- Kategori
- Anılar
Pilot binbaşıdan mektup aldım...

Öğrenmek, sadece bir konuda bilgi sahibi olmak değil, aynı zamanda bu bilgileri farklı durumlarda kullanabilme eylemidir.
Yaşam, sürprizlerle dolu olduğundan insan zorluklar karşısında, bilgilerinin senteziyle akıl yürüterek birçok engelden yara almadan sıyrılabilir.
Bu yeteneklerin bilgilerle donatıldığı yerler de okullardır. Okul idarecileri ve öğretmenler, çocuğu yaşama hazırlarken yaşadıklarından öğrendiklerini yeni oluşumlarda kullanmak üzere dağarcıklarında saklarlar.
Yeri ve zamanı geldiğinde de insanlar arasına örülmüş duvarları yıkarak yeni köprüler kurarlar.
Konfüçyüsün dediği gibi: ''Bilgi, insanı kuşkudan, iyilik acı çekmekten; kararlı olmak da başarısızlıktan kurtarır.''
Acıların, sevgilerin, kuşkuların, bilgilerle harmanlandığı; çocukların yüreklerindeki coşkularla renklendiği okullarda öğretmen olmak uzun yıllar unutamayacağınız anıları belleklerinize kazır.
İzmir'de bir özel kolejde yönetici olduğum yıllarda, şirin mi şirin, tatlı mı tatlı bir küçük kız öğrencimiz, bir sabah ofisimin kapısını çalmıştı. Yüzü sararmış, ağlamaklı bir haldeydi.
Hasta olduğunu ve evine gitmek istediğini söylüyordu. Böyle durumlarda, kolejimizin özel arabası, rehber öğretmen eşliğinde öğrenciyi evine götürmek üzere hazır beklerdi. Çocuğun velisiyle temas ederek revirde kontrol altında tutmak, hastaneye götürmek gibi hizmetlerimiz önceliklerimizdendi.
Hasta çocuk, ısrarla evine gitmek isteyince velisini arayıp haber vermek istemiştim. Ancak, telefondaki ses, Hava Kuvvetlerimizin seçkin pilotlarından olan velimizin, gösteri uçuşuna çıkacağı belirtildiğinden görüşme yapmamız mümkün olamamıştı.
Öğrencimizin uzak bir semtte öğretmen olan annnesine de ulaşmamız mümkün olamıyordu ancak komşularıyla telefon irtibatı kurduğumuzda sorumluluğu alabileceklerini söylemişlerdi.
Bunun üzerine çocuğumuzu, rehber öğretmen eşliğinde evine sağ salim ulaştırmıştık.
Aradan iki saat geçmemişti ki öğrencimizin velisi pilot binbaşımız, üzerinde resmi uçuş kıyafetiyle aniden odama girivermişti. Yorgun, heyecanlı ve tedirgindi.
Görevli askerlerin abartılı anlatımıyla korkmuş; son anda uçağı bir arkadaşına teslim etmiş ve onun arabasını alıp Çiğli Jet Hava Üssünden kolejimize bir solukta gelivermişti. Velimizi teskin ederek kızıyla telefon görüşmesi yaptırıp kendisini oldukça rahatlatmıştık.
Bu arada bir hayli meşakkatli olan yolculuk serüvenini de dinlemiştik. Kısa bir süre sonra da evine dönmesi için yardımcı olmuştuk.
Ertesi gün, okuluna sağ salim dönen cici kızımızın neşeyle bana doğru koşup sarılmasını hiç unutamamıştım. Bu arada babasının bana hitaben yazdığı bir mektubu da elime iliştirivermişti.
Benim bu yazımın ilham kaynağı olan ve 2001 Yılında yazılmış olan bu ilginç mektubu, hiçbir değişiklik yapmadan velimizin arzusu üzerine geç de olsa sizlerle paylaşmak istiyorum.
''Saygıdeğer Hocam,
Dün hatıralarıma yeni bir olay daha ekledim. Uçuculuk mesleğinde altın kural:
''Eğer kaybolduysan, kaybolduğunu kabul et !..
Aksi takdirde, ''Neredeyim?.. Oradayım!.. Şuradayım!..'' derken uçakta yakıtın biter. Ve atlarsın!..
Hem kendi hayatını riske atar hem de uçağın kaybına neden olursun. Dün, uçuşta değil; ama yerde aynı duyguya kapıldım. Uçak başından ayrılıp arkadaşımın arabasına bindim.
''Yakıt az!..'' dedi... Ben : ''Yeter!..alırım '' dedim.
Ancak cüzdanımın yanımda olmadığı, dolayısıyla param veya kredi kartımın yanımda olmadığı, çocuğun rahatsızlığını düşündüğümden aklıma dahi gelmedi.
Yolun tam yarısına gelmştim ki yakıt lambası yandı. Dualarla okula ulaştım.
Çok kritik bir karar vermem gerekti. Ya riske girecek, yakıt almadan dönecek; ya da erkekçe problemi söyleyip sizden para isteyecektim. Duygularımı yendim ve doğrusunu yaptım.
Böylece yolda kalmadım. (Resmi elbiseliydim üstelik) Çocuğumu da vakti zamanında doktora götürebildim.
Böylece hem uçağımı; hem kendimi kurtardım.
Anlayışınız için çok teşekkür ediyorum. Ben bu olayları örnek olması açısından çok kişiye anlatacağım. Umarım siz de öyle yaparsınız.
Saygılarımı sunar, hayırlı günler geçirmenizi dilerim.''
(İmza... Pilot Binbaşı... İsim )
* ''Hayat bir parça da sonunu bilmediğimiz için güzel; heyecanı ve sürpriziyle güzel.'' C.Meriç
* ''İnsanlar, güller arasında dikenler bulunduğundan şikayet edeceklerine, dikenler arasında güller yaratıldığına şükretmelidir.'' Mevlana.