- Kategori
- Anılar
Poliste şaşırtıcı bir ihale

EM. GN. MD' nün 2006 basımlı " İz Bırakan Polisler" kitabına da girmeğe başaran Tahsin Cellek, Bartında uzun yıllar görev yaptı. Eski Bartınlılar,ca hala daha sevgi ile anılmakta.
Bartın’ın 1948-49’lı yılları. Nüfus, 8 bin küsur. Emniyette dört polis, 25 gece bekçisi vazife yapıyor.
Her bekçinin, özel kıyafetleri var. Ayakkabıları ise ihale ile temin edilecek.
İhalenin vicdani yönü olur mu? Olur elbet. Hep parasal didişme, hep hortumlama içgüdüsü olacak değil ya. Biraz da vicdani yönüne bakalım ihalenin.
Bütün gaye, Bartın’daki gece bekçilerinin ayakları, karda kışta, yağmurda ıslanmasın. Ayakkabıları su almasın. Alınca ne olur? Hastalanır bekçi. Daha daha? Korunmak için bir kuytuluğa girer. Orada uyur kalır. Hırsızlar ortalıklarda fink atıyor zaten. Bekçinin ruhu bile duymaz onları.
Ayakkabı dediğin, hilesiz, hurdasız olmalı. Tabanı, hakiki kösele olmalı. Şimdikiler gibi kıytırık olmamalı. Tabanına kalın mukavva sokuşturulmamalı. Dağda, taşta, düz yolarda aşınıp delinmemeli.
Bartın’ın yiğit bekçileri, hepsi babayiğit. İyi seçilmişler polis yardımcılığına. Onların, kale gibi ayakkabıları olmalı. Her daim ayak kuru olmalı. Ayakkabı su geçirmesin. Bekçi bir köşeye sinmesin, uyuyup kalmasın. Kaytarmasın. Sabaha daha çok var. Uyumadan dayanabilsin ve de sabahı etsin.
İhaleyi açan daire amiri Başkomiser Tahsin Cellek. İhaleyi o hazırlamış. Hiçbir kitapta yazılmamış yöntemlerle ihale açmış. Vicdani gerekçeleri var kendisine göre. Nasıl mı?
Ayakkabıcıların hepsine haber salınır. Şu saatte Müdüriyette hazır bulunun diyerekten. Pür telaş gelirler. Mesele, daha çıtlatılmamıştır.
Topluca hepsine anlatılır vicdani gerekçe. Kimin işine gelirse, bekçilerin ayakkabılarını o üstlenecektir.
Hepsi dizilirler Başkomiserin karşısında. Amir anlatır. “Bu bekçiler, sizlerin koruyucunuz. Ayakkabıları sağlam olacak. Bekçiniz, yağmurdan korunayım derken, saçak altlarına sığınmayacak. Orada oturup uykuya dalmayacak.
Orta yerde ne kağıt vardır, ne de kalem. Ne evrak vardır; ne dosya, ne şartname, ne pey akçesi, ne banka mektubu, ne de tutanak.
Şartlar ortaya konarak şöyle anlatılır hepsine birden:
“25 bekçinin her birine birer çift ayakkabı yaptırılacaktır. Ayakkabılar belirtilen tarihte teslim edilecektir.35 çift ayakkabının yanı sıra bir çift de fazladan ayakkabı getirilirken, yanında da bir “pens” bulunacaktır” Evet. İş bu kadar basittir.
Ayakkabılar, teslim anın da, içlerinden bir tanesi, rastgele seçilerek, taban astarı dahil, ayakkabının tabanı, pensle sökülerek, “kalite kontrolü” yapılacaktır.
Ayakkabıların hilesiz, hurdasız olduğu anlaşıldıktan sonra, parası ancak ödenecektir.
Bu şartları kabul edenlerden bir kişiye iş verilecektir. Kabul eden şimdi, yahut iki gün içinde gelerek bu şartlarla ihaleyi kabul ettiğini beyan ederek işe başlayacaktır.
Evet. İhale son bulmuştur. Ayaküstü bir konuşmadır bu. Akkabıcılar şartları dinlerler, birer ikişer müdüriyetten ayrılırlar.
Daha sonra da içlerinden bir kişi gelerek işi kabul ettiğini bildirir ve işe başlar.
Onun için de Bartın!da pek öyle hırsızlık vakaları olmazdı. Her yer süt limandı. Kluplerde, lokallerde hakim ve savcılar bir araya geldiklerinde “ Başkomiserimiz bizi rahat ettiriyor. Hiçbir vukuat karşımıza gelmiyor” derlerdi. Hakikaten de mahkemeler bomboştu.
Alın size pırıl pırıl bir ayakkabı ihalesi
Kabul edenler ellerini kaldırsın!
RESİMLER: Üstteki resimlere ilaveten en alttaki, resimde önde soldan 3 ncü resimdeki Tahsin Cellek