Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ocak '08

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Palmiye şehrin asvaltına kondurulmuş bir kelebektir!...

Palmiye şehrin asvaltına kondurulmuş bir kelebektir!...
 

ŞEHİR VE PALMİYE


Ben bir palmiyeyim, sıcak iklimlerin, sıcak deniz kıyılarının, tropikal adaların, çöllerde vahaların bir sembolüyüm. Ama, gel gelelim Balıkesir’ de neyi temsil ettiğimin ne ben farkındayım, ne de sizler farkındasınız.

Bana göre Balıkesir gibi kuzeyin dondurucu soğuklarına açık, kıraların eksik olmadığı ve don yapan ayazların, soğuk poyraz rüzgarının etkili olduğu bir yere dikilmek iklime ve Balıkesir’e aykırıdır. Biz palmiyeler donlarda zor yaşarız. Sonbaharın sonları ve ilkbaharın başlarındaki donlar, yani gece hava sıcaklığı sıfırın altına indiğinde ben fenalaşırım.

İlla da palmiye göstermek istiyorsanız o zaman kapalı seralar yapın; millet beni gelip orada görsün. Bırakın palmiyeyi güneydekiler diksin, palmiye seyretmek isteyenler gitsinler Antalya’da seyretsinler.

Bir de beni plastikten yapıp şehrin orta yerine dikiyor akşamleyin yeşil ışıklarla ışıklandırıyorsunuz! İşte Edremit Belediyesi de benden ışıklar saçıyor havaya. Sayın belediye başkanı zeytin ağacından yapsana ışıklarını; senin benim gibi başka diyarların sembolü olan palmiye ile ne işin var? Senin zeytinin dünyanın en iyi zeytini, eğer bir sembol bulmak istiyorsan git zeytin ağacından yap ışığını, dekorunu. Senin ne alakan var palmiyeyle?

Savaştepe Belediyesi bile benim demirden yapılmış heykelimi ışıklandırıyor.Savaştepe ile benim ne alakam var Allah aşkına?Savaştepe’de bir palmiyenin ne kadar abes durduğunu göremiyor musunuz?

Kendine özgün iklimi, bitki dokusu, tarihi ve doğal zenginlikleri ile dünyada bir tane Balıkesir var. Neden Balıkesir’in diğer dünya kentlerinden ayıran bir özelliği; parklarında ve ana caddelerindeki kendine özgün ağaçları olmasın? Beni buraya dikerek ‘Antalya’yı, Mısır’ı, Havai’yi Balıkesir’e getirdik’ filan demeyin! Kendinize ve kentinize ayıp ediyorsunuz. Sizin cevaplamanız gereken soru “Siz Balıkesir’i nereye götürdünüz?” sorusudur.

Yoksa siz beni buralara dikerek kent sakinlerini ve turistleri mi şaşırtmak istiyorsunuz? Yani, kentin cadde ve parklarını süsleyen palmiyeler devasa boyları, haşmetli görünüşleri ile kente gelenleri adeta tropikal bir görüntü vererek şaşırtacağınızı mı düşünüyorsunuz? Sonra da Balıkesir’e geldiğini sanan Ayşe, Hasan’a dönerek ‘Gözü kör olasıca beni Balıkesir yerine Mısır’a mı getirdin?’ diye mi soracak!.. Ne şaşkınlık ama!

Belediye Başkanınız bana Balıkesir’e özgün üç ağaç ismi sayabilir mi? Sayamaz değil mi? İşte siz bu yüzden Balıkesir’e özgün bitki türleri dikemiyorsunuz. Niye doğrusunu bulmak için etrafınıza şöyle bir bakmıyorsunuz. Ben sizin yerinize baktığımda; Balıkesir’e doğal olarak doğmuş gelişmiş hiçbir palmiye göremiyorum.

Oysa şehrinizde kestane , ceviz, ıhlamur, söğüt, akasya, meşe, gürgen, zeytin, kayın, çam, çınar, kavak, ahlat ağaçlarınız var ikliminizde yetişip yüzyıllardır var olan.Kendi sembolünüzün kendi ikliminizin ağaçlarıyla ne sorununuz var?Sizin sorununuz aslında kendinizle, kendi kimliğinizle, kendi doğanızla…Bakın sizin köylerinizde doğan çocuğa büyüyünce evlenirken iş kurarken sermaye olur diye doğumda kavak ağacı ekiyorlar…Ya siz?...Siz Balıkesir’e ve kendi geleneklerinize neden bu kadar yabancılaştınız?

Karikatüristler genellikle beni ıssız bir adadaki yalnız adam ile birlikte çizer. Ben orada tropikal bir adadaki umutsuzluk ve yalnızlığı temsil ederim. Her nedense beni hep sağlam uzun bir palmiye ağacı olarak tam adanın ortasında da dikerler. Böylece yalnızlık sembolü oluveririm. Ayazın kol gezdiği, binlerce araç ve insanın gelip geçtiği bir yolun ortasında yan yana bir kaç palmiye ağacı kime neyi andırır anlayamadım!

Belki de alışveriş yaparken iki palmiye arasına hamağımızı asıp biraz kestirmek gibi bir fanteziniz var! Ya da Allah’ın her günü bu yoldan gelip geçmekten bıktınız. Trafikten başınız dönüyor, güzel rüyalar mı görmek istiyorsunuz? Rüyanızda palmiye görmenin, çok faydalı bir deniz yolculuğuna çıkacağınızı gösterdiğine mi inanıyorsunuz?

Kentin çeşitli yerlerine dikilen palmiye tuttuğunu belirterek, ‘palmiye ağaçlarının tutmayacağı, boşa para harcandığı söylentileri doğru değil’ diye kendinizi savunmaya kalkışmayın.

Buradaki esas problem, tuttu-tutmadı değil; ağaç türü seçiminin, kent kültürüne ve kimliğine uygun olup olmadığıdır. Bir de Anadolu’nun bazı yerlerinde ise kentin doğal simgesi olan palmiyeleri, ‘Uzun kara gövdeleri ile çirkinlik arz ettiği, kuşların konmadığı, kerestesinin bile olmadığı, gölgesi olmadığı, kaldırımlarda yer işgal ettiği, budamasının fazla masraflı olduğu vb.’ nedenlerle kesmek isteyenler bile çıkıyor!..

Yaşadığınız ve hizmet etmeye çalıştığınız şehir, sıradan bir şehir değil, bizce dünyanın en kıymetli, en güzel şehrinden biri. Balıkesir’in doğal bitki örtüsünü ve yapısını bozmayın! Bizi çeşit olsun diye de oraya buraya rastgele dikmeyin.

Çünkü Balıkesir gibi birçok şehrinizin karakterinde, ikliminde, kültüründe palmiye ağacı yok. Balıkesir’in kendine göre ağaçları ve çiçekleri vardır, örneğin Balıkesir halkının ruh zenginliğini zambak, gül, fesleğen, lale ifade eder (di).Balıkesir’e eskiden “zambaklar diyarı” denirdi.Nerde zambaklarınız, begonyalarınız, fesleğenleriniz?.....

Balıkesir’in ilçelerini köylerini, dağlarını ovalarını neden dolaşmıyorsunuz. Balıkesir’inizde doğal ortamda yetişen ahlatlarınız, ıhlamurlarınız, söğütleriniz, çınarlarınız, meşeleriniz, gürgenleriniz, kayınlarınız, cevizleriniz, akasyalarınız, kestaneleriniz, çamlarınız, zeytinleriniz, kavaklarınız var.

Kendi şehrinizden, kendi ikliminizden, kendi kültürünüzden, kendi ağaçlarınızdan bu kadar nefret niye?Tabiatla savaşacak kadar çıldırmanın sebebi ne?Kazanamazsınız bu savaşı…Balıkesir tropikal bir ada değil çünkü!...
 
Toplam blog
: 178
: 1496
Kayıt tarihi
: 01.10.07
 
 

Balıkesir doğumlu.1990 İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mezunu. Balıkesirspor Kulüp Yöneticili..