- Kategori
- Seçim
Partilerin meydan kalabalığı...

Propaganda süresi sınırlı olan yerel seçimler öncesinde, siyasiler meydanları etkin kullanmaya çalışıyorlar.
İl, ilçe demeden; yurt sathında partiler, büyük masraflarla ve kalabalık katılımlarla mitingler düzenliyorlar.
Amaç seçmenle sıcak temas, yerel yönetim adaylarını tanıtma ve destek çalışmalarını pekiştirme...
Ancak, kızışan seçim ateşi, giderek liderlere ve onların meydan konuşmalarına da yansımaya başladı.
Özellikle, iktidar ve ana muhalefet partilerinde heyecan dorukta. Kazanma hırsı zaman, zaman liderlerin meydanlarda kontrolden çıkmasına yol açmakta.
Karşılıklı düelloya davet, tehdit ve suçlama; bunlara dayalı propaganda malzemesi, oldukça bol.
Örneklerine, yakın zamanda, farklı günlerde ilimizde düzenlenen AKP ve CHP mitinglerinde tanık olduk.
Biri, diğerini ‘meydanlara gel...’ diyerek, önce düelloya davet etti. Diğeri ise ‘işte geldim, buradayım, ya sen nerdesin?’ sözleriyle yanıtladı.
Yerel medyada, mitinglerle ilgili değerlendirmelerde, restleşmelerin öne çıkartılıp, eleştirilmesi yerine, kalabalığın azlığı-çokluğu ağırlıklı işlendi.
Hatta kimi köşe yazarları, yazılarında ‘Falan parti alana şu kadar kişi topladı. Filan da şu kadar...’ diyerek, konuyu rakamlara indirgendiler.
İşsizliğin, yoksulluğun ve yolsuzluğun toplumun temelinde açtığı kara delikler, giderek büyürken, beraberinde huzur ve barış ortamı da bozulmakta...
Sayıları yüz binlerle ifade edilen çalışanlar, krizden etkilenip, kapanan işletmeler yüzünden, işsiz, güçsüz sokaklarda...
Geçinecek kadar parayı kazanamayanlar, bunalıma girmekte ve çıkış yolu olarak intiharın da içinde olduğu, her yolu akıllarına getirmekteler...
Birer hafta arayla, ilimizde iktidar ve muhalefet, ayrı, ayrı iki büyük seçim mitingi düzenlendiler.
Liderler de dâhil, ‘2007’de yine buraya gelmiştik. İlinizin şu, şu eksiklerini giderme sözünü sizlere vermiştik.’ diyerek, birinin söze başladığını...
Ve devamla, ‘Önceki gelişimizde, sözünü verdiğimiz sorunlarınızı da çözerek, bu gün tekrar karşınızdayız’ diyen birini duydunuz mu?
Ben cevap vereyim.
Hayır...
O halde, hiç yoktan siyasilerin topladıkları meraklı kalabalıkları övmek, neden medyanın görevi olsun ki?
Bunun cevabını da, sadece siyasileri ve topladıkları kalabalıklara methiyeler düzen medya mensupları versinler.