Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Eylül '15

 
Kategori
Deneme
 

Pişmanlık alır götürür; vay beni yazık bana!

Gerçek anlamda kalbinin gözünden kanlar aktı mı hiç? Nasıl gözlerden yaş geliyorsa, kalpten de kan gelir acı çektiğimizde.. Onun kan ağlayışının görünen şeklidir gözlerdeki yaş. Zaman geçtikçe, yaş ilerledikçe, yaşananlar daha bir naifleşince gözümüzde; boş insanlar ya da boşa harcadığımız her gözyaşımız bize hesap sorar. Pişmanlıklarımız günah gibi, bir bir önümüze dizilir. Her kendini hatırlatan pişmanlıkta, kalbe acı verir; kan akıtır.. Zamanında kıymetini bilemediğin varlığın, araya başka kişiler girdiğinde; kıymetini bilemediğin insanın değerinin birden yükselmesi ne kadar acı ve küçük düşürücü bir durum aslında. “Bu gidişin bir de dönüşü var” diyerek ah eden insanların, karşı tarafın dönüşlerini gördüklerinde egolarının tavan yapması iyi bir şey değil aksine, daha bir dibe batmaktır. Ne kadar değersiz olduğunu bir kere daha anımsatmaktır o insana, fakat ne yazık ki bizler onun pişman olduğunu ve bunun bize iyi dönüş olduğunu düşünüyoruz. Ne kadar değersizleştirildiğimizin farkında bile değiliz. Nankör bir insanoğlu olduğumuzu açık  açık gösteren bir hayat dersi bu. İnsan bir şeyi erken yaşıyorsa, hep ona geç kalır. Zamanlama hatasını çok erken 
yaşıyoruz bizde bu zorlu hayat yolculuğunda. Çünkü bazı güzel şeyleri, kötülükleri görmeden sunuyor sana. Haliyle kimse göremiyor elindekinin ne kadar kıymetli olduğunu. Kaybettikten sonra ise bir daha tekrarı olmuyor aynı iyi şeylerin.. Ve bu durumdan sonra da pişmanlıkta pek fayda etmiyor açıkçası, acı vermekten başka..
En doğru olanı, zaman sanırım. Bazen en iyi ilaç, bazen de var olan yarayı daha bir deşmek gibi, hep arafta kalır kendisi. Her şeyi bittiği yerde bırakmak, akışına vurmak insanı daha bir rahatlatıyor. Çünkü nasipten öteye köy yoksa, bir şeyi fazla zorlamamak lazım. 
 
Hayatta her an, her saniye tek bir duygu ile yaşanıyor ve bir daha aynısını yaşamak istesen de olmuyor. Gerçekten bir film iki kere izlenmiyor, izlense de sonunu bildiğin için tat vermiyor. Ben hayatı, tıpkı resim yapmaya benzetirim. O renkler, o şekiller bir kere tuvale işleniyor; içindeki o coşku ve sevgi elleri ile.. Aynı resmi bir daha yapmak istesen de, yaptığın o ilk tuvaldeki gibi olmuyor. Ne renkleri tutturabilmek mümkün ne de o duyguyu yansıtmak. Tıpkı yaşanan güzel anıların bir daha gelmemesi gibi.. Her insan kişinin aynasıdır aslında, çünkü karşımızdakini hep kendimiz gibi zannederiz. İyi bir insansak karşımızdakine de toz konduramayız her hatasına göz yumarız. “Hayatta yapmaz” deriz. Kötü bir insansak ve kendimizden başkasını sevmiyor, başkalarının başarılarına yalandan gülümsüyorsak; başarılı olduğunuzda etrafınızdakilerin de sizin gibi başarılarınıza yalandan gülümsediğini düşünürsünüz. Hayatta o yüzden herkesi kendiniz gibi bilmemeniz sizin hayatta daha sağlam adımlar atacağınızı ve pişmanlıklar yaşamayacağınızı garantiler. Zaten her iyi insan da bu sebepten kaybetmiştir; karşındakini kendisi gibi düşündüğü için.. Pişmanlık yaşamamak için,“Keşke” ve “İyi ki”lerle dolu bu dünyada, bunları iyiliklere harcamanız dileğiyle.
 
Kilitli bir kapının 3 anahtarı var; sevgi, sevgi ve yine sevgi. 
Sevin o yüzden..
 
Toplam blog
: 99
: 7049
Kayıt tarihi
: 07.08.11
 
 

Bir garip bankacı olmanın yanı sıra, yazarlık yapan; her şeyi olduğu suret için seven bir insanım..