Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

16 Şubat '15

 
Kategori
Sosyoloji
 

Özgecan vahşeti buzdağının sadece görünen kısmıdır

İyi halde değiliz. Yediden yetmişe kendimizi gözden geçirmeliyiz. Vahşet üstüne vahşet!.. Özgecan vahşeti ile sarsıldık. Böyle vahşetler, iğrenç hadiseler insanda yaşama sevinci mi bırakır!..

Ulu Türk milleti'nin her bakımdan toparlanması lazım, kendine gelmesi lazım, özüne dönmesi ve töresine uygun yaşaması lazım.

Özgecan vahşeti, Özgecan'ın başına gelenler ve benzer hadiseler, ülkemizde yaşanan fenalıkların sadece haber olan, duyulan kısmıdır; kötülükler buzdağının yalnızca görünen yüzüdür.

Diyanet İşleri Eski Başkanı saygıdeğer insan Profesör Doktor Ali Bardakoğlu  hocamız yıllar önce ne demişti: "Bize merhamet eğitimi lazım!.." Sayın hocamız, eğer imkanları varsa -yoksa da zorlamalıdır- , maddi ve manevi fedakarlıklar yapma olanağına sahipse,  Türk Milleti'ne bu hususta, merhamet güzergahlı bir iyilik hareketini başlatsın dileğinde bulunuyorum.

Merhamete, merhametli olmaya hızla adım atmalıyız...

İnsani değerler çarkı dönmüyor. Bu halimizle yşayamayız. Kötülükler; insan, semt, durak, ev, mahalle, şehir ayırmaz. Düştüğü yeri yakan, her birimizi de yakar.

Rastgele yüz polisimizle konuşun, toplumda ne felaketler yaşanıyor anlatsınlar size...

Gene yüz öğretmenle konuşalım, bakalım sınıflarında rahatça, huzur içinde ders işleyebiliyorlar mı?!..

Yirmi kadar savcı ve yargıçla görüşelim ve toplumumuz ne haldedir görelim...

Sokakları, çarşı, pazarları, kaldırımları gözlemleyin; genç evlatlarımızın, kız-erkek çocuklarımızın parmaklarında sigara göreceksiniz, konuşmalarında ağız dolusu küfürler duyacaksınız...

Böyle değildik, ne oldu bize!... İlk renkli Tv ne zaman, neden, nasıl kuruldu, kim kurdu?!.. Renkli gazeteler; edep ve haya dışı fotoğraflarla neden dolu?!.. Amaçları nedir?!..

Birkaç yazar var ama.... Bıkmadan-usanmadan sevgiyle, merhametle, iyilikle dolu yazılar yazmaktalar

Bunlardan biri Mahmut Toptaş Beyefendidir.

Biri de Fatma Tuncer Hanımefendidir.  08.02.2015 tarihli; "Korkutan İnsan" başlıklı yazısından iki bölümceyi aşağıya alıyorum. "Korkutan İnsan" demiş Tuncer Hanımefendi, daha ne desin!..

"Sağım solum insan seli. Hangi yana baksam gözüm bir insana ilişiyor. Kimileri genç, kimileri çocuk, kimileri yaşlı… Ama düşünüyorum acaba düşsem kaldıran olur mu? Sendelesem destek bulur muyum? Bir söz etsem karşılık veren olur mu? Bilmiyorum…

Bir arkadaşım, yol ortasında gaspçı çantamı çekerek beni sürükledi de kimse el uzatmadı demişti. Onu dinlediğimde kalabalıklar içinde insansız kalmanın ne kadar acı olduğunu düşünmüştüm. Düşünün, sizin gibi nefes alıp veren, sizin gibi meşgaleleri olan, sizin gibi fani olan onlarca kalabalığın içindesiniz. Fakat korkuyorsunuz. Kimsenin kimseye güveni yok."  (Milli Gazete)

Evet, artık çok korkar olduk birbirimizden. Güvenimiz kalmadı, sevgi uçup gitti...

Başka yazarlar da var şüphesiz, böyle sevgi yüklü yazılar yazan... Onlara da değineceğim zaman içinde...

Sevgi yoluna dönelim ve koşalım bu yolda, hiç yorulmayacağız inanın...

 

 
Toplam blog
: 323
: 2029
Kayıt tarihi
: 04.09.06
 
 

Yaşanan her hayat en iyi hayattır; yeter ki içinde kötülük olmasın!.. ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara