- Kategori
- Öykü
Psikoloji

Parfümünü sürdü ve pencerenin önünde onu beklemeye başladı. Kırmızı elbisesini giymişti ve ayağında yüksek topuklu kırmızı bir ayakkabı vardı. Rujunu sürmek için çiftliğin kapısına gelmesini bekliyordu.
Ölen kocasından miras kalan çiftlikte onlarca çalışanı vardı. Yıllar önce kocası uğruna ailesini terk etmiş, kimse onunla görüşmek istemiyordu. Çocukları olmamıştı ve kocası ile bir bebek evlat edinmeyi düşündükleri sırada, ani bir trafik kazası onları ayırmıştı. Cep telefonuna gelen mesajda trafikte problem olduğu bu yüzden gecikeceğini yazmıştı adam. Sinirle şöminenin karşısına geçmiş ayakkabılarını bir tarafa fırlatmış ve bir sigara yakmıştı. Hayatta kontrol edemediği şeyler hep canını sıkardı zaten.
Yemek masasının yanında bekleyen yardımcısına, ateşe odun atması için emir verdi. Zavallı adam ateşi güçlendirmeye çalışırken bir taraftan da hanımefendinin hakaretlerine kayıtsız kalmaya çabalıyordu. Kasvetli çiftlik evine, beyefendinin ölümünden sonra iyice karanlık çökmüştü. Hanımefendi, eski tarz eşyalara olan düşkünlüğünden dolayı; evi ihtişamlı, ağır mobilyalarla doldurmuş ve piyano çalması için şehrin en ünlü müzisyenini kiralamıştı. Önceleri kimse anlam veremedi; ünlü bir piyanistin çiftlikte hanımefendiye piyano çalmasına. Dışarıdan görenler bir aşk ilişkisi olduğunu düşündü. Diğer taraftan şehrin büyük çoğunluğu bilirdi piyanistin eşcinsel olduğunu. Kapalı kapılar ardında neler olduğunu kimse bilemezdi, tek bilinen hanımefendinin istediğini elde etmiş olmasıydı. Her zaman bir yolunu bulurdu.
Kendine bir kadeh şarap koydu. Ateşin sıcaklığı yüzüne vururken içini ısıtan şarap sinsi bir gülümseme ekledi sert bakışlarına. Avını bekleyen bir örümcek gibi sabırla bekliyordu. Çiftliğin kapısında adam belirdiğinde, piyaniste Mozart çalması için işaret verdi. Islattığı dudaklarına kan kırmızısı bir ruj sürdü.
Adamı defalarca takip etmiş ve haftada bir gece marketten kırmızı şarap aldığını görmüştü. Arabası ve sürekli kullandığı kravatı kırmızıydı. Arabasının içinde Mozart CD’leri vardı.
Kocasının ölümünden sonraki psikolojik durumdan kurtulmak için yardıma ihtiyacı vardı. Şehrin en iyi psikiyatrını bulması çok da zor olmadı. Kendisinden randevu almak yerine onu tanımak istedi. Psikolojik problemleri, tanıma işini gizli bir takibe dönüştürmüş ona yeni bir heyecan yaşatmıştı. Kendi kendini hayatında yaşadığı her şeyin bu doktorla tanışmak için olduğuna inandırdı. Mutlu bir evliliği ve görkemli bir yaşantısı vardı daha önce. Bir psikiyatra ihtiyacı olması için bir travma yaşaması gerekiyordu. Gözden kaçırdığı nokta ise doktorun evli ve mutlu bir yuvası olmasıydı.
İlk zamanlar bana ayırdığı zamanı azalttı doktorum. Daha sonra eşinden boşandığını duydum. İki hafta randevularımı erteledi daha sonra muayenehanesini kapattı.
Önce hayalimde bir psikiyatr yarattım daha sonra onun hayatını mahvedecek bir kadın. Şimdi her şeyi düzeltecek bir mucize bekliyorum.