- Kategori
- Siyaset
Ref - e - ran - dum
Referandum balon değil; referandumun içeriğini anlamayanlar balondur.
Ref : Lâğvetme, hükümsüz kılma / Kaldırma, yüceltme, yukarı kaldırma
E : Devam et. Sonra anlamında / İstifham, sorgu edatı
Ran : Ahmak / Kelimenin sonuna getirildiğinde “Süren sürücü” manasını ifade eden birleşik kelimeler yapılır. Örnek: Hükümran
Dum : Sulu şeyler / Hayvanların başlarını suya batırmaları.
Bu değişik bilgiyi ilk okuyuşunuzda, Referandumda verilecek cevabın, “Hayvet” olduğu kanaatine varabilirsiniz belki. Oysa bu yazıyı, bence İkinci kere okuyup, daha iyi ve etraflıca düşünün. Cumhuriyetin ilk On yılından sonra, düşürüldüğünüz dangalak durumuna bakarak, son Yedi senedeki gelişmeleri de göz önüne alarak, vergi mükellefi olduğunuzu da artık idrak ederek, egemenliğin kayıtsız şartsız millette ait olması adına, oyunuzu vermeniz gerektiği şekilde kullanın. Doğru kullanılan oyun, neticesi Ülkenin, Orta Doğunun ve tabii herkesin yararına olacaktır..
Liberal bir gözlemle dikkat edecek olursanız: Türk milletinin gayet ciddi menfaatlerine rağmen, çok uzun bir zamandan beri: CHP, MHP, BDP, ve gibileri, aynı salıncakta keyifle oturmakta, aynı dilden ve hatta bazıları da, aşırı kaba, galiz ve sürekli hilâf-ı hakikat bir içerikle konuşmaktadırlar. Kaldı ki; bu partiler, kendi tıynetleri ihtisası, bugüne kadar müspet hiçbir şey yapmadıkları gibi, ısrarla ve inatla bugün de başka hiç bir şey yapmayı bile tasarlayamaz durumdadırlar. Hatta yapılacak mutasavver Anayasa değişiklikleri itibariyle ile Türkiye’nin Dünya’daki konumu hakkında, Evrensel bir bilgileri de olmadığından, fukaralık korku ve hakaret edebiyatından başka, ne bir fikir, ne de bir çözüm üretemez bir perişânlık sergilemektedirler. Çalışmayan ve üretemeyen bu zıvanasız zevatın, vekâlet aidatlarını ödeyen, biz vergi mükelleflerine karşı, arlanmadan tembel tembel oturdukları bu ülke salıncağını sallayan iktidarın, AKP hükümetinin iktidarı olması, biz seçmen kitlesi için, hem referandumda, hem de seçimlerde, Cumhuriyet tarihimizin en ibret verici manzarası olarak, ele alınması ve gereğinin yapılması mantığını bizlere emreden, çok acı ve çok elim bir gerçektir. İşaret ettiğim bu gerçeğe kızacak olanlarsa; bu vahameti en başta düşünmek ve algılamakla yükümlü olan zevat-ı kiramdır!..
Haydar Volkan
Çiftehavızlar: 23.08.2010