Proje ödevi performans görevi

Ha proje ha performans

Performans ödevlerinin evde veliler tarafından yapıldığı ile ilgili “Bir Pazar hikayesi” başlıklı yazımda değindiğim bir konu vardı.. Bakanlık sağ olsun bu öğretim yılının başı sayılacak bir zamanda konuya el attı ve performans ödevlerinin adı performans görevi (!) olarak değiştirildi. Adı performans ödevi olmuş ya da görevi olmuş… Ben konunun bu kısmı ile ilgilenmiyorum. Performans görevlerinin okulda yapılması gerekliliği üzerindeki genelge (Ölçme Değerlendirmede Tereddüt edilen Hususlar) üzerinde durmak istiyorum.

Bakanlığın “Performans Görevi” olarak açıkladığı bu çalışmanın evde yapılmaması yönündeki genelgesi doğru bir karardır, ancak eksik bir karardır. Şöyle ki, derslere ait temalar (üniteler) ve bu temalara ait konuların bakanlıkça dağıtılan “Öğretmen Kılavuz Kitaplarında” yapılacak etkinliklere ait günlük planlara süre ilavesi yapılmamıştır. Yani daha kısa bir anlatımla konuların süreleri o kadar kesin hatlarıyla belirlenmiştir ki öğretmenin o kadar dakika içerisinde o konuyu bitirip bitiremeyeceği bile hesaba katılmamış. Üstüne üstlük bir de performans görevi için ders saati ayrılacak. Kılavuz kitapların basımı bu genelgeden önce yapıldığından, günlük planını öğretmen kılavuz kitabına göre ayarlayan bir öğretmen için etkinlik saati olarak zaman ayarlamasına gidilememiştir. Durum böyle olunca öğretmenlerimizde de bu performans görevinin hangi saatte yapılması gerektiği ile ilgili sıkıntı baş göstermiştir. Öğretmenlerimiz derslere ait kazanımları öğrencilere kazandırmak için var güçleriyle çalışırlarken “Performans Görevi” adı altında belli ölçme değerlendirme kriterlerinin de uygulanmasının istendiği bir kırtasiyecilikle karşı karşıya kalmışlardır. (iyi ki bu konuda genelgede esneklik var)

Performans görevi konularının proje ödevlerinden de pek farklı olduğunu söyleyemem. Çünkü proje ödevlerinde de röportaj yapma, deney düzeneği hazırlama, anket yapma, hayatta karşılaşabileceği sorunları çözme, maket hazırlama, öykü yazma gibi çalışmalar var, performans ödevlerinde de aynı çalışmalar var. (isteyen dördüncü sınıfların performans ve proje ödevlerini karşılaştırsın) Durum böyle olunca, proje ödevleri neden evde hazırlanır? Ya da şöyle soralım soruyu, Aynı çalışmalardan oluşan (ya da çok çok benzeri) performans görevleri neden okulda hazırlanır? Madem okulda hazırlanacak, bu etkinlik için okulda “Performans Ders Saati” ayrılmalıdır. Sosyal Bilgiler dersindeki bazı performans görevleri ister istemez okul dışında yapılan çalışmaya dayanmaktadır. (Geçmişimi öğreniyorum temasında geçen sözlü tarih çalışması gibi, Türkçe dersindeki düğünlerimizdeki yemekler gibi…)

Yapılması gerekenlerin zamanla planlanarak gelecek eğitim yılına hazırlanması en büyük temennimizdir. Performans görevleri ile ilgili birkaç önerim olacaktır.

Performans görevi ders saatleri, Öğretmen Kılavuz Kitaplarında açıkça belirtilmelidir. Performans görevi kısa olmalıdır. Her derse ait performans görevi önceki yıllarda da yapıldığı gibi öğrenciler tarafından deney düzeneklerinin hazırlanması, ders konularıyla ilgili yazı, resim, cd, kitap, öykü bulunması, yaratıcı drama yapılması… Bunlar öğrenci tarafından sınıfta ders konusuyla birlikte sunulmalıdır. Bu çalışmayı yapan öğrencilere sınıf içi performansı şeklinde bir not verilmelidir. Performans görevlerinde belli bir kalıptan ziyade öğrencinin kendi özgün hazırladıklarına bakılmalıdır. (Daha çok sözlü sunuma önem verilmelidir) Değerlendirme yapılırken, öğrencinin sosyal ve ekonomik şartları göz önünde tutulmalıdır.Performans görevleri, kılavuz kitaplarda belirlendiği şekliyle değil, yerel şartlara göre güncellenmelidir.Öğretim yılı başında bütün derslerden verilecek performans görevlerinin neler olduğu, tarihleri, temalara göre tespit edilmelidir. (En pratik yöntem projede olduğu gibi öğrenciye, her dönem her derse bir performans görevi seçimi)Bu görevler, bir dönem için her dersten en az bir tane hazırlamaya yönelik olmalıdır.Proje ödevleri, genelgede açıklandığı şekliyle öğrencilere seçtiği bir dersten ya da derslerden dönemin başında yönergesi ile birlikte verilmelidir.

Yukarıdaki maddelerin bazıları belki yetkililer tarafından “zaten biz bunu istiyoruz” şeklinde yorumlanabilir. Fakat kurumlar yazılı olarak çalışır. Eğitimin uygulayıcıları olarak öğretmenlerimizin bu konularla ilgili çeşitli çözüm yolları ürettiklerini biliyorum. Önemli olan bu pratik çözüm yollarının belli bir planlama ile tüm Türkiye geneline yayılmasıdır. Eğitimin hedefi, farklı uygulamalarla farklı sonuçlar almak değildir. Yurt genelinde ortak amaçlara birlikte yürüyebilmektir. Yine eğitimin hedefi, öğretmen ve öğrencileri bir karmaşa içinde bırakmak değil, bir orkestra gibi yönlendirmektir.

Gelecek eğitim öğretim yılı için bu konulara da açıklık getirileceğini umuyorum…