Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Potpuri

Potpuri
 

İstanbul Boğazı gibisin sen de. İki akıntı var içinde ayrı yönlere akan. Birisi yüzeyde, yani gözün gördüğü yerde. Diplerde ve derinlerde ise ikinci bir akıntı olduğunu sen biliyorsun, ben biliyorum, nah işte üstüne sıçan martılar biliyor, anadolu sırtından doğup bütün gün tepende gezinen ve Sarayburnu ardından batan güneş biliyor. Buz adada dans eden zibidiler, Emirgan'dan suya atlayan çocuklar biliyor. Fakat böyle bir akıntının varlığını yok kabul edip yaşıyoruz. Öyle yaşamamızı istiyorsun çünkü. Neden böyle yapıyorsun?

Tanıdığım en hasta adamsın. Seviyorum seni.

***

Üstüme alınmakta üstüme yoktur. Anladın sen onu.

***

Gel senle küçük bir anlaşma yapalım anne. Ben küçüleyim, fındık kadar olayım da sen beni geri al rahmine. Sen beni geri al rahmine, benim aylarca güven içinde uyumam gerek çünkü. Bir kere daha oluşmalı kollarım, bacaklarım ve yeniden atmaya başlamalı kalbim. Yaşadığın heyecanı bir kere daha yaşamam, varlığımın tüm gerekliliğine inanmam lazım. Bir kere daha doğmam gerek anne kısacası. Her şeye yeniden başlamam gerek.

***

Ayrılmak için geçerli bir sebep bulamıyor olmak ilişikinin devam etmesi için yeterli bir neden midir? Boğuluyor musun? Ayrılamıyor musun sevgilinden? O zaman benim anlatacaklarımı çok dikkatle dinle. Her şeyi not al. Eve gidince ne dediysem oku ve her dediğimin tersini yap. Anlaştık?

***

İstanbul ikiye ayrılır. Sakinleri kendilerini adada sansın, ziyaretçileri hayretler içinde kalsınlar diye... Balıklar kış geldiğinde Karadeniz'den gelip boğazdan geçip Marmara'ya sığınsınlar ve orada üresinler diye. Akşam olduğunda karşıda yanan ışıklar ve henüz çökmekte olan karanlık tam vakt-i kerahatde mükemmel bir aheng oluştursunlar diye. Bunlar ve daha bir çok sebepten, İstanbul ikiye ayrılır.

***

Kesmeşekeri sevmem. Çaya ne kadar şeker koyacağımı ayarlayamam çünkü. Bir tane koysam yetmeyebilir, ikincisi fazla gelebir. Yarısını kırsam çöp olacak, boşa gitti diye üzüleceğim. Kesmeşeker dikte eder çaya ne kadar şeker konacağını. Günde binlerce şey var dikte edilen. Bir de kesmeşekerle uğraşamam. Sevmem kesmeşekeri. Ben tozşeker severim. Tozşekerin beni özgür bırakmasını severim. Kaşığı şekerliği daldırmayı ve göz kararıyla kaşığı doldurmayı severim. Az da olsa fazla da, benim kendim kararımdır çaya kattığım şekerin oranı. Şekeri çaya döktüğüm anı severim, bardağı ve kaşığı denk getirdiğim anı ve şekeri döktükten sonra karıştırırken, acaba çok mu koydum yoksa az mı diye yaşasığım iki saniyelik heyecanı. Az ise sorun değil. Biraz daha ilave. Çok ise, olsun canım sağolsun. Şifa niyetine...

***

Bir hafta kadar önce Milliyet blog sayfalarına katıldım. Buradaki enerjiyi görünce çok mutlu oldum ve trafikten başım döndü. Ne kadar çok hevesli insan varmış memlekette yazmak, anlatmak ve tartışmak isteyen. Uzun bir çöl yolculuğu sonunda bir vahaya gelmiş gibi hisettim kendimi. Hurma ağaçları altında oturdum şimdi, hem dinliyorum hem konuşuyorum bir yandanda türlü türlü meyvelerin tadına bakıyorum. Mis gibi Türkiye kokuyor burası.

***

Doğumgünü pastası taşırken, mumlar sönmesin diye yavaş yavaş yürümeyi, pastaya ve mumlara gösterilen ihtimamı ve hatta ne kadar yavaş yürürsen yürü söneceği izlenimi veren mumların önüne elimi koyup o küçücük rüzgarı bile kesmeyi severim. Sonrasında pastayı yemeyi daha da çok severim.

***

Saklayabileceğin bir şey değil bu. Herkes biliyor. Sen biliyorsun, ben billiyorum. Az evvel jetoncu da fark etmişti. Demin yanından geçtiğin ve sen oturduktan sonra senin yanından geçen her bir yolcu da farkında. Üstümüzdeki kuş beyinli, simit bekleyen çıkarcı martılar da biliyor. Bak şimdi esti de fark ettim, lodos bile biliyor. Kısacası kimseye söylememen bir şey fark ettirmiyor. Simiti ağzına atışın bile bas bas bağırıyor. Aşıksın sen.

K.

Not; fotoğraf orcaa. kendisi tanıdığım en hasta adam. benden bile fena. diğer fotoğraflarına da linkten bakabilirsiniz. bence çok başarılı. http://orcaa.deviantart.com/gallery/
 
Toplam blog
: 295
: 733
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Bugün ölseniz mesela, ya da hafifletelim biraz hadi, bu giriş çok karamsar oldu. Bugün ortadan kay..