- Kategori
- Seçim
Oyunuz kime?

bmyo.karaelmas.edu.tr/index.php?ln1=veriler...
Malum işten çıkarıldım kriz dolayısı ile. Bir ayı doldurdum. Her gün kendime bir program çıkarıyorum ve ona uymaya çalışıyorum. Yılların vermiş olduğu alışkanlıklarımı ve pratiğimi kaybetmemek için. Çalışmalarımın ardından programda izlemeyi düşündüğüm bir film vardı onu koydum DVD’de “Oyum kime (Swing vote)“ 1980 ABD yapımı Kevin Costner ‘ın başrol oynadığı bir film. ABD’de başkanlık yarışının kaderi sıradan bir vatandaşın tek oyuna kalmasını ele alan ve küçük bir kasabada geçen komik, eğlendirici bir o kadarda bence düşündürücü bir komedi.
"Oyum Kime?"
Tam da içinde bulunduğumuz şu günlerde oyumuzu kime vereceğimizi düşündüğümüz şu günlerde.
En azından ben düşünüyorum, oyumu kime verebileceğimi.
Kavram kargaşası değil yaşadığımız bu seçimde. Çirkinleşmenin had safhaya geldiği ve daha ne düzeye geleceğini tahmin edemediğim bir süreç.
Değerlerin yerle bir edilmeye çalışıldığı bu seçimde, değerleri ayakta tutma savaşımızı vermemiz gerektiğini daha bir net görebiliyorum.
Haberlerde protokolde oturtulan şeyhleri, kamu görevlilerinin parti militanı gibi çalışmalarını, devlet kasasından yapılan kampanyaları görüp de hala oy kullanmamayı düşünüyorsak söyleyecek sözüm yok.
Demek ki bağzı değerler çoktan kaybolmuş.
Yolsuzlukları ortaya çıkarılmak için illa seçimler mi beklenilmeli?
Bu topraklar bu kadar mı sahipsiz, temeli sağlam atılmamış mı ki bunları yaşıyoruz..
Dün akşam CNN’de Metin Uca’nın hazırladığı “Maydanoz” programını izliyorum konuk büyük tiyatro oyuncusu Genco Erkal. Nazım Hikmetten okuduğu bir şiir ile gündeme damgasını vuruyor.
Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlûkusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!
Evet, kabahatin çoğu bizde, öyle ise bunu düzeltmemiz gerekiyor.
Oy kullanmamız gerekiyor.
Seçim kütüklerine bakmaya üşendik, yarında oy kullanmaya üşenirsek kesinlikle şikayet etmeyelim şehlerden, birinci padişahlardan.
Hediyeler ile bu suça ortak olarak geleceğimizi satmayalım.
Evet arkadaşlar
OYUNUZ KİME?