Referandumun Avrupa krizi

Referandum çalışmaları kapsamında Avrupada ikamet eden Türk vatandaşlarının oyları önemli bir etken.

 

Referandumda  "evet" diyeceklerde, "hayır" diyeceklerde Avrupalı Türkleri önemsiyorlardı.

 

Özellikle AKP için Avrupa önemli bir oy potansiyeli. Almanya, Hollanda, Fransa, Avusturya gibi ülkeler ise Türklerin yoğun olduğu ülkeler.

 

Türklerin en yoğun olduğu ülkelerin başında Almanya ve Hollanda geliyor. Almanya Türk siyasetcilerinin ülkelerinde siyasi çalışma yapmalarını istemiyor ve bunuda açıkça belirtiyor.

 

Cumhurbaşkanımız  Almanyaya "nazi kalıntıları" sözleriyle başlayan eleştirileri ardı ardına sıralıyor, neticede ipler kopuyor.

 

Dışişleri Bakanına Almanya'da yapacağı mitinge izin verilmiyor ve sayın Bakan ancak elçilik bahçesinde türk vatandaşlarına hitab edebiliyor.

 

Almanya ile kriz sürerken, Hollanda bizim Başbakanımıza rica ediyor:

"15 Mart da bizim seçimlerimiz var, sizin bu tarihten önce ülkemizde gelip referandum çalışmaları yapmanız sıkıntı yaratır, gelecekseniz 15 marttan sonra gelin" ricasında bulunuyor ve bu ricanın yapıldığını bizzat başbakan Binali Yıldırım tarafından kamuoyuna açıklanıyor.

 

Bütün bu uyarı ve ricalara rağmen Dışişleri bakanımız Hollanda'ya gitmeye karar verir, ancak, Hollanda koskoca TC Dışişleri bakanının uçuşunu iptal eder ve ülkeye sokmaz, Hollanda ile kriz patlaması yaşanmıştır.

 

Hollanda'nın ne "Nazi Kalıntılığı" kalır, nede Faşittliği.Tüm bu olaylar yaşanırken, bu kez Almanya'da bulunan Aileden sorumlu Bakanımız Fatma Betül Kaya Alman sınırını geçerek Hollanda'ya geçer ve Roterdam'daki Türk büyükelçiliğine gitmek ister, elçiliğe 30 m kala Hollanda polisi durdurur, o hepimizin bildiği vahim olaylar yaşanır, kadın bakanımız apar topar polis eşliğinde Almanya sınırına geri götürülür, kadın bakanımız Köln'de bulunan Gençlik ve Spor Bakanımızın özel uçağı ile sabaha karşı Türkiye'ye döner.

 

Hollanda'da yaşanan ve ne insan haklarına, ne de demokrasiye uymayan bu davranışların hiç bir savunulacak tarafı yoktur, bu koskoca Türk Devletine yapılan bir saldırıdır ve  nefretle kınanmalıdır, ancak, burada şu sorularıda bu devleti yönetenlere sormak  bizim de en azından TC vatandaşı olarak  hakkımızdır diye düşünüyorum;

 

-Hollandalı yetkililerin bizzat başbakanımızdan  "15 Marttan sonra siyasi çalışmalarınızı yapınız" ricasına rağmen, Dışişleri bakanımızın Hollandaya gitme inadı sonrası uçuşuna izin verilmemesi ve gidememesinin sorumlusu kimdir?

 

-Almanya'da erkek spor bakanı dururken bir bayan Bakanımızı Almanya'dan kara yoluyla Hollanda'ya gönderen ve Türk toprağı sayılan Rotterdam Büyük elçilik binasına sokulmadan polis zoruyla sınır dışı edilen sayın bakan Fatma Kaya'ya hangi "üst akıl" talimat vererek özellikle Hollanda'ya göndermiştir.

 

Tüm bu yaşanan olaylar ve inatlaşmalar sonrası tüm Avrupayı karşımıza alma yanında, Türkiye Cumhuriyetinin gücünü ve saygınlığını zedeleme  hiç kimseye "hayır" getirmeyecektir.

 

Bütün bu yaşanan olaylar sonrası AKP İzmir milletvekili Hüseyin Kocabıyık'ın sözleri ise ibretliktır. 

 

AKP İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık, Almanya ve Hollanda ile yaşanan krizi Almanya'ya Hollanda'ya hep kızmayalım. Belki azıcık teşekkür de etmeliyiz. Evet oylarına en az iki puan katkı yaptılar" sözleri, sanki bu krizlerin isteyerek organize edildikleri, AKP'nin referanduma giderken her seçim öncesi mutlaka bir "mağduriyet" yaratma becerisini bu kez "dış mağduriyet yaratma" kurgusu olarak topluma sunulduğu akıllara takılmaktadır.

 

(Sonsuzluk) Osman Özeker 14.03.2017