- Kategori
- Eğitim
Profesör ve kızı..!
Bakırköy' de bir İngilizce kursundayız. Ara verilmiş, bizlerde oradan buradan muhabbet ediyoruz. Derken yan sınıftan daha küçük yaştaki sevimli yaramazlar da arayı fırsat bilip abi ve ablalarının yanına geldiler. Birkaçı bizim muhabbet ilgilerini çektiği için yanımıza sokularak dinlemeye başladı. Konu futbol ve takımlar olunca kız çocuğunun biri atılarak bana:
-Sen hangi takımı tutuyorsun?
dedi. Ben de çocuklara herşeyi hazır vermekten ziyade biraz emekle elde etmelerini istediğim için:
*Sen tahmin et bakalım; sence ben hangi takımın taraftarı olabilirim.
Küçük kız hiç düşünmeden:
-Sende salak bir ... taraftarısın, dedi,
Ben ve etrafımdaki diğer arkadaşlar kalakaldık. Bu çocuğu tanıyalı 5 dakika bile olmamıştı. Bizleri şaşırtan çocuğun bana "salak" demesi değil, hiç tanımadığı, kendinden yaşca oldukça büyük bir abisine bu kadar rahat bir şekilde böyle bir saygısızlık yapabilmesiydi. Yaşı da çok küçük sayılmazdı, 8-9 yaşlarında olmalıydı. Bu yaş artık pek çok değerin özellikle de büyüklere saygının çoktan oturtulması gereken bir yaştı. Ben sakinliğimi koruyarak:
*Senin baban ne iş yapıyor?
-Üniversitede Profesör.
*Peki sana ben küçük bir mektup versem, onu babama verebilir misin? Söz açmak yok ama.!
-Tamam.
Üşenmeden bir kağıt bulup yazmaya başladım:
"Sevgili Hocam,
Bugün sizin küçük sevimli kızınızla kursta tanıştık. Eminim siz akademik ortamda çok değerli insanları yetiştirerek çok güzel işler yapıyorsunuz. Ancak bu arada kendi çocuğunuza gerektiği kadar vakit ayırdığınızdan emin olamadım. Bugün kızınız daha önce hiç görmediği ve yaşı ondan oldukça büyük bir kişiye yani bana "Salak" diyecek kadar saygısızlık sınırlarını zorladı. 8-9 yaşında bir çocuğun bana salak demesi benim için çok birşey ifade etmiyor. Ama bu çocuğun bu tür bir saygısızlığı yapabiliyor olması eminim sizin için çok şey ifade ediyordur. Biliniz ki bu tür saygısızlıkları medeni değerlendiremeyecek onlarca insan var etrafta. Bırakın bu tür davranış şeklinin ona ileriki yaşamında zarar vermesini, bu çocuk haliyle bile bu tür tavırlardan çok zarar görebilir. Sizin Profesörlüğünüzün şu an bu çocuğa hiçbir faydası yok. Lütfen biraz da ona vakit ayırıp, onun için de faydalı işler yapın. Takdir sizin, çünkü çocuk sizin..!"
Hoşcakalın..!
-Sen hangi takımı tutuyorsun?
dedi. Ben de çocuklara herşeyi hazır vermekten ziyade biraz emekle elde etmelerini istediğim için:
*Sen tahmin et bakalım; sence ben hangi takımın taraftarı olabilirim.
Küçük kız hiç düşünmeden:
-Sende salak bir ... taraftarısın, dedi,
Ben ve etrafımdaki diğer arkadaşlar kalakaldık. Bu çocuğu tanıyalı 5 dakika bile olmamıştı. Bizleri şaşırtan çocuğun bana "salak" demesi değil, hiç tanımadığı, kendinden yaşca oldukça büyük bir abisine bu kadar rahat bir şekilde böyle bir saygısızlık yapabilmesiydi. Yaşı da çok küçük sayılmazdı, 8-9 yaşlarında olmalıydı. Bu yaş artık pek çok değerin özellikle de büyüklere saygının çoktan oturtulması gereken bir yaştı. Ben sakinliğimi koruyarak:
*Senin baban ne iş yapıyor?
-Üniversitede Profesör.
*Peki sana ben küçük bir mektup versem, onu babama verebilir misin? Söz açmak yok ama.!
-Tamam.
Üşenmeden bir kağıt bulup yazmaya başladım:
"Sevgili Hocam,
Bugün sizin küçük sevimli kızınızla kursta tanıştık. Eminim siz akademik ortamda çok değerli insanları yetiştirerek çok güzel işler yapıyorsunuz. Ancak bu arada kendi çocuğunuza gerektiği kadar vakit ayırdığınızdan emin olamadım. Bugün kızınız daha önce hiç görmediği ve yaşı ondan oldukça büyük bir kişiye yani bana "Salak" diyecek kadar saygısızlık sınırlarını zorladı. 8-9 yaşında bir çocuğun bana salak demesi benim için çok birşey ifade etmiyor. Ama bu çocuğun bu tür bir saygısızlığı yapabiliyor olması eminim sizin için çok şey ifade ediyordur. Biliniz ki bu tür saygısızlıkları medeni değerlendiremeyecek onlarca insan var etrafta. Bırakın bu tür davranış şeklinin ona ileriki yaşamında zarar vermesini, bu çocuk haliyle bile bu tür tavırlardan çok zarar görebilir. Sizin Profesörlüğünüzün şu an bu çocuğa hiçbir faydası yok. Lütfen biraz da ona vakit ayırıp, onun için de faydalı işler yapın. Takdir sizin, çünkü çocuk sizin..!"
Hoşcakalın..!