- Kategori
- Güncel
Özgürlük, tek başına...

Tam karşımda duran takvimin üstünde harika bir deniz manzarası var. Rengi yeşile çalan denizin ortasında tek başına duran, göğe doğru yükselmiş bir kaya parçası... Sağından, solundan birkaç yeşil dal, yaprak sarkıyor.
Onbeş, onaltı yaşlarında Eğridir gölünün yanından geçerken de görmüştüm. Sonra yirmili yaşlarda Kemer'de yine deniz kenarında giderken otobüsten bakmıştım hayran hayran... Sonra Mordoğan'a giderken kaybolup, bütün burunu dolaşmak zorunda kaldığımda.
Tek başına, hür, denizin ortasında ve kollarını açmış göğe yükselir gibi duran. Sanki hiçkimse birşey yapamayacakmış gibi yıkılmaz. Gururlu, azimli... Ben kendime yeterim der gibi mağrur, mütevazi... Güneş çevresinde dönüp, batmaya yüz tuttumu denizlerin ardında, derin bir uykuya dalacakmış gibi... Kıyıda yüzmeye çalışan, güneşlenen, şen insanlara gün yüzüyle gülerek bakarmış gibi...
Hep çok şanslı olduğunu düşünüyorum.Bütün dünyayı kucaklamış gibi... Su, toprak, yeşil, güneş... Hepsini bağrında barındırıp, gün ortasına saçıp sonra da gece tekrar toplarmış gibi...
Yıldızları, ayı, yakamozları, geceleri uzaklardan gelen aşk nağmelerini ninni niyetine dinleyip huzur bulurmuş gibi... Güzel, ak saçlı, beyaz yüzlü koca bir ana gibi... Cilveli saçlarını güneşin yaldızlarıyla süsleyen, can alıcı bakışlı, kıvrak bir dilber gibi... Yanık teni, kaslı kollarıyla göğe uzanan, bir kurtulsa dünyayı kucaklayak bir yiğit gibi... Binlerce şen çocuğun cıvıldaması gibi...
Denizin ortasında bir kaya parçası... Derinlikleri bilinmeyen...
Senin gibi... Benim gibi...