- Kategori
- Siyaset
İdlib Çıkmazı

Türkiye "bir gece ansızın gelebilirim" dediği Suriye Harekatını İdlib üzerinden yürütmeye karar verdi.
İran, Türkiye ve Rusya ile yapılan Astana görüşmeleri sonrası varılan anlaşma gereği , İdlib'in içini biz, dışını ise Rusya kontrol altına almak üzere Türk askeri Özgür Suriye Ordusuyla birlikte İdlib'in güvenliğini sağlamak üzere harekete geçmiştir.
Bu harekatın Türkiye'ye ne getirip, ne götüreceğine bakmadan önce gelin bir geçmişe bakalım;
Suriye krizi patlak verdiğinde biz yirmidört saat sonra Emevi çamisinde namaz kılarız diyerek Esat rejimine çephe almış,"Kardeşim Esat'dan, Eset'e dönmüş" ve Esetsiz yeni bir yapının oluşması halinde Suriye ilişkilerizin normale döneceğini açıklamıştık.
Karşımızda ise Esad'ı destekleyen, İran ve Rusya vardı. ABD ise Suriye'deki YPG, PYD gibi PKK yandaşı Kürt grupları organize ediyordu. Özellikle Rusya Suriye ve Esed'in hamiliğine soyunmuş, askeri ve ekonomik olarak da desteğini vermiştir.
Görünürde herkes İŞİD'e karşı mücadele eden grupları destekliyordu. Biz de ÖSO denilen, eğitip donattığımız grupları desteklemeye başladık.
Esed bir türlü devrilemedi, Surıye'deki iç savaş bir türlü durdurulamadı. Üstelik ABD ve Peşmergenin desteklediği PYD ve YPG Suriye'de, sınırımızın hemen yanında Kantonlar oluşturmaya başladı.
YPG ve PYD ikinci adım olarak, İdlib ve Afrin'i hedef almış, ABD desteğiyle bu bölgeleri de alırsa açacağı koridorla Akdenize ulaşma hayalini gerçekleştirmek ve sınırımız boyunca bir Kürt koridoru oluşturmak hedefini güdüyordu.
Türkiyenin güvenliği açısından önemli olan bu koridora izin verilmemesi için, geçmişte yaptığı hatalardan dönerek İran, Rusya ve Esad'la birlikte İdlib'i geçmişte örgütlediği, eğitip donattığı ÖSO ile birlikte terör örgütlerine karşı sahaya girmeye, gerekirse bu gruplarla çatışmaya karar vererek TSK'ı bir bataklığın içine sürüklemektedir. Musul'dan kaçan, İdlib'e gelen binlerce silahlı grup bu bölgede bulunmaktadır. İşte asıl tehlikede bu noktada oluşmaktadır.
Astana anlaşması gereği biz İdlib'in içerdeki güvenliğini sağlayacağız, Rusya ise bize "dış güvenlik desteği" verecektir.
TSK'ya, askerimize güvenimiz sonsuzdur, yüreklerimiz onlarla beraberdir, dualarımızda onların başarılı olmaları yönündedir, ancak bilinmelidir ki; İdlib bataklığında dökülecek her kanın vebali bizi onbeş yıldır yöneten AKP iktidarı ve yöneticilerinin yanlış politikalarının sonucu bu noktaya gelinmesidir.
Şimdi askerimiz İdlib'e girecek, yaklaşık üç milyon insanın yaşadığı bir kentin güvenliğini sağlayacak, en az 40-50 bin silahlı grubun bulunduğu böyle bir bataklıkta temizlik yapacak, sonrası ise temizlediği bu alanı Esed'e teslim edecek.
Temennimiz Türk askerinin içine sürüklendiği bu bataklıktan kazasız belasız alnının akıyla çıkmasıdır.
OSMAN ÖZEKER 12.10.2017