Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

12 Şubat '09

 
Kategori
Edebiyat
 

Paylaşma

Paylaşma
 

M.MUMCU


Güneş yine doğuyor. Yaşam devam ediyor. Siyasetin üstümüzden gitmeyen kömür çuvallarına hapsedilmiş sisli havasıyla... 1960-68-70 li yılların idealist gençleri 21.yüzyılın Türkiye'sinde çarşaflara dolanmış yorgun, şaşkın ve üzgün. Geleceğe dönük ümit kapıları arıyorlar

Ve güzel insanlar belki de kaçıyorlar sessizce kimbilir

Sevgili Türkel Minibaş.

O 1973 de doğdu. 1975 de Marmara Üniversitesi İktisat fakültesini bitirdi. 1995 yılında Uluslararası İktisat ve İktisadi gelişme dalında profesör unvanını aldı. Daha 42 yaşındaydı. Ülkesinin kadınları, çocukları, insanı için çalıştı, uğraştı, emek verdi. O kadar çok çocuğu vardı ki ne evlenmeye ne de çocuk sahibi olmaya zaman bulabildi. O yaşı olmayan mütevazi büyük öğretmen, üreten çalışan şarışın güzel kadın kayıp gitti ellerimizden... Geride sevgiler, kitaplar eserler bırakarak ve yakarak. Seni tanımış olmanın verdiği onur, dostlarının yüreğindeki acısıyla daha da büyüyor. Nur içinde yat...

.- Hepsi birbirinden değerli gerçekten sevdiğim blog dostlarım.. Anladım ki benim sizlerle dostluğum sanal, manal değil sonuna kadar gerçek. Belki zamanımın kısıtlı olmasından her yazıya yorum yazamasam da, okuyor ve sizlerle beraber oluyorum. Tanıştığım sevgili dostlarımla da, hiç görmediklerimlede bağlarım gittikçe çoğalıyor. Sevgili Mumcu'nun, Alev'in, Neşem'in dostlarımın hastalıklarını, acılarını, kayıplarını, duygularını yüreğimden duyuyorum. Güzel, bilimsel duygusal, yazılarla, şiirlerde kendim yazmış gibi seviniyor, birbirini incitenlerle üzülüyorum. Söyleşiler yapan, yarışlar tertipleyen anketler yapan dostları merakla ilgiyle takip ediyorum. Yazan gencecik kalemleri yüreklendirmek istiyorum. Bana tenkitler yazan beni uyaran bütün dostları da çok seviyorum. İmla hatalarımı da bu yüzden seviyorum. Hangi yaşta olursa olsun insanın her an hata yapabileceği duygusunun hataları düzeltme olanağını seviyorum.
-Bu yalan ve maddi kavramlara dönüşmüş dünyada aman etliye sütlüye karışmayayım da beni sevsinler kaygısı olmadan, bunları kendi içimde samimiyetle, sevgiyle yaptığım içinde kendimi seviyorum. Kavganın, egonun hırsın, insanın kendi benliğini üzen yıpratan en üzücü olgu olduğunu anlamamı seviyorum. Bazen üşüten yaşanmışlıklarda, ölümün soğukluğunda, içimi sıcacık ısıtan sevginin var olmasını seviyorum.

Böylesine değerli bir kaybın acısının alabildiğince duygusallaştırdığı kalbimi, sizinle paylaşmayı seviyorum..
Çünkü; tek sevgi vardı. Gerisi zaten yaşanmamıştı...

 
Toplam blog
: 181
: 613
Kayıt tarihi
: 15.01.08
 
 

Öğretmen olan anne ve babam. Ankara'da geçen cocukluk ve gençlik yıllarım. Evimize sık,sık gelen bab..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara