- Kategori
- Alışveriş - Moda
Plazma mı, LCD mi?

Birkaç yıldır, CRT TV’lerin (bildiğimiz tüplü TV) vitrindeki yerini düz ekran TV’ler doldurdu. Tamamen farklı olan teknolojilerini bir kenara bırakırsak düz ekranlı TV’ler geniş ekranlıdır.
Düz ekran teknolojileri TV ekranlarını büyümüştür. Eski CRT TV’lerde cihazın ekranı büyüdükçe, derinliğinin de aynı oranda büyümek zorunda olması TV’lerin hantallaşmasına yol açıyordu. Bu nedenle popüler TV boyutları 51 ve 64 ekran olarak standartlaşmıştı. Büyükleri ise en fazla 90 ekran civarındaydı. (Ekranın boyutu sağ alt köşesinden sol üst köşesine olan uzunluktur.) Daha büyükleri hem çok ağır olur, hem de kolay kolay bir yere sığmazdı. Yeni düz ekranlı TV’lerin ekranı ise çok yaygın olarak bir metrenin üzerindedir.
Düz ekran TV’ler Plazma ve LCD olarak iki çeşittir.
TV, görüntülü bir cihaz olduğuna göre göz önüne almanız gereken en önemli kıstaslar şunlardır ve TV’ler de bu kıstaslara göre karşılaştırılır : Çözünürlük, renk, ışık, kontrast, görüntü dinamizmi ve izlenebilme açısı. Ayrıca enerji tüketimi ve ekran ömrü ve tabi ki fiyat genel olarak hesaba katılması gereken önemli faktörlerdir.
Düz ekranlı TV’lerde görüntü, noktalardan (piksel) oluşur ve bir görüntüyü oluşturan noktalar ne kadar küçük ve çok sayıda olursa görüntü o kadar net olur. Standart çözünürlükte bir ekran 640x480 çözünürlüktedir (yani her biri 640 tane noktadan oluşan 480 tane yatay çizgi) Son zamanlarda sıkça duyduğumuz yüksek çözünürlük (high resolution) görüntü için 1280x720 ve üzeri çözünürlük gereklidir ve hemen hemen bütün düz ekranlı TV’ler bunu sağlar. Yine de istisnaları vardır ve TV alırken buna çok dikkat edilmelidir.
Plazma teknolojisinde pikseller belli bir boyuttan daha küçük olamadıkları için genellikle 107 ekrandan küçük plazma TV’ye pek rastlanmaz. LCD’de bir alt sınır yoktur.
Hemen hemen tüm görüntü performansı kıstaslarında plazma TV’ler LCD’ye göre üstündür. Bu kıstaslar parlaklık, kontrast ve renk olarak sayılabilir. Ayrıca görüntü dinamizminde de LCD dezavantajlıdır. Çok hareketli bir görüntü oluşturmak için piksellerin çok seri olarak değişmesi gerekir ve LCD, plazmaya göre bu konuda yavaştır. Bu nedenle LCD ekranda hızla hareket eden bir cismin arkasında hayalet gibi iz oluşur.
Plazma ekrana hangi açıdan bakarsanız bakın görüntüyü hemen hemen aynı kalitede görürsünüz. LCD ekrana çapraz bir açıdan bakarsanız renkler ve görüntü karşıdan baktığınızdan farklı görünür.
Plazma TV’ler fiyat olarak da LCD’lere göre yüzde 10 – 15 daha ucuzdur.
Plazma televizyonların dezavantajları arasında LCD’ye göre yüzde 60-70 daha fazla elektrik tüketmeleri sayılabilir.
Ayrıca plazma ekranın ömrü LCD’ye göre neredeyse yarı yarıya azdır. Bu konuda üreticilerin ilan ettiği rakamlara inanmayın.
"Burn-in" (yanma) plazmalarda rastlanan bir handikaptır ve çok uzun süreli olarak aynı resmin gösterilmesi ile resmin ekrana kalıcı olarak işlenmesi anlamına gelir. Örneğin sürekli olarak veya çok uzun sürelerle aynı kanalı seyrediyorsanız, kanalın logosu ekranın köşesinde kalıcı olarak iz bırakabilir.
Plazma ekranın yüksek irtifalı yerlerde rahatsız edici bir ses çıkardığı da söylenir.
Bu karşılaştırmalara binaen yorumu sona bırakarak başka bir konuya değinmek istiyorum.
Televizyon yayınları, başlangıcından beri 4:3 formatındadır. Yani ekran, genişliği yüksekliğine oranı 4:3 olan, kareye yakın bir dikdörtgendir. Standart CRT televizyonlar hep bu formattadır. Son yıllarda bazı filmler geniş ekran (16:9) formatında yayınlanmaktadır.
Sinema filmleri ise daha geniş perdelerde oynatılmak üzere imal edildiğinden bir sinema filmini TV’de gösterirken ya görüntü iki kenarından kırpılır (ki bu durumda düello yaparken ekranın sağ ve sol ucunda karşılıklı duran iki kovboydan hiçbirisini göremeyebilirsiniz), ya da görüntü, tamamı ekrana sığdırılacak şekilde küçültülür. Bu durumda ekranın üstü ve altında kullanılmayan şerit boşluklar oluşur.
Filmin görüntüsünün tamamı ekrana sığsın ama üstte ve altta boşluk olmasın derseniz görüntülerin orijinal formatını değiştirip dik duran cisimlerin boylarını uzatmanız gerekir (Bazı bayan TV programcılarımızın ince görünmek için bilerek yaptıkları gibi)
Plazma ve LCD televizyonlar ise klasik 4:3 ekran formatında değil, geniş ekranlı, yani 16:9 ekran formatındadır. Ekranınız geniş ise sinema filmlerini, ekranınızın hiçbir yerinde boşluk kalmadan, görüntülerin de uzatıp kısaltmadan olduğu gibi izleyebilirsiniz.
Gelgelelim sinema filmleri dışındaki yayınlar, yani haberler, şov programları, TV belgeselleri ve SPOR KARŞILAŞMALARI hala 4:3 formatında çekilmekte ve yayınlanmaktadır.
Sorun yok gibi görünüyor, çünkü geniş ekran televizyonu 4:3 formatındaki görüntüye göre ayarlayabilirsiniz. Fakat bu durumda görüntü ortaya toplanır ve ekranın iki yanında karanlık şeritler oluşur. Bizim insanımız bunu sevmez, ekranı varsa doldurmak ister. Futbolcuları tosun gibi şişman görmeye katlanır ama kenarlardaki şeritlere katlanamaz. Buna yüzlerce kere şahit oldum ve hatta benim bizzat ayarladığım görüntünün başkalarınca derhal ekrana yayıldığına birkaç kere şahit oldum.
Sonuçta, karşılaştırmalı olarak kurduğu görüntü üstünlüğüne ve yine karşılaştırmalı ucuzluğuna rağbet edip plazma alabilir ya da her şeye rağmen görüntüsünü kabul edilebilir bulup LCD TV satın alabilirsiniz.
Bence düz ekranlı TV’lerin dörtte bir fiyatına 74 veya 86 ekran CRT TV’lerin bulunduğu bir piyasada CRT TV almak halen oldukça mantıklı bir seçenek olarak duruyor. Böylelikle düz ekranlı TV’lerin hem fiyatlarının daha makul düzeylere inmesini, hem de teknolojilerinin biraz daha iyi oturmasını bekleyecek kadar zaman kazanırsınız. Eminim iki sene içinde parasını çıkaracaktır.