Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

07 Nisan '10

 
Kategori
Siyaset
 

Referandum niye yapılır?

Referandum niye yapılır?
 

Alessandro Gatto İtalya


Teknik olarak, parlementoda yasa olarak kabul edilememiş, yani uzlaşılamamış konularda, Cumhurbaşkanı'na o kanunu referanduma götürme yetkisi tanınmış.

AKP kısmi anayasa taslağı henüz görüşülmedi. Halkın temsilcileri olan milletvekilleri görüşecekler. Toplam 30 civarı madde varmış.. Bu maddelerin görüşmesi mantıken nasıl olur? Herhalde, Meclis'te bu paket toptan geçsin mi geçmesin mi diye tartışılması saçma olur. Muhtemelen şöyle olması gerekir. Her bir madde tek tek görüşülür ve oylanır. Kabul edilenler bir kenara alınır, kabul edilmeyenler üzerinde milletvekilleri tekrar görüşürler.. kabul edilenler bir kenara alınır.. diyelim en son rijit bir şekilde kabul edilmeyenler var. İşte ancak o zaman bu maddelerin bir referanduma gitmesinin olanağı ortaya çıkar, çünkü artık uzlaşılımaz bir noktaya gelinmiştir. Orada da, halka, elmayla armutu toplama baskısı yapılmadan, tek tek kalan maddeler oya sunulursa, doğru olan yapılmış olur.

Demokratik süreç böyle şekillenmelidir. Eğer, Meclis'te bu yapılmaz da, taslak tümden oylamaya sokulursa, bu ülkede kurulmak istenen sivil dikta rejiminin bir işareti olacaktır.

Dikkat ettiniz mi, baba baba adamlar, çıkıp konuşuyorlar, genel sol yelpazede belli bir yeri olan, Toktamış Ateş bile, daha dereyi görmeden, kasaptaki ete soğan doğrayarak, paket olarak referanduma gidilmesinin uygun olabileceğini söylüyor.

Benim gördüğüm şudur ki, ülkede, bir siyasal çatışma yaşanıyor. Ama bu düz ve olağan bir siyasal çatışma değil. Bu siyasal çatışmada, hukuk, demokrasi, yasalar, yargı bu savaşçıların kalkanı olarak görev görüyor. Yani, amaç değiller, araçlar. Bir saldırı olursa, bu kalkanları kullanıyor insanlar, saldırıyı savuşturunca, hukuk mumuk, akıl, vicdan dinlemeyen kılıcı siyasal rakibine indirmeye çalışıyor.

Bunu görmek lazım. Burada bu değerler sadece kalkan ve zırhtır. Dipte yatan bir siyasal çatışma yaşanıyor.

Özünde, hukuk ve siyaset ilişkisi, ya da siyaset ve demokrasi ilişkisi incelendiğinde, siyasal olmayan hiç.bir kurum yoktur denebilir.

Hangi hukuk olursa olsun, temelinde bir siyasal irade ve tercih yatar. Hukukun tarafsızlığı, ancak bu siyasal iradenin kendi içindeki terazisel dengeleri dikkate alan bir yapıdır. Yoksa, dipteki siyasal iradeyi konuya dahil edersek, içeriksiz ve yani tarafsız hiçbir hukuksal düzen olamaz.

Aynı şekilde, demokrasi de, dibine kadar siyasal bir iradedir. Her ne kadar, demokrasi, farklı siyasal görüşler için ortak bir zemin gibi sunularak, sanki siyasetten azade bir yapı gibi görülse bile, o bir siyasal öğretidir. O kadar ki, İnsan Hakları Evrensel Beyannemesi'nde sıralanan haklar, bu hakları yok edecek şekilde yorumlanamaz denir. Yani, demokrasinin sağladığı haklar, demokrasiyi ortadan kaldırmak için kullanılamaz demeye gelir. Bu da, demokrasinin boş bir kap olmamasından siyasal bir öğreti olmasından çıkar. Demokrasinin siyasal olarak ideolojisi ise, kabaca, hümanizmdir, halkçılıktır, laikliktir. Bu nedenle, demokrasi temelinde yaşam bulan hiçbir rejim, bu ilkeleri yok edecek şekilde hareket edemez. Örneğin, dindarlık normaldir ama dincilik kabul edilemez. Demokrasi bunu korumak için elinden geleni yapar. Yasalar yapar, kurumlar kurar, ilkeler belirler. Suçu ve cezayı belirler. Hukukunu da, yukarda belirttiğim gibi, bu anlayışla kurar. Bu açıdan hukuk, siyaset bilimsel açıdan siyasaldır. Hukukun siyasallaştığı eleştirisi, ancak hukukun dar anlamında spesifik bir anlama sahiptir. Yani, belli bir siyasal irade üzerinde yükselmiş hukukunun, kendi ilke ve kuralları içindeki yanlış ve tutarsız uygulamalarına bu anlamda eleştiri yöneltilir.

İşte, şu an, ülkemizde yaşanan siyasal çatışma böyle bir çatışmadır. Yani, hukuku belirleyecek bir siyasal iradeyi kurmaya dönük dipten bir tartışmadır, verili bir siyasal iradenin yarattığı hukukun üzerinde yürüyen iç bir tartışma değildir, ama öyle gibi yapılmaktadır.

Bunu görmek gerekir. Bunun böyle olduğunu iki taraftan da bilenler var, ama iki taraftan da bilmeyenler var. Bunlar, varolan iktidarın yarattığı süreci, hukuk içi bir siyasal süreç sanarak destekliyor ya da eleştiriyor. Oysa, hukuku yaratmak üzere geliştirilen bir süreç yaşanıyor. Bunun için her yol mübah hale gelmiştir.

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara