- Kategori
- Öğretmenler Günü
Öğretmenler Günü

Müsadenizle bugün ben konuşacağım...
Bir neslin bilgi birikiminin gelecek kuşaklara aktarılmasında rol oynayan en önemli etken öğretmenlerdir. Öğretmenlik mesleğine ve öğretmene verilen değer, o ülkenin gelişmişlik düzeyi ile doğru orantılıdır. Eğitim programları ne kadar değiştirilirse değiştirilsin, o programın uygulayıcısı olan öğretmenlere gereken önemi verilmediği takdirde, Türkiye’nin “Çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarılması” ülküsü gerçekleşemez.
Öğretmenlik mesleği, meslek olmaktan ziyade ince bir sanata benzer. Bir kuyumcu, eline aldığı altın külçeyi nasıl zarif bir takı haline getiriyorsa, öğretmenler de kendilerine emanet edilen öğrencileri, kendisine, ailesine, çevresine, ülkesine ve tüm insanlığa faydalı olabilecek şekilde yetiştirmeye gayret ederler. Ülkenin kültür birikimini kuşaktan kuşağa aktarırlar. Onlar, eğitim programlarının canlı bellekleridir.
Hammaddesi insan olan bir mesleğin sahibi olan öğretmenlerin görevi kutsaldır. Çok büyük sorumluluğu vardır. Bu sorumluluğun bilincinde olan öğretmen, çağının en iyi öğretmenidir. Öğretmen, bu bilinçle derslere girerken sadece öğrencilerini düşünür. Aksi halde kira, çocuklarının okul masrafı, giyim, gıda gibi sorunlarla derse giren öğretmenin, öğrencilerine fazlaca verebileceği bir şeyi yoktur. O halde birilerinin her 24 Kasım geldiğinde hamaset nutukları atmasına gerek yoktur. Biz 2007'de de yaşamak istemiyoruz. Öğretmenin hayat standartını Atatürk zamanına çekmenizi istiyoruz. O dönemde öğretmen, çağın en modern araçlarını kullanır ve tanıtırdı. Günümüzde öğretmen, teknolojiyi yakalama konusunda öğrencisinin gerisinde kalmıştır. Sayın bakanın, öğretmenlere sırtını dönmesi de Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk galiba? Bakanın bize bakan birisi olmasını istiyoruz. Öğretmeni ile kavgalı, öğretmenini halk nezdinde küçük düşüren birisi olarak görmek istemiyoruz. Bu durum çalışanların çalışma azim ve şevklerini kırmaktadır. Öğretmenler, tarihimizin hiçbir döneminde görülmeyen bir aşağılayıcı tavırla karşılaşmaktadırlar. Önleyemedikleri işsizlik sorununun çözümünü tipik şark kurnazlığı ile beğenmiyorsan git. Sırada bir sürü bekleyen var mantığı ile çözmek hangi akla hizmet ediyor acaba? (Sanki babasının çiftliğinden kovuyor) Birde öğretmen alımlarında, geçmiş yıllarda yapılan hataların yeni versiyonları uygulamaya konulmaktadır. Her önünüze geleni anlaşmalı, sözleşmeli, yozlaşmalı, tartışmalı öğretmen alımları ile öğretmen yapacak olursanız, varacağınız nokta eğitimde bir adım dahi ilerleyemeyen bir ülke olur. Ordumuz gözbebeğimizdir. Türk ordusuna verilen önem kadar, kültür ordusuna da gereken önemi verilmelidir. Kültür ordusuna gereken önemi verelim ki terör belası olmasın. Önem verelim ki yetişen yeni nesil, kanunlara uyan, insan haklarına saygılı, üretken olsun.
Bizim kültürümüzde, geleneğimizde, inanç değerlerimizde öğretmene saygı en başta gelir. Eğer o kültürden bizde birşeyler kalmışsa, yetişen yeni nesli emanet ettiğimiz öğretmenlerimizden gereken verimi istemek de hakkımızdır. Unutmayalım ki öğretmenin de bir insan olarak, gerek maddi gerekse manevi desteği, hizmet ettiği devletinden istemesi en doğal hakkıdır. Bu gidişle öğretmene çağı yakalatamazsınız. Çünkü öğretmen çağdaş yaşamın gerisinde kalmıştır.
Tarihte Bilge Kağan ile Tonyukuk, Alparslan ile Sarı Saltuk, Osman Gazi ile Şeyh Edebali, Fatih ile Akşemseddin, Yavuz Sultan Selim ile İbni Kemal nasıl bütünleşmişse, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda da, Atatürk ile Türk öğretmeni bütünleşmiştir. Atatürk zamanında öğretmene verilen değer ile günümüzdekini kıyaslayın. O dönemdeki öğretmen maaşı ile neler alınabiliyordu? Şimdi neler alınıyor? Karar sizin… Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun.