Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

23 Aralık '07

 
Kategori
Siyaset
 

Penceremden siyasetin görünüşü

Siyaset, işyerinde, okulda, evde, yaşamın içerisindeki her türlü insani ilişkide varlığını sürdüre gelen ince bir oyundur. Onun farkında olanlar, ilişkileri yönetenlerdir. Kamu yönetimi boyutunda siyaset, öyle bir güce sahiptir ki, onu yönetmek olağanüstü yetenek gerektirir. Çünkü kamu yönetimi bağlamında o, çok farklı bir içeriğe sahiptir. O içeriğin kapsamında, kan, nefret, savaş, aşk, ihtiras dâhil her şey olabilir…

***


Siyaset;
Bir çoğumuzda pekte iyi hisler uyandırmayan bir kelime; kötü örnekleri düşündükçe.
İlgilisine çeşitli maskeler taktıran ve ortadan dökülen saçların boşluğunu, yandan uzatılan saçlarla kapattıran bir uğraşı.
Yalanı, en süslü kelimelerle söyleten, doğruyu balçıkla sıvatan mekanizma.
Rüşveti, besmele ile aldıran, yolsuzlukları Allah rızası için yaptıran yeni inanış biçimi.
Toplumun katmanları arasında, aşağı yukarı en hızlı bir şekilde yolcu taşıyan asansör.

...

Siyaset;
Erişilemeyecek derecedeki bir gücü, yönlendirme aracı.
Zor durumdan kurtaran, zekâ manevralarına verilen isimlerden biri.
Saygı ve ilgi uyandıran markalı bir kıyafet.
Her türlü kapıyı açan, başarılı bir çilingir.
...

Bu olumlu ve olumsuz önermeleri, dilediğimiz kadar uzatmamız mümkün. Ama “Siyaset mi? Iyyy!” refleksiyle, yaka silkerek kestirip atmakta mümkün. Nasıl tutum izlersek izleyelim, o, yaşamımızın en kuytularına kadar işlemiş ve kurtulmamızın pekte kolay olmadığı bir olgudur. Başımızdan kaldırıp atmak, hiçte kolay değildir onu!..

Ona karşı durabiliriz; eğer sonuçlarına katlanabileceğimize inanıyorsak. Sonuçları ise hiçte hafife alınmamalıdır. Çünkü o, karşısında bir başka güç, oluşum istemez. Onu karşımıza almak, hayatımızın geri kalanını, bir hapishanede geçirmemize sebep olabilir ya da en ummadık şekilde son bulmasına.

Onu, bir televizyon kumandası edasıyla kullanabiliriz. Bütün kanallarına girip, istediğimiz yayınlarını izleyebiliriz. Sesini, iyice açıp kısabilir, renk ayarlarıyla istediğimiz gibi oynayabiliriz dilersek. Yinede onunla oynamak, azami dikkat gerektirir; çünkü siyaset, yoktan var etme, vardan yok etme yetisi olan tanrısal bir güce sahiptir.

Onu, yok sayabiliriz. Bu eylemin sonucu ise; başkasının ses, renk ve kanal ayarlarına göre hayatı izlememizi gerektirir. Bu durum bizim için, elimizde bir ev ve bir araba anahtarı olması şeklinde çok iyi sonuçlar doğurabileceği gibi, bir ev bir araba hayaliyle yaşarken, ekonomik krizlerin kucağında yaşamaya mahkûm edebilir. Bir anda kendimizi, elimizde bir silahla, havada kurşunların ve şarapnellerin uçuştuğu bir savaş sahnesinde bulmamıza neden olabilir ya da.

“Namuslu insanlar, en az namussuzlar kadar cesur olmalıdır.” , “Namuslu insanlar siyasetten kaçtığı sürece, siyaset namussuzların eline kalır.”, söylemlerine katılmakla birlikte, bir dostumun anlattığı şu kısacık misalden çıkan ana fikri ise hiçbir zaman göz ardı etmemeye çalışıyorum:

“Anadolu’nun küçük bir kasabasında, belediye başkanlığı seçimleri olacaktır. Kasabanın önde gelen kişileri toplanarak, kasabada sayılan, sevilen, kendi halinde, namuslu bir insan olan Ali Bey’e, teklif götürmeye karar verirler. Bir heyet, Ali Bey’ e teklifi iletir. Ali Bey, pek gönüllü olmamakla birlikte, düşünmek için iki gün süre ister. İsteksizdir Ali Bey, nasıl yapacakta kasabalıyı kırmadan incitmeden bu işten sıyrılacaktır. İki gün süreyle düşünür ve cevabını almak için gelen kasabalıya şu konuşmayı yapar:
- Beyler, dün kasaba meydanından geçerken, tuvalet ihtiyacı duydum. Meydandaki umumi helâya girdim. Bir baktım ki helâda bir dışkı duruyor. Dışkıya baktım ve sordum: Beni belediye başkanı seçmek istiyorlar, sen ne dersin? Dışkı, dile geldi ve bana cevap verdi: “Benim eski halimi biliyor musun? Ben, ekmek idim, yemek idim, su idim. İnsanlar, bana çok değer veriyor ve başlarının üstünde gezdiriyorlardı. Bu iltifatlara aldandım, insan içine girdim, beni bu hale getirdiler. Üzerime bir tas su dökmeye bile tenezzül etmiyorlar şimdi. Var gerisini sen düşün.”, dedi. Kusura bakmayın teklifinizi kabul edemeyeceğim.”

İşte benim penceremden siyaset böyle görünüyor. İnsanlar ise, ekseriyetle kendilerini içlerindeki canavara çoktan teslim etmişler bile. Varın gerisini siz düşünün.

Sevgiyle kalın.

 
Toplam blog
: 36
: 1120
Kayıt tarihi
: 21.09.07
 
 

İstanbul'da 1967 yılında doğdum. Askerlik harici bütün yıllarım bu şehirde geçti. İşletme mezunuyum,..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara