarla “İade Faturası” talebinde bulunmaktalar? Oteller kendi kesmiş oldukları faturanın aynısının karşılığını “İade Faturası”  adı altında acentadan talep etmeyi doğru buluyorlarsa, neden idare ille de bedelsiz odaların karşılığında otellere fatura düzenletiyor ki? Sonuçta değişen nedir?
  •  
  • Konumuza bir de başka açıdan bakmakta fayda görüyorum.
  • “İade Faturası” düzenlenebilmesinin gerekçesi olarak ortada bir emtianın olması gerekmektedir.
  • Her hangi bir ürün aldığınızda, o ürünle ilgili geri iade etme durumunuz söz konusu olabilir. Ürün arızalı olabilir, ihtiyaca cevap vermiyordur veya deformasyon söz konusudur. Bu gibi durumlarda ortaya ürün iadesi çıkabilir ve ancak bu tip ürünlerde alıcı tarafından malın iadesini gösteren fatura ““İade Faturası” adı altında satıcıya düzenlenebilir.
  • Oysa bahse konu etmiş olduğumuz bedelsiz oda, yani herhangi bir otelde ücretsiz olarak konaklayan müşterinin almış olduğu hizmetin karşılığında “İade Faturası” düzenlenmesi söz konusu olabilir mi? Olamaz… Çünkü satın alınmış olan herhangi bir hizmetin iadesi söz konusu olmaz. Hizmet tüketilmiştir ve geriye iadesi diye bir şeyden bahsetmek “İade Faturası” kavramının ruhuna aykırı düşünmek demektir.
  • Zaten yasa koyucuda bedelsiz odalarda “İade Faturası” anlayışını önleyebilmek için bedelsiz oda kavramını yok saymakta.
  •  
  • Bilindiği gibi konaklama hizmetlerinin KDV oranı % 8’dir.
  • Benim ileri sürmüş olduğum husus ise, “Hizmetin iadesi olmaz” mantığından hareketle “Reklam Katkı Payı” faturası düzenlenmesi yönündedir ve “Reklam Katkı Payı” adı altında düzenlenecek fatura üzerindeki KDV oranı % 18 olacaktır.
  • Yasa koyucu, “Bedelsiz oda kavramını kabul etmiyorum” demesine rağmen, bedelsiz oda karşılığında otellerin talep etmiş olduğu “İade Faturası” üzerinde de uygulanan KDV oranının % 8 olacağını otellerin muhasebe müdürleri, mali müşavirleri ve yeminli mali müşavirleri iddia etmekteler.
  •  
  • O halde bu durum otel ve acenta arasında nasıl çözümlenebilir?
  •  
  • Öncelikli olarak idarenin mantığına bir kez daha dikkat çekelim.
  • Ne diyor idare? “Bedelsiz oda kavramını kabul etmiyorum. Zira ortada bir tüketim var ve bu tüketimin fatura edilmesi zorunludur. Bedelsiz oda kavramından hareketle, tüketilmiş bir hizmetin fatura edilmemesi halinde, idare olarak benim vergi kaybım söz konusudur.”
  • İdarenin bu yöndeki bakış açısı son derece doğru bir bakış açısıdır. Bu bakış açısının karşılığında “İade Faturası” kavramına başvurmak zaten idarenin yürütmüş olduğu mantığa aykırı düşmekte.
  • “İade Faturası” düzenlenmesinin mantığına baktığımızda, ortada bir emtianın olması gerekmektedir. Satın alınmış olan hizmetin iadesi söz konusu olamaz. O halde otellerden bedelsiz olarak satın alınmış olan konaklama ve diğer hizmetlerin iadesi diye bir şey de söz konusu olamayacağına göre…  Bu durumun çözümünde benim önerim devreye girmekte.
  • Benim önerim bu durumun çözümünde makul olan yöntemdir.
  • Otel bedelsiz oda karşılığında acentaya faturayı düzenler ve düzenlenen fatura konaklama faturası olduğundan % 8 oranında KDV üzerinden oda bedelini hesaplar. Acenta ise bu fatura karşılığında otele, “Reklam Katkı Payı” adı altında, aynı bedel üzerinden sadece KDV oranı % 18 olmak koşuluyla fatura düzenlemek suretiyle hadiseyi nihayete erdirir.
  •  
  • Bu konuyu buraya taşımamdaki neden, uzun zamandan beri bu hususta birçok otel muhasebe müdürü, mali müşaviri ve yeminli mali müşaviriyle tartışmalara girmiş olmam. İşin garip tarafı tartışmaya girmiş olduğum karşı tarafların hiçbir ikna edici ifadeleri de yok. İkna edemedikleri gibi ikna olmak gibi bir yaklaşım ve tavırları da yok. Ve biz acentacılar, otellerin muhasebe departmanlarındaki bu yanlış uygulamanın esiri olmuş durumdayız.
  •  
  • Umarım bu yazım birçok otel muhasebe müdürü, mali müşaviri ve yeminli mali müşavirine referans kaynağı olur.
  •  
  •   
  •  
  •  
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara