Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '08

 
Kategori
Güncel
 

Profesyonel komuta altında amatör ruhla savaş ya da Irak'a yönelik kara harekâtı

Genelkurmay’ın açıklamaları dikkatli okunduğunda Irak’a yapılan harekâtın başlaması ve bitişinin pek de şaşırtıcı olmadığını anlamak gerekiyor. Nitekim 22 Şubat tarihinde kara harekâtının başlaması kamuoyuna duyurulurken amaçlananın ne olduğu şu cümlelerle vurgulanıyor: <ı>“...Irak’ın toprak bütünlüğüne ve istikrarına özel bir önem veren Türk Silahlı Kuvvetleri, planlanan hedeflere ulaşılmasından sonra, en kısa zamanda yurt içine dönecektir. İcra edilen harekatın, bölgenin teröristler için kalıcı ve güvenli bir üs bölgesi olarak kullanılmasını önleyerek, Irak’ın istikrar ve iç barışına da katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.<ı>” http://www.tsk.mil.tr/10_ARSIV/10_1_Basin_Yayin_Faaliyetleri/10_1_Basin_Aciklamalari/2008/BA_25.html

Ani bir karara dayanıyor gibi görünse de harekatın bitişi benzer şekilde duyurulmaktdır: <ı>“...Harekatta 24’ü asker ve 3’ü Geçici Köy Korucusu olmak üzere, 27 güvenlik görevlisi şehit olmuştur. Harekattan önce bölgede bulunduğu değerlendirilen yaklaşık 300 teröristin büyük çoğunluğu etkisiz hale getirilmiş; geri kalanların bir kısmı ise bölgeyi terk ettiklerinden temas kesilmiştir. Ayrıca, bölgedeki barınma olanakları, haberleşme imkanları, uçaksavar savunması ve yaşam malzemeleri büyük oranda tahrip edilmiştir. Böylece harekatın başlangıçtaki hedeflerine ulaştığı değerlendirilmiş; birliklerimiz arazi arama ve taramaları yaparak, 29 Şubat 2008 sabahı itibarıyla yurt içindeki üs bölgelerine dönmüşlerdir. Şüphesiz, bir bölgede icra edilen operasyonla terör örgütünün tamamen etkisiz hale getirilmesi söz konusu değildir. Ancak, Irak’ın kuzeyinin teröristler için emniyetli bir bölge olmadığı örgüte gösterilmiştir. İcra edilen harekatın, bölgenin teröristler tarafından kalıcı ve güvenli bir üs bölgesi olarak kullanılmasını önleyerek, uzun vadede Irak’ın istikrar ve iç barışına da katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. Harekatın başlangıç ve bitiş zamanı tamamen askeri gerekçe ve ihtiyaçlara göre tarafımızdan belirlenmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu kararına içeriden ya da dışarıdan her hangi bir etki söz konusu değildir. Kaldı ki, bu konuda bazı haberlerin çıktığı gün, harekata katılan birliklerin bir kısmı başlangıçtaki planlama gereği sınırlarımız içine çekilmiş durumdaydı. Irak’ın kuzeyi terör örgütünün faaliyetleri açısından bundan sonra da yakından izlenecek ve bu bölgeden Türkiye’ye tehdit yöneltilmesine müsaade edilmeyecektir<ı>. Terörle mücadele yurt içi ve yurt dışında kararlılıkla yürütülmeye devam edecektir.” http://www.tsk.mil.tr/10_ARSIV/10_1_Basin_Yayin_Faaliyetleri/10_1_Basin_Aciklamalari/2008/BA_25.html

Diğer taraftan harekatın başlamasıyla kamuoyuna yansıyan görüntü, bunun gerisinde ABD’nin bilgisi ve desteği olduğu yönündeydi. Tüm bunları alt alta koyup okuyunca aslında olan bitenin tamamen başta planlanana uygun olarak gelişip sonuçlandığı anlaşılmaktadır. Bu yönüyle değerlendirildiğinde askeri açıdan son derecede profesyonelce ve pragmatist bir adım sonrasında belirli bir başarıdan söz etmek gerekmektedir. Ayrıca son açıklamadan, gerekli görüldüğü durumlarda bu ve benzeri harekâtların tekrarlanabileceği sonucunu çıkarmak mümkündür. Sanırım bu durumda Irak’ın Kuzey’indeki otonom etnik oluşumun yönetimine daha fazla rahatsızlık vermeden, beklenmedik bir zamanda ve hızla çekilmenin, ABD ve dünya nezdinde bu hareket serbestisi kozunu kaybetmeme amacına yönelik olduğunu, tartışmalı görünse de, söylemek mümkündür.

Ne var ki bu son derecede profesyonel tutum, 27 şehit verilmesi ile sonuçlanan harekâtın kamuoyu ve şehit yakınları nezdinde meşruiyetinin sorgulanmasını kaçınılmaz olarak ortaya getirmektedir. Nitekim, teröre karşı mücadele olgusu, profesyonel olmayan halk gücüne dayanan ordu için, vatan savunması temelinde tartışmasız kabul görürken, en zor hava ve coğrafya koşullarında dış topraklara yönelik, belirli bir hedefi ele geçirmeyi kayıplar vererek sağlayan bir askeri harekatın hemen akabinde adeta bir oyunun sonu gelmişçesine kalıcı önlemler almaksızın geriye hızla dönüşün meşruluğu, manevi değerlere sarılarak canını sakınmadan çatışmaya katılanlar ile şehit yakınları ve ordunun potansiyel gücünü oluşturan kamuoyu nezdinde tereddütlü bir hal almıştır. Bu durumun ortaya çıkmasının ABD yönetiminin giderayak beceriksiz ve zamansız bir dış politika manevrasına denk gelmesi ayrıca bir şanssızlık oluşturduğu gibi bugüne kadar karşılığı imalarla verilse de, ağır sözlü sataşmalarına muhatap olunan Irak'ın Kuzeyindeki otonom etnik oluşumun yönetiminin Türkiye karşıtı söylemine moral atmosferi yaratılmıştır. Ancak tüm bunlar bir tarafa, gerektiğinde tam anlamıyla profesyonelce tavır alarak pragmatist hareket etmekten kaçınmayan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yüksek komuta kademesinin, ABD’nin bölgeye yönelik planları karşısında ulusal çıkarları esas alan duruşunun ve hükümet karşısında sergilediği belirli hassasiyetlerin algılanabilirliği kamuoyu nezdinde zemin kaybetmiştir. Nitekim Başbakan Erdoğan harekâtın bitmesiyle içeriği değiştirilmek zorunda kalınan önceden hazırlanmış ulusa sesleniş konuşmasında, harekâtın başlama ve bitiş takvimine ilişkin kararların Genelkurmay Başkanlığı'nca alındığının altını çizme gereği duymuştur. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/8344613.asp?gid=229&sz=84423

Tüm bu gelişmeler karşısında geleceğe yönelik olarak profesyonel bir ordu yapısına geçişin hız kazanacağını ve iletişim çağının gerekleri doğrultusunda imaj yönetimi ile halkla ilişkiler konusuna daha çok önem verilmesinin ise kaçınılmaz olacağını beklemek isabetsiz bir öngörü olmayacaktır.

 
Toplam blog
: 129
: 1104
Kayıt tarihi
: 12.06.06
 
 

Gazi Üniversitesi İ.İ.B.F mezunuyum. Yüksek Lisans diplomalarımı G.Ü Sosyal Bilimler Enstitüsü'nd..