Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

05 Ocak '11

 
Kategori
Mizah
 

Öyle horozlar vardır ki…

Öyle horozlar vardır ki…
 

Görsel kaynak: shutterstock.com


Böyle atışmalardan çok hoşlanıyorum.

Çünkü egom çok fena tatmin oluyor.

Hele bir de rakibimi rezil ettiysem değmeyin egomun keyfine.

Rezil etmenin dışında, bir de benden kaçıyorsa (yeminle) karşıdaki dağları ben yarattım falan zannediyorum.

Hakikaten yahu, gerçekten yaratmış olabilir miyim? Hatırlamıyorum, ama olabilir de…

Ya da ben olduğum için yaratılmış olabilirler. Olamazlar mı? Olurlar tabi…

Mesene ve feysbuk şeysinden arkadaşlarım (sağ olsunlar) sık sık minnet ve övgü mesajları gönderiyorlar.

Eğri oturup, doğru konuşalım.

Burada ben yazdığım için herkes yazıyor…

Ben MB’ da yazmasam burası sinek avlar. Neyse ki ben varım.

Ben varım ya, millet kendisine çeki düzen veriyor. Vermeyeni de mesajlarla, yorumlarla horozun ağzına sokup çıkartıyorum.

Gerekiyorsa horozun belden altına da vururum, lakin horozun belden altını göremiyorum.

Taktım horoza… Dünkü yazım horozlu yazıydı ya.

Dün La Fontaine’ nin saçma-sapan bir fablını yayınlamıştım. Şimdi bu yazım da horozlu ama muhteşem bir fabl olarak (la Fontaine’ e inat) yazıyorum.

Ha sahi kiminle atıştığımı ve kiminle aşık attığımı söylemeyi unuttum. Şu Sayın La Fontaine denilen çapsızla atışıyorum.

Benden önce tüm fabl örneklerini yazmış. Yazmış dediysem çoğunu Hint masallarından aşırmış. Oysa ben öyle miyim? Oturup kendim yazıyorum.

Dünkü yazımda sorduğum gibi; bakın bakalım kim daha iyi yazıyor…

Ben yazıyorum, değil mi?

İşte muhteşem Fabl:

Güneşi uyandıran horoz

Şaşkın eşek ile şaşkın ördeğin yaşadığı devirlerde

bir de şaşkın horoz varmış.

Herkes ona şaşkın dermiş de, kendisi bunu bilmezmiş.

Şaşkın horoz her sabah gün doğmadan uyanır,

tüylerini parlatıp, süslenip, dama çıkar,

Gün doğmadan çok önce uzun uzun ötüp

herkesi uyandırırmış.

Gün doğarken “öteki” horozlar ötmeye başlayınca,

kümesine girer gururla bir köşede sızarmış.

Bir gün, iki gün derken köy ahalisi de bıkmış, tavuklar da…

Ey şaşkın horoz, ne diye gün doğmadan çok önce

Avaz-avaz ötüp herkesi vakitsiz uyandırırsın?

Bilmez misin vakitsiz öten horoza ne yaparlar?

Sen de diğer horozlar gibi gün doğarken ötsen ya…

Şaşkın horoz küçümseyerek bakmış çevresindekilere

Alaysı bir tavırla çırpmış kanatlarını, kabartmış tüylerini…

Ne ahmaksınız siz kardeşler

Hiç bir şeyi farkında değilsiniz diyerek sallamış ibiğini…

Ben ötmesem gün nasıl doğacak? Anlamadınız mı?

Ben öttüm diye doğmaktadır güneş…

Gün doğarken ötenler, benim doğurduğum güne ötmekteler.

Bilge tavuk çok şaşmış; sen öttün diye mi doğmaktadır güneş?

O halde senin kafana çuval geçirmeli de, sen ötmediğinde

Nasıl doğarmış görmelisin güneş…

Hep birlikte çullanmışlar şaşkın horoza, kafasına geçirmişler çuvalı

Beklemişler gün doğsun diye…

Gün alev gibi doğmuş köyün üzerine.

Ötmüş tüm horozlar, uçmuş kelebekler, vızıldamış arılar…

Çıkartıp çuvalı göstermişler şaşkın horoza

Bak demiş bilge tavuk; sen ötsen de doğuyor güneş, ötmesen de…

Sen öttün diye doğmaz gün, gün doğarken sen ötersin…

Doğan güne şaşkın-şaşkın bakmış şaşkın horoz…

Lakin çabuk toparlamış kendisini; serde böbürlenmek var

Vaz geçer mi huylu huyundan?

Kabartmış tüylerini, sallamış ibiğini

Siz gerçekten çok ahmaksınız kardeşler, ben ötmediysem

Benim yetiştirmem olan pek çok şaşkın horoz var

Onlar öttü diye doğdu güneş…

Anlamadınız mı hala, ne diye yırtılmaktadır kıçınız?

Ne diye durmaksızın gıdaklarsınız?

Bende bu ses, sizde bu kıç varken, sayemde doğacaktır güneş…

Bilge tavuk üzülmüş;

Eh be şaşkın horoz, ne sen varsın diye yumurtlarız biz

Ne sen öttün diye doğar güneş…

Sen kendini öyle kaptırmışsın ki kendini kibirlerine

Görmüyorsun başına gelecekleri bile…

Bak sahibin bıçakla gelmekte, zamansız öten horozu

Ne yapacağını söyleye-söyleye...

Köylü sesleniyormuş karısına;

Bıktırdı artık, yak ocağın altını da

horoz yiyelim akşama yemekte…

*** Bitti***

Nasıl? La Fontaine’ den güzel yazmışım değil mi?

Öyle müstehzi gülmeyin bana, evet güzel yazmışsın deyin rahatlayayım…

Yoksa size de takarım…

***

Gelelim kıssadan hisselere:

Ana fikir: Öyle horozlar vardır ki, kendisi öttüğü için sabah oldu zanneder.

Baba fikir: Vakitsiz öten horozu keserler.

Dede fikir: Tavuk hiç ötmediği halde ne diye keserler?

Duygusal fikir: Tavuklar kesilmesin. Civcivler annesiz kalmasın.

Derin fikir: Hakikaten yahu. Böyle horozlar insanların arasında da var. Tek fark, insan modellerinde ibik yok…

Derin merak: Bakalım bu yazıdan en anlamsız anlamı kim çıkartacak?

Şaşırtacak yorum: Hayvanların üzerinden pirim yapmaktan vaz geçin. Hayvanlar bunu hak etmiyor.

Şaşkın cevap: Hoppala aaa! Aaaa! Aaaaaaaa!

Birinci bölüm için kibarca tıklayınız.

 
Toplam blog
: 90
: 2099
Kayıt tarihi
: 27.05.07
 
 

Yaşayacağım yıllar yaşadıklarımdan daha az... Öyleyse "adam gibi yaşamalı" diye düşünüyorum. Kola..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara