Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '10

 
Kategori
Siyaset
 

Parti İçi Demokrasi Anlayışımız

Parti İçi Demokrasi Anlayışımız
 

Avrupalı, batılı ülke Türkiye…

Demokratik, laik, çağdaş, hukuk devleti Türkiye…

Sosyal adaletli ve hoşgörülü ülke Türkiye…

***

Ezbere konuşulan ya da klişeleşmiş bu cümlelerin her biri ülkemizi anlatmak için kurduklarımızdan…

Anayasa değişikliği için Adalet ve Kalkınma Partisi’nin “ben istersem olur” zihniyeti ile kendi çoğunluğuna da güvenerek meclis genel kuruluna taşıdığı paket delinmeye başladı. En başından beri toplumun çeşitli kesimlerinin endişeli bakışları ve yorumları dikkate alınmamıştı. AK Partili milletvekilleri bile dahil olmak üzere TBMM çatısında bulunan hiçbir milletvekilinin anayasa paketinin içeriği hakkında ciddi anlamda bir bilgisi yoktu. Milletvekilleri el kaldırıp indirmekten ve kabinlere girip zarf atmaktan öte hiçbir işlev taşımıyor bu ülkede. Tabi bir de banka hesaplarına yatan maaşları var. Millet adına karar vermenin de bir bedeli olsa gerek.

Parti İçi Demokrasi Anlayışı

Çok tartışılan parti kapatma ile ilgili yasa taslağının genel kurulda reddedilmesinin ardından ağzı olan herkes konuştu. Kimisi demokrasi zaferi dedi, kimi AK Parti’nin ve bu anayasa paketinin sonu gelmiştir diye beyanat verdi.

Demokrasi zaferi derken, sadece meclis iradesinin kararındaki demokrasi vurgusu yapılmadı. Öyle iddialar geldi ki bu “demokrasi” kavramının AK Parti’nin yapısıyla eşdeğer bir kavram olduğu söylendi. “Bakın bizim milletvekillerimize bir dayatmamız yok, onlar vicdanları dinleyerek onay vermedikleri maddeler için ret oyu kullanabiliyorlar” demeye getirildi.

Devlet bakanları üzüldük dedi, başbakan vicdanım rahat değil dedi. Kimileri ise ret oyu kullananları tespit etmeye çalıştı, listeler hazırlandı. BDP’liler bunun vebali bizde değildir diyerek kendilerini sakladılar.

Basın olayı neresinden alacağını şaşırdı. Parti içi demokrasi olarak görenler de oldu. Parti içi uzlaşının olmaması olarak da…

Ne ilginçtir ki bu söylemin içinde şöyle bir algı var. Bir partinin milletvekillerinin tamamı aynı oyu verirlerse (Kabul ya da ret belki de çekimser) parti içi demokrasiden bahsedilmiyor. Çünkü demokrasi dediğimiz şey düşünce zenginliği değil mi? 336 milletvekilinin hepsi aynı düşüncede olunca bir demokrasiden bahsetmek ne kadar olası?

Ama şöyle de söyleyenler olmuyor değil! Aynı siyasi partiden birkaç farklı oy çıkınca bu kez parti içi uyuşmazlık oluyor…

Neresinden bakarsanız bakın!

Nasıl bir yorumlama pratiğidir ki bu, bir yandan demokrasi, diğer yandan uyuşmazlık ama net bir karara varabilmek mümkün değil.

Ertuğrul Günay’ın da dediği gibi asker postalından umut bekleyen milletvekillerinin ki mi demokratik bir anlayış; yoksa AK Parti’nin zarf kontrol ettiren mekanizması mı?

Bunun ayrıntılarını çok yakında göreceğiz sanırım…

A.Buğra TOKMAKOĞLU

Abtokmakoglu@gmail.com

 
Toplam blog
: 430
: 2186
Kayıt tarihi
: 18.06.07
 
 

20 Nisan 1989'da İzmir'de doğdu. İlköğretim ve lise öğrenimini Karşıyaka'da tamamladı. 20..