- Kategori
- Güncel
PKK terörü ve barajı koruyan askerler

180 milyon dolara mal olan baraj 2008'de açıldı. Baraj üzerinde bir de hidroelektrik santrali var...
Bu sürecin en önemli aktörlerinden PKK, şimdilik kontrolü elinde tutuyor. Özellikle şehirlerde yaptığı eylemlerden sonra tırmanan gerilim PKK’nın elini iyice güçlendiriyor.
Geçtiğimiz hafta Perşembe günü, Elazığ-Karakoçan’da bir Jandarma timine PKK’lılar tarafından pusu kuruldu. Saldırıda 2 asker şehit oldu. Teröristler kaçarken sağa sola rastgele ateş ettiler. Bu sırada tarladan dönen köylüler de kurşunlara hedef oldu. Kendisini 5 yaşındaki torununa siper eden 71 yaşındaki Şerife Nine bu kurşunlardan biriyle hayatını kaybetti.
Bu saldırıda önemli bir ayrıntı var. Pusuya düşürülen Jandarma timi Karakoçan ilçesindeki Seyrantepe Barajı’nın güvenliğini sağlamakla görevliymiş. Barajdaki devriye görevini tamamlayıp karakollarına geri dönerken pusuya düşmüşler. Demek ki devlet, trilyonlarca lira para harcayarak yapılan bu barajın güvenliği sağlamak, teröristlerin sabotajlarından korumak için askerlerini görevlendirmek zorunda kalmış. Bölgenin fakirliğinden, geri kalmışlığından devleti sorumlu tutanlar, işsizliği ve yoksulluğu terörün sebebi olarak gösterenler bunları hiç dikkate almıyor galiba? PKK’nın bölgedeki taş ocaklarına, inşaat şantiyelerine yaptığı baskınlar, öldürdüğü masum işçiler, yaktığı iş makineleri hiç hatırlanmıyor, gündeme gelmiyor.
Şerife Nine’nin hayatını kaybettiği son saldırıyla tekrar ortaya çıkan bu ayrıntı tuhaf bir çelişkiye işaret etmiyor mu? Barajı teröristlere karşı askerler koruyor…
Hadi düz mantıkla çok basit birkaç soru soralım: Baraj kime fayda sağlıyor? Ya da baraj kime zarar veriyor? Kimin tezlerini çürütüyor?
Söz konusu “terör” olunca baraja yapılabilecek bir saldırının mantığını anlamak mümkün. Netice itibariyle bir terör örgütüyle karşı karşıyasınız. Fakat “demokratik talepler” ya da "Barış, kardeşlik" gibi amaçlarla hareket ettiğini iddia eden bir zihniyetin bu tarz eylemlere sessiz kalmasını anlamak mümkün mü?
Bu çelişkinin herkesçe sorgulanması gerekmez mi?
Türk Silahlı Kuvvetlerinin operasyonlarını ve tamamen hukuki temellere dayanan KCK operasyonlarını, terörün tırmanmasının "makul sebepleri" gibi göstermeye çalışanlar terörün bu eylemlerini hangi "makul sebeplerle" açıklayacaklar?