Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Aralık '08

 
Kategori
Mizah
 

Özürlerimden özür diliyorum

Özürlerimden özür diliyorum
 

Duydum ki ve ardından gazetelerde bolca okudum ki ‘bir kısım aydın’ Ermeni kardeşlerden özür dilemeyi kafalarına koymuşlar ve kurdukları bir internet sitesiyle de kararlılıklarını perçinleyerek hepimizin adına özür dilemeye başlamışlar…

Bundan seneler evvel, dönemin koşulları altındayaşanan kimi tatsız ve belki de gerçekten tasvip edilemeyecek kimi olaylar için özür dilemek torun aydınlara nasip olmuş…

‘Aydın’ denilince öncelikle ne anlayacağımız bile meçhulken, bir de ‘aydın hareketi’ni anlamaya gayret etmek gerçekten de beynimizde tarifi mümkün olmayan bir zonklamayla beraber yer yer iliklerde üşümeye, bademciklerde şişmeye ve bağırsaklarda kasılmalara neden olmakta…

“Kısa kes Aydın havası olsun dedikleri acaba bu mudur?” şeklinde, zihnimde çalkalanan bin bir türlü sorular kalabalığında “ulan ben kimden özür dileyecektim?” şeklindeki dumur hallerine sevk ettiğim zavallı beynim hala akşam yemeğindeki fasulyenin kalorisini saymakla meşgulken, badi parmağıma konacak kuşu hasretle ve heyecanla beklemeye koyulduğumun farkına bile varamamışım…

Derken “Aydın ilimizin plaka numarası neydi acaba?” diye sayıklarken yakaladığım klavyemin üzerine yarım bardak meyvesuyunu boca ediyorum ki kendine gelsin, titresin, ürksün, ürpersin, utansın ve bilumum aydınla birlikte veryansın etsin…

Etsin ki sayfalara döşeyeceğim kelimeler kendiliğinden gelsin ve yerli yerine otursun…

Yerli demişken “bu toprakların yerlileri biz miydik yoksa bizden evvelki toprak kadri bilmez goygoy imparatorlukları mıydı?” diye habire sorular soran içimdeki sese bir ‘es’ vermenin de tam zamanı diye düşünüyorum…

“Tehcir dedikleri bir vakıa ise tehcire mahal veren kahpeliklerle kalleşlikler ne ola ki?” sorularından usanmış mantık süzgeçlerimden akan kanlı yaşlara aldırmaksızın ben de eyleme katılma kararı vermiş bulunmaktayım…

Ben de payıma düşenden nasipleniyorum ve ben de özür dileme eylemine başlıyorum, aha şuraya da yazıyorum…

Özür diliyorum ey ahali!

Özür diliyorum;

Yıllar önce atalarımın kanıyla sulanan ve Müslüman Türk evladı tarafından yurt edinen bu topraklardan vaktiyle alıp başımı gitmediğim için,

Vatanı düşmandan korumaya çalışan atalarım, yıllarca koyunlarında besledikleri bilumum yabancı meşrepli ve fakat Türk oldukları zannedilen, lakin elin İngiliz, Fransız misyonerlerinin sözlerine tav olarak kalleşçe ayaklanmalar çıkartarak, kahraman askerlerimizi arkadan vurmayı erkeklik belleyen soyu sopu belirsiz hainlere yine de insanca muamele çektiği için,

Hazır düşman yurdu işgal etmişken, her ne hikmetse atalarımın yurdu kurtarmak için derlenip toplanıp düzenli ordu kurduğu, bu ordularla başta Yunan olmak üzere bilcümle mezalim sahibi düşmanı yurdumuzdan kovduğu için,

Analarımın, bacılarımın ırzına geçilirken, bebelerim kundaklarında süngüleniyorken, atalarım sanki bir haltmış gibi Kuvayı Milliye hareketini başlattığı için,

Parsel parsel bölüşülen Osmanlı toprakları hali hazırda düşman kuvvetlerince düzene sokulmuşken, üstüne üstlük Amerikan yahut İngiliz Mandacılığı gibi süper zeka ürünü bir çözüm tarafımıza teklif edilmişken, iş bilmez kadir kıymet bilmez önderim Mustafa Kemal size boyun eğmediği için… özür diliyorum…

Hızımı alamadım devam edeceğim vallahi…

Dominik Cumhuriyetini haritada bulamadığım için Dominik Cumhuriyeti vatandaşlarından,

Maldiv adalarına gidemediğim için ada sakinlerinden ve sakin olmayan ada müdavimlerinden,

Hep mini minnacık insan müsveddeleri sandığım Japon kardeşlerimden,

daha durun bitmedi

Her hafta sonu türlü türlü gazeteler isteyip aklını karıştırdığım için kapıcımızdan
zaman zaman balkona çıkarak radyo dinleyip, gürültü ettiğim için komşularımdan,
bayramlarda elimi öptükleri halde bazen para vermeden ortalıkdan sıvıştığım için yeğenlerimden,

Kış ortası demeden haşince tuşlarına basarak felç ettiğim klavyemden,
soğuk falan dinlemeden yazı yazacağım diye direndiğim için, beti benzi sararmış parmaklarımdan,

Sağlığa zararını bildiğim halde durmaksızın sigara içtiğim için akiğerlerimden,
Vakt-i zamanında kopya çekerek yüz üzerinden yüz almak varken inek gibi ders çalışıp bozduğum gözlerimden,

Bilmem kaç megapiksel kamerası olduğu halde sadece konuşmak için kullandığım cep telefonumdan,

Ufacıkken, tefecikken, ninnileriyle beni uyuttuğunu zanneden annemin çabasına saygı göstermeyerek uyumadığım ve sinsi sinsi onun uyumasını beklediğim ve ardından yeniden uyandırıp ses tellerini yorduğum için anneciğimden,

ÖZÜR DİLİYORUM… Hem de gocunmadan…

Murat HACIOĞLU (www.murathacioglu.com)

19 aralık 2008 Cuma

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..