Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Eylül '10

 
Kategori
Güncel
 

Referandum analizi

Referandum analizi
 

Referandum Sonucu


Referandum öncesinde; derin odaklar ile anlaşanların, telekulak skandallarına imza atanların, millerin iradesini hipotek altına alanların, kendine bir hayır’ı olmayanların çabaları boş çıktı.

12 Eylül 1980 askeri darbesinin yıl dönümünde halk sandık başına gitti.

Otuz yıl önce yönetime el koyan cunta yönetimi nedeniyle Türkiye çok zor dönemlerden geçti, çok zor günler geçirdi.

30 yıl yönetime el koyan cuntadan, halk 30 yıl sonra aynı tarihte yönetimi geri aldı.

Referandumda en doğru kararı verecek olan milletti ve millet de kararını verdi.

Bu karardan ders çıkartması gerekenler de var, çıkarımda bulunması gerekenler de.

Önemli olan tabloyu, referandum öncesindeki anketlere benzetmeyerek değerlendirmektir

Zira referandum öncesinde, seçimler başa baş gidecek, hatta hayır çıkma olasılığı çok fazla diyenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çoktu.

Tabii tüm bunlar geride kaldı; şimdi artık referandumun değerlendirmeleri yapılıyor.

Ülke geneli için referandum sonuçlarına bakmak gerekirse;

Ülkede üç farklı tablonun ortaya çıktığını görüyoruz.

Evet” cephesi, “hayır” cephesi ve “boykot” cephesi.

Kıyı kesimlerinde “hayır” hakimken, yurdun iç kesimlerinde “evet” ağırlıktaydı, Güneydoğu’daki bazı illerde ise “boykot” kararı ağır bastı.

Sayısal verilere göre;

Türkiye’de 49 milyon seçmen bulunuyordu, bunların 38 buçuk milyonu yani yüzde 77’si sandık başına gitti.

Yaklaşık 22 milyon kişi evet derken, yaklaşık 16 milyon kişi de hayır dedi.

Yüzdelik olarak da yüzde 58 evet, yüzde 42 de hayır çıktı. 700 binden fazla oyun geçersiz sayılması ise bir başka ayrıntı.

Evet” oyunun fazla çıktığı iller arasında; Ağrı, Bingöl, Siirt ilk sıralarda yer aldı.

Hayır oyunun en yüksek çıktığı illerin başında ise Tunceli, Kırklareli ve Edirne geliyor.

Tunceli için ilginç bir ayrıntıyı daha vermekte fayda var.

Tunceli’de sandığa gidenlerin oranı yüzde 66.7 ve sandığa gidenlerin yüzde 80.8’i hayır dedi.

Yani Tunceli de hem boykot etkili oldu, hem de boykotu önemsemeyip sandığa gidenlerin büyük bir oranı ise hayır dedi.

BDP’nin aldığı boykot kararı altı ilde yüzde 50’nin üstünde etkisini gösterdi.

Kürt nüfusunun yoğunlukta olduğu diğer illerde ise katılım oranı yüzde 50’nin üstünde oldu.

Doğu ve Güneydoğu’da sandığa gidenlerin büyük bir çoğunluğu da “evet” dedi.

Bingöl’e gelince;

Hatırlanacağı gibi AK Parti ilk mitingini Bingöl’de yapmıştı, BDP ise Bingöl’de son mitingini gerçekleştirdi.

Özellikle yerel basında bu iki haberin de yankıları geniş yer buldu.

Hatta hangi mitingin çok daha kalabalık olduğu bile sohbetlere konu oldu; ancak bu sohbetleri yapanlar muhtemelen Bingöl’ün geçmişteki seçimlerini göz önünde bulundurmamıştı.

Çünkü Bingöl’de partilerin mitinglerindeki katılım oranı ile sandıktaki tercihlerin oranı doğru orantılı olmuyor.

Yani miting alanlarında kitleleri bir araya getiren partiler, sandıklarda da aynı sonuçları almayabiliyor.

Referandum için yapılan mitinglerde de bunu gördük.

Bingöl’de seçime katılım oranı yaklaşık yüzde 78 oranında oldu.

Sandığa gidenlerin yüzde 95’ten fazlası da “evet” oyu kullandı.

Bu oy oranı ile Bingöl, Türkiye’de en yüksekevet” oyu veren illerin arasında yer aldı.

Bingöl’deki “evet”lerin oranına baktığımız zaman en yüksek “evet” oranı Solhan ve sonrasında da Genç’ten çıktı.

BDP’nin boykot kararı Bingöl merkezde etkisini fazla gösteremezken; Karlıova’da ise merkeze göre etkisini biraz daha fazla gösterdi.

Hayır oylarını temsil eden MHP ve CHP ise Bingöl’de yeteri derecede etkili olamadı.

Yerelde ve genelde halkın sağduyusu referanduma damgasını vurdu, birkaç münferit olayın dışında referandum olaysız geçti.

Halk, referandumda vicdanının sesine uyarak istediği kararı verdi.

Sandıktan çıkan sonuçlara herkesin saygı duyması lazım.

Halkın tercihi ile yarınlar daha aydınlık ve daha demokratik bir yapıya kavuşacaktır.

Değişimi isteyen bu halk, sandıktan başlattığı bu değişime ara vermeden devam da ettirecektir.

Onun için bundan sonra değişimin önünde duran, değişimi istemeyen partilerin ayakta durması, halk nezlinde itibar görmesi mümkün değil.

Partiler artık siyasi politikadaki çıtalarını gün geçtikçe daha yüksek tutmaz zorunda.

Zira halkın demokratikleşme çıtası her geçen gün yükselmekte, siyasi arenada bu çıtanın altında kalanların varlıklarını devam ettirmeleri artık mümkün görünmüyor.

Yazı Link: http://muratvarol.com/modules.php?name=News&file=article&sid=272

Web Sitesi: www.muratvarol.com

 
Toplam blog
: 16
: 619
Kayıt tarihi
: 27.04.10
 
 

1985 yılında Bingöl'de doğdu. İlkokulu yaşadığı köyde okudu. Ortaokula Bingöl İmam Hatip Lisesi'nde ..