Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sonsuzluk (Osman Özeker)

http://blog.milliyet.com.tr/yasev

27 Kasım '08

 
Kategori
Siyaset
 

Oy'da kara oyunu!

Oy'da kara oyunu!
 

OY’DAKARA OYUNU!

Tüm dünyayı kasıp kavuran küresel kriz Başbakanın “Hamdolsun biz iyiyiz. Kriz bizi fazla etkilemez, kriz bizi ancak teğet geçer” sözlerine rağmen “hamdolsun!” bu kriz bizi teğet geçmemiş, piyasaları kasıp kavurmuştur.

İşin aslına bakarsanız Amerika’yı, ekonomileri bizden çok daha düzgün olan Avrupa’yı vuran bu krizin Türkiye’yi teğet geçmesi beklenemezdi. Sonuçta beklenen oldu ve kriz Türk ekonomisini de allak bullak etti.

Krizin“geliyorum” dediği günlerde başta hükümet ve muhalefet el ele verip yaklaşan bu krizi alacakları acil tedbirlerle en aza indirecek çözümlere gitmesi gerekirken;

Muhalefetin başı CHP “kara çarşafa” endekslemekle meşgul,

İktidar partisi ise başbakanın ifadesiyle: “Fakir fukaraya, garip gurabaya” kömür dağıtmakla meşgul olmuştur.

İşin ilginç yanı ise Ana muhalefet partisinin de, iktidar partisinin de gündemlerindeki konunun tek ortak noktası “kara renk” olmuştur.

Bir taraf çarşafın karalığına, diğer taraf da kömürün karalığına olabildiğince kendini kaptırmış görünüyor.

Düne kadar her ortamda “türbana ve kara çarşafa” karşı mücadele veren ana muhalefet partisi bu tarz giyinen kadınlarımızın laikliğe ve laik cumhuriyete uymadığını, Atatürk’ün devrimlerine aykırı bir giyim tarzı olduğunu savuna gelmiş, tamda yerel seçimlerin yaklaştığı şu günlerde “Çarşaf ve türban açılımı” yaparak gündem oluşturması dikkat çekici olmuştur.

CHP’nin kadınlara yönelik yeni açılımı tartışmaları da beraberinde getirmiş, bu yeni açılım parti içinde de tartışmalara neden olmuştur.

Kara çarşaf ve türban açılımının baş mimarı CHP Genel Başkanı Deniz Baykal:

-“Biz sosyal demokrasinin gereğini yerine getiriyoruz. Partimize oy verecek, üye olacak kadınlarımıza sen kara çarşaflısın, sen türbanlısın sizi istemiyoruz mu? diyeceğiz. Bu tavır sosyal demokrasiye yakışmaz. Laik cumhuriyeti, Atatürk ilkelerini içine sindiren her kadınımızın kılık kıyafeti, giyim kuşamı ne olursa olsun partimize hem üyeolabilir, hem de oy verebilir”.

Deniz Baykal “bu insanlarımızı partimize kabul etmek zorundayız, asıl kabul etmezsek bu insanlarımızı AKP’ye mahkûm ederiz” sözleriyle de bu açılımı savunmuştur.

Ne diyelim CHP’nin yeni açılı, yeni kara çarşaflı ve türbanlı kadınları hayırlı olsun.CHP’nin bu açılımı her ne kadar “seçim yatırımı” gibi gözükse de, bu açılımın CHP’ye “ne kazandırıp, ne kaybettirdiğini” zaman gösterecek.

Ana Muhalefet Partisinin ülkenin bu zor günlerinde kara çarşaf açılımıyla gündeme oturması yerine; Ekonomik krizle birlikte çığ gibi büyüyen işsizler ordusunu, krizle birlikte kapanan yüzlerce fabrikaları, tekstilde, tarım ve hayvancılıktaki yok oluşu, yoksullaşan halkı gündemin birinci maddesi olarak ele almasını beklerdik.

Ana Muhalefet Partisi CHP “Kara çarşafla” gündeme otururken iktidar partisi de “kara elmas” da dediğimiz kömür yardımlarıyla, CHP’nin “kara çarşafına” nazire yaparcasına “kara kömürle”, kömür yardımlarıyla gündeme oturdu.

Yaklaşan yerel seçimler nedeniyle, başta iktidara bağlı belediyeler olmak üzere adeta bir “kömür dağıtma yarışı” tüm hızıyla devam ediyor.

Aslında kömür dağıtımı yapan kurum devletin Sosyal Dayanışma Kurumu, ancak dağıtım işini belediyeler yaptığı için ve alenen yapıldığı için tepkiler oluşmuştur.

İktidar tarafından organize edilen kömür ve erzak dağıtımı yaklaşan yerel seçimler nedeniyle “oya dönüştürme” amacına yönelik bir girişim olarak algılanmakta, muhalefet tarafından şiddetle eleştirilmektedir.

Burada bir gerçeği de açıkça belirtmek zorundayız. Türkiye Cumhuriyetinin temel niteliklerinden birisi olan “sosyal devlet” sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirmelidir. Ulu Önder Atatürk’ün de ifade ettiği gibi “cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi” olmak zorundadır.

Olaya bu pencereden bakıldığında devletin fakirine, garibine, kimsesizine tabii ki yardım etmelidir.

Ancak sosyal devlet bu yardımlardan önce sorumluluklarını yerine yetirmelidir. Devlet vatandaşına insanca yaşama şartlarını öncelikle sağlamalı, yapacağı yatırımlarla vatandaşlarına iş, ekmek, barınma ve sağlık hizmetlerini en iyi şekilde sunmalıdır.

Devletimiz “sosyal devlet olma” gereklerini yerine getirirse ülkede fakirde, garip gurabada ve işsiz de kalmaz, o zaman verilecek üç torba kömüre, bir koli gıdaya kimse el açmaz, hiçbir siyasi partide buraları “oya dönüşecek depolar” olarak görmez.

İktidar Partisi de, Ana Muhalefet Partisi de bir an önce yaklaşan yerel seçimler nedeniyle oynamaya çalıştıkları “Oy’un kara oyunundan” kurtularak halkın gerçek gündemi olan ekonomik kriz ve işsizlikle nasıl mücadele edeceğini, fakirleşen ve yoksullaşan halkı nasıl kurtaracağını gündemlerine taşımalıdırlar.

Sonsuzluk(Osman Özeker)

 
Toplam blog
: 287
: 3107
Kayıt tarihi
: 11.07.08
 
 

1949 Konya Ereğli doğumlu olup, halen İzmir'de oturmaktayım. A.Ü. Eğitim Fakûltesi mezunuyum  Ata..