- Kategori
- Felsefe
Pisagor ve Felsefesi
"Hiç kimse kendine hâkim olamadan, özgür olamaz."
Pisagor
Pisagor -bir diğer yazılış şekliyle Pythagoras- M.Ö. 570 - 495 yılları arasında yaşamış ünlü bir filozof ve matematikçidir. Kendisinden günümüze yazılı hiç bir metin kalmamıştır ancak öğretisi ve yaşantısı öğrencilerinin yazılarından ve kayıtlarından öğrenilmiştir. M.Ö. 570 yılında bugünkü Sisam Adası’nda doğan Pisagor, gezgin ve araştırmacı bir karaktere sahiptir ve bilgi edinmek ve bilgeliğe ulaşmak amacıyla ömrünün büyük bir kısmında uzak seyahatler yapmıştır. Pisagor’un yaptığı ilk yolculuk döneminde kâhinlerin tapınağı olarak da bilinen Delphi’ye olmuştur. Pisagor’un Delphi’ye gitmesindeki temel amacı, gizli sırlara sahip olduklarına inanılan meşhur Apollon rahiplerinden bu öğretileri edinmek olmuştur. Bir süre Delphi’de kalan ve burada eğitim alan Pisagor, daha sonra o dönemde bilgeliğin merkezi konumundaki Mısır’a gitmiştir. Pisagor, Mısır’da kaldığı süre boyunca Memfis Tapınağı’ndaki Osiris dininin öğretilerini de öğrenmiştir; hatta Pisagor’un, buranın öğrencilerine tabii tuttuğu çeşitli çetin sınavlardan geçerek Mısır inisiyasyonunun son aşamasına kadar gelebilmeyi başaran ender insanlardan biri olduğu söylenmektedir. 22 yıl boyunca bu tapınakta kalan Pisagor, Mısır, Babilliler tarafından işgal edilince diğer rahiplerle birlikte Babil’e gitmek zorunda kalmıştır. Pisagor, Babil’deki bir tapınakta Babillilerin de öğretilerini öğrenir ve burada kaldığı sürede Kudüs’e de uğrar ve Kabala eğitimi de alır. Bu dönemde Hindistan’a da yolu düşen Pisagor, burada ezoterik bilgilere merak duyar ve bir süre de ezoterizm öğrenir. Yaklaşık 35 yıl sonra doğduğu topraklara geri dönen Pisagor’un gittiği ilk yer, gençken eğitim aldığı Delphi Mabedi olmuştur. Pisagor’un buraya dönmesindeki temel amacı öğrendiği tüm bilgeliği burada yaymaktır. Ancak Delphi’deki rahipler onu orada istemezler. Bunun üzerine Pisagor, İtalya’ya gider ve buradaki Crotona kentinde kendi okulunu açarak “seçilmiş öğrencilere” ezoterik içerikler barındıran dersler vermeye başlamıştır.
Yaşam öyküsünden de anlaşılabileceği Pisagor, oldukça çok yönlü, araştırmacı ve bilgili bir kişidir. Ancak günümüzde çoğunlukla Pisagor, onun geometriye kazandırdığı düşünülen ‘Pisagor Teoremi’ile bilinmektedir. Kuşkusuz onun bu durumu, evrenin sırrını sayılarla açıklamaya çalışmasından ve bu yüzden de sayılara büyük önem atfetmesinden de kaynaklanmaktadır. Öyle ki Pisagor ve öğrencileri, her şeyin matematikle ilgili olduğunu ve matematik aracılığıyla evrenin tüm sırlarının anlaşılabileceğini iddia etmişlerdir.
Pisagor, öğretisinde gizeme de özel önem atfetmiştir. Ona göre hakikate ulaşma çabasında bilginin yanı sıra sezgi de gereklidir. Reenkarnasyon olgusuna da inanan Pisagor’a göre ruh, bedene zincirlenmiş bir haldedir ve beden, ruh için bir hapishane konumundadır. Ancak beden öldükten sonra ruh başka bir bedene göç etmektedir, ta ki ruh ölüp dirilme döngüsünden kurtulana dek. Ruhun öldükten sonra nasıl bir bedene gireceğini bir önceki beden içindeyken yapılanlarla doğrudan ilişkili olduğuna inanan Pisagor’un temel amacı; eğitim, farkındalık ve çeşitli ruhsal ve zihinsel pratiklerle ruhun olgunlaştırılması ve nihai olarak özgürleştirilmesi olmuştur. Öğrencilerine de bu yönde bir eğitim vermeye kendisine amaç edinmiş Pisagor’un okulunun, tarikatımsı görünümü ile tarihteki diğer felsefe okullarından farklılaştığı kabul görmektedir. Hatta öğrencilerinin Pisagor’a önce tanrılık, sonra peygamberlik atfettikleri söylentiler arasındadır. O, ise her iki ünvanı da kabul etmeyince öğrencileri kendisine ‘bilge’ anlamına gelen ‘sophos’ diye hitap etmek istemişlerdir. Pisagor ise ‘sophos’ da olamayacağını zira ‘sophos’lardan bilgi edinmiş bir kişi olduğunu belirtmiş ve kendisine ‘bilgeliği aşk duyan’ anlamına gelen ‘philosophos’ yani ‘filozof ‘denmesini istemiştir. Bu bilgiler ışığında, tarihte filozof kelimesini ve unvanı kullanan ilk kişinin Pisagor olduğu söylenmektedir.
Pisagor ve okulunu dair diğer ilginç bilgiler şu şekildedir:
- Pisagor’un okuluna girmek isteyen öğrenciler, tüm mal varlıklarını okula bırakmak zorundadır ve Pisagor bu öğrencilerine eğitimlerin ilk 2 ila 5 yılı boyunca bir perdenin arkasında ders vermiştir ve bu süreçte hiçbir soru sormalarına ve konuşmalarına izin verilmemiştir. Bu sürede başarılı olan öğrenciler bir tören ile perdenin arkasına çağrılır ve Pisagor ile tanışırlardı. Böylelikle ‘dinleyiciler’ adlı gruptan ‘matematikçiler’ adlı bir üst gruba dâhil olmuş olurlardı. Bu süreci tamamlayamadan okuldan ayrılmak isteyen bir öğrenciye ise, girişte bağışladıklarının iki katı verilir ve bir daha asla okula dönmemesi ve bildiklerini kimseye açıklamaması istenerek okuldan gönderilirdi.
- Pisagor, tefekküre büyük önem verirdi. Her gece yatakta uykuya dalmadan önce zihninde o günün muhasebesini yapar, kendine şu soruları sorar ve cevaplar bulmaya çalışırdı:
“Bugün faydalı geçti mi?”
“Bugün saçmalık olarak ne yaptım?”
“Bugün yapmaya zorlanmama rağmen yapmadığım ne var?””
- Pisagor Okulunun baklagiller tüketmemek, bir çubuğun üzerinden geçememek, et ve kandan oluşan canlıları yememek gibi bir takım katı kuralları bulunmaktaydı. Hatta tarihteki ilk vejetaryenin ve vejetaryenliğini çıkartanın Pisagor olduğu bilinmektedir.
- Bir rivayete göre, Pisagor’un yaşadığı dönemde matematik, fizik, astronomi, felsefe ve müzikte getirmek istediği yenilikleri ve buluşları hazmedemeyen yobazlar topluluğu, halkı Pisagor’a karşı ayaklandırarak okulunu ateşe verdirmişlerdir. Pisagor ve öğrencileri bu okulun içinde alevler arasında hayatlarını kaybetmişlerdir.
- Bertrand Russell, Pisagor'u "Hem akıllı hem de deliyken, dünyanın gelmiş geçmiş en önemli entelektüellerinden biriydi" diye tanımlamıştır.
- Antik Yunan’daki 7 büyük bilgede biri olarak kabul edilen ve bir dönem Pisagor’un da öğretmeni olmuş Pherekydes, Pisagor için şunları söylemiştir: “Her türlü bilgeliğin sonu bende. Daha fazlasını istersen bunu benim Pisagor’a söyle. Çünkü o Yunan ülkesinde herkesin üstündedir: bu sözüm yalan değil.”
Son olarak Aristoteles, Pisagor için: “Akıl yürüten bir hayvan vardır ki tanrıdır o; bir başkası da insandır; Pisagor ise üçüncü bir türe örnektir.” demiştir.
Faydalanılan Kaynaklar:
Russell, Bertnard (2016). Batı Felsefesi Tarihi Cilt 1. Çev: Ahmet Fethi. İstanbul: Alfa Yayıncılık.
Zack, Naomi (2019). A’dan Z’ye Felsefe. Çev: Şükrü Alpagut. İstanbul: Say Yayınları.
https://www.felsefe.gen.tr/pythagoras-pisagor-kimdir/
Ümit AKÇAKAYA
Uzm. Psikolojik Danışman