- Kategori
- Futbol
Penaltıyı atamazsan Galatasaray!

Avrupa Şampiyonlar liginde Galatasaray Romanya temsilcisi rakibi CFR Cluj ile 1-1 berabere kaldı. Böyle bir maçı teknik, taktik olarak nasıl yorumlarlar bilmiyorum. TT Arena’da bu gece futbol değil de bir sutopu mücadelesi vardı adeta ve Galatasaray, normal şartlarda rahat kazanabileceği bir maçta saha şartlarına boyun eğmek zorunda kaldı.
Saat 19.00 kadar açık olan havanın, maç saati yaklaştıkça giderek artan şiddetiyle sahayı bir göle çevirmesi, elbette bir şanssızlıktı Galatasaray için, rakibin ilk ve belki de tek atağında golü kendi kalesine atması da.
Ne var ki, 27. dakikadan sonra rakibinin 65 dakika 10 kişi oynaması bu şanssızlıkların üstünde bir şanstı. Üstelik İtalyan hakemin takdiri ile penaltı gibi bir şansı da yakalamıştı ve işte o penaltı da maçın kırışma noktasıydı.
Galatasaray takımında Selçuk, Umut ve hatta Ambarat gibi penaltıyı rahatça gole çevirebilecek oyuncular varken topun başına Melo’nun gelmesi, benim gibi, sanırım maçı izlemekte olan seyircilerin ‘’acaba atacabilecek mi?’’ endişesine yol açmış ve nitekim korkulan olmuştur. Top avuta gider, direkten dner ama yine de bu kadar berbat bir penaltı atışını, da o cüsseden çıkan o cılız şutu da kimse tahmin etmiyordu.
Oysa o penaltı gol olsa, rakibin direnci çok önceden kırılacaktı.
Yağmurun şiddeti arttıkça Galatasaray baskısını artırmaya çalışıyor, Cluj kapandıkça kapanıyordu. Kapanıyordu,10 kişi oynuyordu ama o ağır sahada nasıl oynanır, Galatasaray’lı oyunculardan daha iyi biliyordu. Uzun oynuyorlardı. Onlar için zaman Galatasaray’dan daha zordu çünkü. Galatasaray’lı oyuncular hayret, yerden kısa pas yapıyor, ısrarla top sürmeye çalışıyorlardı..
Böyle ağır bir sahada nasıl oynanacağı hakkında bir uyarı almışlar ki, 2. Yarı nasıl oynanması gerekiyorsa öyle oynadılar. Böyle bir sahada gol ancak yan ortalardan gelebilir, yan ortalar karambol yaratabilirdi. Nitekim Burak Yılmaz’ın golü de Ambarat’ın yan ortasından geldi.
Türkiye’de artık güzel statlar yapılıyor. Konforlu fakat ne yazık ki, üzerinde top oynanacak sahanın şiddetli bir yağmurda göl haline gelebileceğini kimse düşünmüyor, böyle sahaların en zararlısı da tabii ki ev sahibi ekip oluyor. Romen ekibi de bu sahadan istifade etti. Bu kadar güzel stadlar yaparken, stat üstünü de kapacak bir teknolojiyi düşünmezler hayret. Çok mu masraflıdır? Avrupa’da ben böyle bir göl içinde oynana bir maça rastlamıyorum. İstanbul’da ilk çim sahada maç İnönü stadında Avrupa Gençler şampiyonasında oynandı. Bu maçları izlemiştik. Yağmur yağdığı zaman göl olurdu. Aradan 46 yıl geçmiş, yepyeni stadlarda sahalar yine aynı.
TT Arena’daki zeminin, bundan 45 yıl önce amatör maçlarımızı oynadığımız Beşiktaş Şeref stadının kışın göl gibi olan zemininden farkı yoktu.
Herşey rağmen, Galatasaray 90 dakika üstüne yıkıldıkça yıkıldığı, sıkıştırdıkça, sıkıştırdığı rakibini yenmesi lazımdı. Tek kale maç dedikleri buydu. Sanki önlerinde bir ziyafet tabağı vardı. Cluj diye enfes bir de yemek. Lakin çatalı, bıçağı tabağa uzattıkça,kaygan masada tabak durmuyor, kayıyor, çatal, bıçak, yemeğe uzanamıyordu.
Galatasaray, ziyafet sofrasında aç kalktı. Su ile yetindi.
Şimdi puan cetvelinde Manchester United 3 te 3. 9 puanı var. Cluj 4, Braga, bir tek Galatasaray galibiyeti ile 3 puanda. Galatasaray 1 puanda. Puanlara bakarsanız, Galatasaray yine de çok fazla bir şey kaybetmiş değil. Yenilseydi işi bitmişti.
M.United muhtemelen 1. Liği garanti ve 2. Takımı da o belirleyecek. İşi garantiledim diye gevşek tuttuğu bir maç olursa, o takım kimse, Manchester’ı yenip sürpriz puanlar alıp çıkabilir. Böyle bir Manchester’ı Fenerbahçe 3-0 yenmişti.
Gerek Cluj, gerek Braga dış sahada mücadelesiyle başarılı takımlar. Kendi sahalarında işleri daha zor. Ve bu Galatasaray her ikisinden de daha iyi bir takım ve Avrupa maçlarında dış sahada, içerden daha iyi oynuyor Tribün baskısı mı bozuyor dengesini, aşırı kendine güven mi bilinmez.
Eğer biraz da şansı yaver giderse, kazanmanın haricinde, beraberliklerin hiçbir şey değiştirmeyeceğinin bilinciyle Galatasaray ‘ın bu gruptan çıkma şansı diğer İKİ rakiplerinden daha fazla gözüküyor. En azından ben öyle düşünüyorum. Bekleyip göreceğiz.