Provokasyonu kim yapıyor?

Taksim Gezi Parkının mevcut durumunun korunması ve burada Topçu Kışlası yapılmasına karşı çıkan duyarlı insanları sindirmek için karşı grupları meydanlara sürmek isteyen AKP, asılsız söylentilerle provokasyon yapılmaya çalışmaktadır.

Bezm-i Alem Valide Sultan Camisine sığınan yaralı insanlara nasıl tıbbi müdahalelerin yapıldığı medyadaki görüntülerle izlenmektedir. Ayrıca Camiye sığınan insanlar hiçbir şekilde ayakkabıları ile camiye girmedikleri de görülmektedir. 

Orada insanlar can derdinde, polisin yaptığı baskılardan ve saldırılardan kendilerini kurtarmaya çalışırken, dertleri camide içki içmek mi?

Her şey açık ve net olarak görüntülerle ortaya çıkmış olmasına rağmen; uydurma haberlerle camiye ayakkabı ile girdiler, içki içtiler, demek inançlı insanların dini duygularını istismar ederek göstericilerin üzerine yürümesini ve iç savaş çıkarılmasına neden olacak kışkırtma ve provokasyonda bulunmak olmuyor mu?

“Başörtülü kızlarımızın, örtüleri başlarından alınıyor.” denmesi provokasyon değil mi? 

Demokratik gösteri yapma hakkını kullanmak isteyen insanlara; çapulcu, marjinal gruplar olarak tanımlayarak onları rencide edecek ifade kullanılması provokasyon olmuyor mu?

Polislerin sakin bir şekilde gösteri yapan grubun üzerine biber gazı, basınçlı su ve coplarla saldırması provokasyon olmuyor mu?

Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın karşılanmasında “vur de vuralım” sloganları atılması provokasyon olmuyor mu?

“Gösteriler bitmezse biz onların anlayacağı dilden konuşmasını biliriz.” diye gösteriye katılanları tehdit etmek provokasyon olmuyor mu?

Bu gösterilerin sona ermesi için Taksim Platformunun taleplerinin dikkate alınması ve Topçu Kışlası projesinden vazgeçilmesi kaçınılmazdır.

Bu ülkenin huzura ihtiyacı var. Yeteri kadar sorun varken; Topçu Kışlası projesini yapacağım diye inat etmenin mantığını anlamak mümkün değildir. Bu zıtlaşma sonucu Hükümet; ülke ekonomisi, turizm, İstanbul’a Olimpiyat alınması gibi birçok önemli konuyu heba etmektedir.