Padişahım çok yaşa!

Ankara gök gürültülü sağanak yağışlı girdiği 20 Nisan’ın ilk saatlerinde AKP’nin gündeme getirdiği Anayasa değişiklik taslağı kabul edildi. Cumhuriyet Halk Partisi, Barış ve Demokrasi partisi, Demokratik Sol parti’nin katılmadığı oylamada 410 oy kullanıldı.

Yapılan gizli oylamada 333 kabul, 73 ret, 2 çekimser, 2’de boş oy çıktı. Bu sonuca göre taslağın maddelerinin görüşülmesine geçildi.

Anayasanın temel maddelerine uygun olmadığı öne sürülen tasarı AKP’nin herhangi bir uzlaşma aramadan referanduma gitmeyi hedeflediğinin de kanıtı. Gerek birçok farklı maddeyi referandumda bir arada oylatma hesabı güden şark kurnazlığı, gerekse anayasanın temel maddeleriyle çelişkisi ortada olan taslak bir bakıma ülkenin parlementer rejimden başkanlık sistemine geçişinin de makas değişikliği sayılabilir.

Sanırım 367’nin altında kalan maddeler referanduma götürülecek. Bu süreçteki usül tartışmaları daha çok yapılacak. Muhalefetin önerilerini, toplum kesimlerini dikkate almayan AKP iktidarı aslında fiili olarak tek adam yönetiminde her şeyi bir tarafa bırakıp sadece değişikliklere odaklanmış durumda. Milletvekillerinin ellerine tutuşturulan çizelgelerde hangi maddeye oy verildiğini takip edilmesini kontrol etmeyi elden bırakmayan iktidar istikbalini değişiklik sürecine bağlamış durumda.

Gündemde olduğu üzere başkanlık sistemi bu süreçte Erdoğan’ın ağzından tartışmaya açıldı. Nihai hedefin tek adam yönetimini başkanlık sistemi ile taçlandırmak olduğu net bir şekilde ortaya çıktı.Anayasa değişiklikleri iktidarın istediği biçimde götürülüp sonuçlandırılınca referandum sonucu halkın demokrasi kültürüne(!) güvenen Erdoğan hedeflerine yol almaya, adım, adım ilerlemeye devam edecek.

ABD dışında uygulandığı Güney Amerika ülkeleri, Rusya, İran vb. diktatörlük olarak değerlendirilen başkanlık sistemi, demokratik kültürün oluşmadığı ülkelerde demokrasinin uygulamadan fiili olarak ötelenmesi, kaldırılmasına yol açıyor. Tek istisna ABD’de yerleşik olan demokratik kültür başarılı örnek olarak değerlendiriliyor.

Biz yine Türkiye’ye dönecek olursak değişikliklerden sonra AKP yakındığı yargıda kendi istediği bir yapıyı oluşturacak olanaklara kavuşacak. Yedi yıldır Erdoğan’ın ifadesiyle “Türkiye’yi uçurtmak isteyen AKP iktidarı” açık bir şekilde yargıdan şikâyet ediyordu. Yapılan özelleştirmeler Danıştay’dan dönüyor, yargı kararları yandaş atamaları iptal edince uygulanmıyor, iktidar katında yakınmalar ayyuka çıkıyordu. Yapılan değişiklik tasarısı ile sözde yargı bağımsızlığı adı altında cumhurbaşkanının yetkileri genişletiliyor.

AKP iktidarının samimiyetini anlamak için yıllardır uyguladığı her tür sivil toplum örgütünü ele geçirme stratejisini görmek gerekir. STK ve sendikaları ele geçirme süreci başarılı olamayınca karşısına kendi STK’sını, derneğini kurdurmakta beis görmüyor.

YARSAV’a karşı kurdurulan Demokrat Yargı, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin karşılığı olarak oluşturulan Medya Derneği bariz iki örnek sadece.

Sonuç olarak vesayetten vesayete savrulan Türkiye, kimilerine göre bu sabah daha demokratik bir 20 Nisan sabahına uyandı Türkiye.

Günaydın.

Necati TÜFEKCİ 20 Nisan 2010 ANKARA