- Kategori
- Aşk - Evlilik
Pranga

Kısır döngünün içindeyiz hepimiz. Yaşamak isteyip de yaşayamadığımız o kadar çok hayat var ki benliğimizde. Çevre, örf, adet, aile ve önemlisi "biz" baskısı ile karşı karşıya kalan yaşanmamışlığımız bizi çoğu zaman kemiriyor. Bir kez geldiğimiz bu hayatta anlayacağınız, kemirilen bir duygu ve yaşanmamış bir yaşanmışlıkla tamamlıyoruz zamanımızı.
Kurallar pek çok olguda gerekli. Kurallar olmazsa zaten o olgu dediğimiz kavramlar anlamlılığını yitiriyor. Peki bu kurallar bizim ne kadar doğrumuz oluyor? Çoğu zaman başkalarının doğrularını kabulleniyoruz, bizim kurallarımız diye. Çoğu zaman başkalarının doğrularını yaşıyoruz. Belli bir yaşa kadar anne-baba sonra eşimizi ve her zaman var olan çevremizin doğru sınırları ile bizim doğru sınırlarımız birleşiyor istemesekte.
Zevk, arzu, istek çoğu zaman ayıp-kaka-günah ve yasak kelimelerinin ardına sakladığımız olgular. Aslına baktığınızda isteklerimizin pek çoğuda o sınıfa girmiyor ve yine "başkalarının" doğruları giriyor yaşantımıza. Pranga vurduğumuz olgularımızı yaşamadan göçük gidiyoruz öte diyarlara. Yani kısaca bizim olan hayat bizden uzak ve bizden ayrı tamamlıyor zamanını.