- Kategori
- Aşk - Evlilik
Petek Dinçöz olmak ya da olmamak

Allı pullu kıyafetli, şuh bakışlı Petek Dinçöz'e benzemek için çırpınanlar var. Sevda gibi...
Sevda Akkaya henüz 20 yaşında. Yani gençliğinin baharında. Tabii baharını nasıl ifadelendirdiğini bilemem. Aslında biliyorum sayılır. Çünkü o, yaşıtım olan bir kadının hayranı, ayranı, siz nasıl ifade ederseniz öyle bir şeyi işte. Petek Dinçöz’ü o kadar seviyor ki, onun gibi, havalı, afilli, kafasına bol gül takan ve kadın numaraları yaparak belini kıvırtan kadınlar gibi olmak istiyor. Pek çok genç kız gibi. Ve çok sevdiği şarkıcı Dinçöz'ün saç modelini kendisi de uygulamak istiyor. Kuaföre giden genç kız saçlarının Dinçöz gibi iri dalgalı taranmasını istediği halde Sevda’nın saçlarını istediği gibi yapamıyanca genç kız da çareyi kuaförünü mahkemeye vermekte buluyor.
Al, bir de buradan yak olayı!..
Eskiden evden kaçıp gazinolara çıkmak isteyen kızlarımız şimdi daha kolay bir yol buldular: İstedikleri çook ünlü, bol boyalı kadınların aynısının kopyası, bir beden ufağı ya da büyüğü olarak yaşamlarını düzenleyip, bedenlerini bu şekilde şekillendiriyorlar. Veee birden ünlü mü ünlü oluyorlar işte!.. Oh, değmeyin keyiflerine! Bunu sadece yukarıda adı geçen genç kızımız yapmıyor. Sokağa çıkın, 10 metre yürüyün ve saymaya başlayın, kaçta ünlüden sadece o sokak üzerinde kaç adet var diye...
Mesela dün gece ben yaptım.
İstiklal Caddesi’nin bir ucundan diğer ucuna kadar yürüdüm-aslında yürüdük; Bayan Focoault ve kocası (can dostumdur o da) da yanıbaşımdaydı. Her zamanki saftorik halimle geçen kızların ünlü değerlendirmesini yaptım. Mırıl mırıl, içime dönüp konuşarak, kimseciklere bir şey söylemeden...
Ve içime koca bir öküz oturdu. Niye derseniz, şuursuzluktan, diye cevaplayabilirim oturan öküzün nedenini. Neden mi? Birbirinin aynısı, aynı saç rengi –berber sarısı, çiğ yumurta sarısı karışımı ve bol fönlü-, aynı tavır-küçük dağları yaratamam, bana sadece büyük şeyler yakışır-, aynı erkekle bütünleşmiş vücutlar-bol biryantin, göğüs açık, kıllı gömlek arası dekolteli erkekler ve bolca boyunlarına yerleştirdikleri zincirleri ile kızlarını kendilerine bağlıyorlar- ve o salak bakışlı, şuursuz gözlerle algısı kapalı gözlerle dolaşıp aşk yaşadıklarını iddia ediyorlar da ondan...
Evet, 10 dakikada şipşak fotocular gibi beynime çektiğim kareler böyle işte. Ne yazık ki böyle. Toplumsal düzen, bir kadının illa bir erkeğin korumacılığında var olabileceğini söylediğini, hatta inatla dillendirdiği için hemen her genç kız yanında bir erkeğin olmasının toplumsal anlamda sükse yarattığını zannediyor. İçine işleyen, kodlarla kurulu düzenin parçası olmaya çalışan çocuklarımız da saçma ilişkilerin tuhaf kahramanları olarak genç yaşta sokaklarda yerlerini alıyorlar.
Oysa, du düzen yapıcılara şunu söylemek, hatta haykırmak gerekiyor: Babalar, kızlarınıza baskı, ilgisiz tavırlarla davranıp ya da paran varsa paraya boğarak, yoksa sinirle kızların hayatlarının ortasına kılıç darbesi indirerek kötü örnek olmayınız. Kızlarınızın en başta bir birey, ama kadın bir birey, sonra ise topluma faydalı olmaya ve sizden daha iyi birer insan olmalarını hedefleyin. Ve o kadar çok sevin ki kızlarınızı, tuhaf görünümlü, balık bakışlı, bol pudralı kızlar olmalarını engelleyin. Kız çocukları, babaları tarafından çok sevilmeyi erkek çocuklar kadar hak ediyorlarlar. Çünkü çocuğun kızı ya da erkeği olmaz. Evlat, evlattır. Hatta sokakta başını okşadığınız yavrunun üzerinde bile bir güzel duygu, tat bırakabilirseniz ne ala...
Şahsen ben dün gece benden 5-6 yaş küçük kızlara bakınca (hepsi değil tabii!..) içim ezildi ve saftorik yapımın kıymetli bir şey olduğunu bir kez daha anladım. En azından ben sevdiğim bir erkeği, sadece onu çook sevdiğim için, imgesi ve cismini çimde yeşerttiğim ve kalbimde hissettiğim için sevebiliyorum.
Anlık hoşbeşler yerine, utangaç, kendini saklayan halimle bile bir erkeğin gözbebeğindeki karşılığımı görebiliyorum. Çünkü aşk da, sevgi de, içine dahil ettiği her duyguyu önce gözbebeklerine hapseder. Oradan konuşmaya başlarsın sevdiğinle...
Anne ve babalar, size son sözüm avukat tutmakla ilgili olacak: Sevda ve benzeri tutumlarda kızlarınız varsa, eğer saçı Dinçöz’ün saçına benzemediği için avukat avukat dolaşacağınıza kızınızı en yakın D&R’a ve harika yemekler yapan bir yerlere götürün ve konuşmanın, kitapların ve müziğin her şeyden, hatta Petek Dinçöz’ün saçlarından bile değerli olduğunu söyleyin.
Ben olsam öyle yapardım.