- Kategori
- Futbol
Penaltı değil çünkü

Pozisyonun ceza sahası dışında olduğu kabak gibi belli oluyor çünkü.
Selçuk Dereli bugünkü yazısında belkide Türkiyedeki pozisyonları yorumlayanların içinde tek penaltı diyen kişi olduğu için pozisyonu uzun uzadıya açıklamış. Kendi görüşünün ispatı için de kendine göre kural yorumu yapmış. Benim görüşüme göre temas bile yok ama eğer temas var ise de bariz bir şekilde ceza sahasının dışında olduğu resimde de anlaşılıyor.
Faul yapılan futbolcunun vücudun büyük bölümünün ceza sahası içinde olması penaltı için yeterli değildir. Çünkü temasın olduğu yer cezasahası dışındadır. Bu bügüne kadar defalarca açıklanmıştır. Ama Selçuk Hoca sırf tek olmak farklı olmak için bu yorumu yapıyor. Ama şunu unutuyor ki farklı olan her zaman doğru değildir. Bir fabrikada üretilen malın bir tanesi farklı olduğu zaman onu üretim hatası olarak ayırırlar.
Yine Atilla Gökçe de bugünkü yazısında Spor Ahlakından bahseden yazısında Burak'ın linç edilmemesi gerektiğini yazmış. Üstelik Burak'ın bunu defalarca yapmış olduğundan bahsetmesine rağmen karakterinin düzelebileceğini söylemiş. Sırf Fenerbhaçe aleyhine birşeyler yazabilmek için Trabzon forması ile yanlış yapmadığından bahsetmiş. Benim Atilla Bey'e bir tavsiyem olacak. 2010-11 ve 2011-12 sezonundaki Trabzon'un maçlarını otursun ve bir daha seyretsin. Burak 2 sezonda en az 30 defa hakemi aldatarak faul almadıysa ben de futbol yazmayacağım.
Ayrıca yine Atilla Bey Aziz Yıldırım'ın tribünlerin tepkisine ''Başkan Aziz Yıldırım, duruma Gaziantepspor maçı oynanırken müdahale etmek gereği duydu. Bu müdahale biçimsel olarak yanlış, içerik olarak doğru. Kadın taraftarların Aykut Hoca ile Alex’i sorguladığı sloganların o sırada sahadaki oyunculara saygısızlık anlamına geldiğini söyledi. Kötü tezahürat bitti. Ancak şu da var: Parasını verip bilet alan taraftarın maç sırasında (katılalım ya da katılmayalım) bir şekilde tepkilerini dile getirmesi Fenerbahçe Cumhuriyeti’nde (ya da başka statlarda) demokratik ve sportif bir hak değil midir? Başkan, itirazlarını maç sonrası dile getirse daha doğru olabilirdi.'' şeklinde bir bölüm yazmış. O zaman tribünlerin parasını verip seyrettikleri maçı katleden hakeme tepkilerini bir şekilde dile getirmeside demokratik bir hak olur ki o zaman niçin seyirciye bu tepkisi için ceza veriliyor. Sırf kendini tatmin etmek için koca koca gazetelerin köşe yazarlarının böyle yazılar yazması tribün terörünün en az yöneticiler ve futbolcular kadar pay sahibi olmalarını da sağlar.
Ünal Aysal'ın da pozisyonla ilgili yorumunda da ben de olsam penaltıyı verirdim demiş. Ben de diyorum ki verirsin tabi. Bekara karı boşamak kolaydır diye bir laf vardır. Bir taraf olarak o pozisyonda penaltı vermeniz kadar normal bir şey olamaz Ünal Bey. Sizi bir de böyle haksız bir şekilde puan kaybettiğiniz maçtan sonra ( Böyle bir şey en az 4 sene olmayacak bunu bütün Türkiye biliyor ama) ne diyeceksiniz çok merak ediyorum.