Pırıl pırıl kadınlarımız kızlarımız evlenemiyor

Rahmetli Sakıp Sabancı her zamanki sevecenliği ile TV'de işiyle, kendisiyle, yurt ve dünya ile ilgili konuları ve ailesiyle ilgili konu ile soruları yanıtlıyordu. Bir ara kızından sözediyordu ve kızı için şunları söylüyordu: ''Benim kızım akıllıdır, benim kızım güzeldir, benim kızım çalışkandır, başarılıdır...''

Türk Milleti'nin kadınları-kızları, aynen rahmetli Sabancı'nın betimlediği gibi çalışkandır, akıllıdır, güzeldir, başarılıdır. Bu yazımda bekar kadınları-kızları konu edineceğim için, tümünü ''kızlarımız'' diye ifade edeceğim. Sonuçta bekar kadınlarımız ve kızlarımız ortak paydadadır.

Memleketimizde hep belli sorunlar konuşuluyor: Dövizin durumu, borçluluğumuz, terör, gençliğin trajik durumu, memurun, hükümetin durumu... Oysa Ağrı Dağı'nın tepesine çıkıp memleketimizin tamamına ve insanlarımıza baktığımızda bugün için adı konmamış ama gelecekte herbirinin kocaman sorunlarla karşımıza çıkacak olan epeyce derdimiz olduğununu görürüz.

Hemen her kurumda, şirketlerde, iş ve sosyal alanlarda çok iyi eğitim görmüş; kariyer, unvan, para, ev, araba, mevki, başarı sahibi olmuş kızlarımızla karşılaşırız. Türkiye'yi dikkat ederseniz; ayrımına varacaksınız sizler de, kızlarımız yönetiyor, onlar taşıyorlar geleceğe. Ancak bir sorun var, en doğal hakları olan mutluluğu, evliliği, bir yuva sahibi olma şansını elde etme olanakları azalıyor. Çok düşündüm bunun nedenini ve bazı nedenler bulduğumu sanıyorum. Yazarlık zormuş, rakamlarla durumu ifade etmeliyim, ancak bu şimdilik olanaksız. Blog yazarlığı da ciddi bir yazarlık adımıdır. Üzgünüm, gözlem ve kendi değerlendirmelerimle yetineceğim.

Çok ziyan edilmiş bir erkek nüfus gerçeğimiz var ve bu durum devam ediyor. 1968'den 1980'e kadar sağ-sol cinnetinde binlerce evladımız ziyan oldu ki neredeyse tamamı erkektir. 1984'ten beri genç erkek evlatlarımızı ana ve yar kucağından, milletin sinesinden alıp alıp yok eden terörden ziyan olan binlerce erkek evladımız var. Trafikte en çok araba kullanan da erkek evlatlarımız ve yitirdiklerimizin de çoğu erkek nüfus... Dertli memleketimizin suç işleme oranında da gene ziyan olup mahpus damlarında yatanlar da erkek evlatlarımız... Okul hayatları ziyan olanlar da onlar... Yurt dışına iş ve aş peşinde gidenler de onlar... Yad diyarlara gidip yabancılarla evlenenler de onlar. Yanlış adım ata ata karamsarlaşan, hayata küsenler de onlar; yani genç erkek nüfusumuz...

Benim memleketimin kızları çok güzeldir, çok hamarattır, çalışkandır ve çok başarılıdır. Dünyada aşkı, sevdayı, sevilmeyi, baştacı edilmeyi en çok benim memleketimin kızları hakediyor. Tamamı ''zeytin gözlü'' olmasa da sevgi dolu, vefa dolu, Anadolu yürekli kızlarımızın herbiri dünya güzelidir. Yad ellerde yar ararız ve ne kadar yazık ederiz. Dünyadaki bütün kızlara-kadınlara sonsuz saygı iyi ama, ''önce can, sonra canan'' demek gerekmez mi?..

Cumhuriyet ve Atatürk ile birlikte kızlarımız birer bayrak gibi, işte, evde, sosyal hayatta bayrağımız gibi dalgalanıyorlar; başımızın üstünde...

Ben nerede ve ne zaman çalışan bir Türk kızı görsem ağlayacak gibi olurum; kendi kendime derim ki ''Bak işte Atatürk'ün en büyük armağanı bize.''

Toplumları kadınlar taşır geleceğe... Bir toplum mutlu oacaksa, önce o toplumun kadını çok mutlu olmalıdır, hakettiği değeri görmelidir.

Kızlarımızı, bizim kızlarımızı, Anadolu yürekli kızlarımızı-kadınlarımızı her zaman baştacı edelim; incitmeyelim onları, anlayalım ve anladıkça onları adam olalım... Unutmayalım kızlarımız mutlu olamadıkça, Türk toplumunu iyi bir geleceğe taşıyamayız.