- Kategori
- Resim
Resim sanatının doğuşu… Hitit'lerden Maya'lara insanlık tarihinin ilk resimleri

LASCAUX MAĞARASI -www.tarihcininyeri.net
İnsan kendini ifade etme gereksinimi duyduğu andan beri resim yapmaya başlamış olmalı diye düşünürüm. Yontma taş devrinden beri resim yapan insan, yeteneğini geliştirerek bugünkü resim diline ulaşmıştır. Bu katettiği yolda resim dilini zenginleştirerek inanılmaz zihinsel çeşitliliğe ulaştırmıştır. Bu çeşitlilik de her insanı çok boyutlu duygu ve düşüncelere yol aldırır.
Daha yakın tarihlerde belli kültürlere ait resimlerde karakteristik özelliklere rastlıyoruz. İnsanlar toplumlara dönüştükçe ortak özellikler ve ortak ifade araçları oluşturuyorlar. Bu elbetteki resim dili oluşumuna da yol açıyor. O toplumda algı ve ifade ortaklığı doğuyor. Geçmişteki insanın yaşam biçimi hakkında pek çok şeyi bugüne aktarıyor. İşte geçmiş kültürlerin günümüze kadar uzanan resim geleneğini gözlemleyerek aslında insanın gelişim tarihini de belirleyebiliyoruz. Şimdi bu kültürlere kısa kısa göz atarak resmin gelişim tarihine tanıklık edelim.
ANTİKÇAĞ RESMİ: Fransa’daki Lascaux mağarasında bulunan hayvan figürleri ve av sahnelerinden oluşan çizimler günümüzden 40.000 yıl önce yapılmış en eski resimler olarak kabul edilir. Bir diğer önemli resim kalıntısı ise İspanya’daki Altamira mağarasıdır. Buradaki resimlerin geçmişi günümüzden 15-20.000 yıl öncesine dayanır. Paleolitik çağdan kalma her iki mağarada da hayvan resimlerindeki renk ve desenler ustalıkla yerleştirilmiştir. Bu resimlerden anlıyoruz ki, o çağ insanını hayvan anatomisi ve hareketlerini çok iyi gözlemlemiştir.
Sanat tarihçilerinin ortaya çıkardığı tespitlerden biri de, resim önce çizgiyle başlamış, daha sonra boyamaya geçilmiştir. Mağara ve kaya duvarlarında rastladığımız resimlerdeki boyalar hayvan yağlarına karıştırılmış renkli topraklar, bitki özsuları ve sütten yapılmıştır. Bazıları ağaç liflerinden yapılmış fırçalarla, bazen de kemiklerden yaptıkları borulara boya doldurup püskürtülerek sürülmüştür.
ESKİ ANADOLU UYGARLIKLARINDA RESİM SANATI: M.Ö. 10.000 yıllarından günümüze ulaşan resimleri Çatalhöyük kalıntılarında rastlıyoruz. Sert kayalara kazınarak veya Fresk tekniğinde yapılan resimler yaygındır. Bu kalıntılardan birinde bir insan figürü ile köpeğin geyik avı sahnesi son derece ifadeci ve köpeğin evcilleştirilmesi açısından bilgilendiricidir. Stilize insan ve hayvan figürlerinde plastik hacim kaygıları görülür. Hititler döneminde kap kacak, vazo ve süsleme eşyaları üzerine gerçekçi bir üslupla resim yapmışlardır. Frigler ise pişmiş toprak levhalar üzerine çeşitli hayvan figürleri, savaş resimleri yapmışlardır. Frig kalıntılarında tarihin bilinen en eski mozayiği yer almaktadır.
ESKİ MISIR’DA RESİM: Tarihöncesi resimlerden sonra rastladığımız en eski resimlerdir. MÖ. 3.000 yıllarına kadar uzanan Eski Mısır’lılar duvar resimlerine çok düşkündü. Özellikle Tapınak ve mezar duvarlarında resimsiz alan bırakmazlardı. Resim yapmak için önce kaya ve duvar yüzeylerine önce kil tabakasıyla sıvayıp, üzerine resim yapıyorlardı. Dinsel törenler, tanrılar, savaşlar, gündelik hayat resim konusu. Eski mısır resminin en karakteristik özelliği figürler ve olaylar derinlik duygusunun ötesinde daima düz bir yüzey anlayışı içinde tasvir edilirdi. Özellikle sarı, kırmızı ve siyahın çok kullanıldığı duvar resimlerinde figür ve motiflerin çevresindeki siyah ya da kırmızı renkli konturlar resime donuk ama kuvvetli bir ifade kazandırmaktadır. İnsan figürlerinde daima gözler, gövde ve omuzlar cepheden, yüz ve bacaklar profilden resmedilirdi. Bu Mısır resminin en ayırıcı özelliklerinden biridir. Islak bir alçı tabakası üzerine çizilir, sonra boyaya geçilirdi. Bir diğer resim anlayışı ise papirüslerdir. Özel hazırlanmış kağıt levhalar üzerine yapılan resimler oldukça uzun ömürlüdür.
GİRİT-MİKEN RESMİ: M.Ö.3.000 yıllarına kadar uzanan Girit sanatında resim ve çok renkli dekorasyon büyük önem taşır. Teknik sırrı bugün de çözülemeyen seramik kap kacak ağırlıklı olmak üzere kırmızı ve sarının yaygın olarak kullanıldığı geometrik süsleme motifleri görülür. Duvar resimlerindeki figürlerde canlı, parlak ve gerçekliğin ötesine geçen renkler kullanılmıştır.
MEZOPOTAMYA RESMİ: M.Ö.2500 yıllarına dayanan resimlerdeki figürler hareket ve ritm duygusu uyandırır. İnsan figürleri yalın bir çizimle ifade edilmiştir. hayvan figürleri ise iyi bir gözlem sonucu yapılmıştır. Savaş sahneleri ve gündelik yaşamın konu edildiği resimlerde geometrik çerçeveler, stilize bitki motifleri ve mitolojik hayvanlar yer alır. İnsan figürlerinde baş ve bacaklar profilden, gövde cepheden görünüş haliyle çizilirdi.
ESKİ MEKSİKA RESMİ/ ORTA AMERİKA RESMİ: M.Ö. 1500 yıllarına dayanan resimler Maya uygarlığından kalmadır. Maya resimlerinde sembolik ögelere rastlanmaz. Ressam gördüğü olayları resmetmiştir. Bu resimlerin en ayırıcı özelliği fresko tekniğiyle yapılmış olmasıdır. 8-10 cm kalınlığındaki alçı tabakası üzerine yapılmıştır. Ana renklerin yanı sıra, ara renkleri de kullanan Maya resimlerinde zengin renk ayrıntıları vardır. Bu resimler duvarları süslemenin yanında dinsel sembol ve gündelik hayat hakkında da fikirler veriyor. Maya resminde insan figürlerinin yüzleri daima profilden, bacaklar açık olarak ve ayak parmakları dışa doğru gösterilir.
ESKİ YUNAN RESMİ: M.Ö. 12.yy’a kadar uzanan bir resim geleneği vardır. Soyut geometrik motiflerin, zikzakların, stilize insan figürlerinin yaygın olarak kullanıldığı gözlenir. Ölü gömme törenleri, mitoslar, efsaneler, kahramanlık serüvenleri başlıca resim konusudur. M.Ö.8. yy dan sonra Yunan resmine Doğu sanatlarının etkisiyle hayvan figürleri girmiştir. Daha çok vazo üzerine çalışmalar yapan ressamlar, sır tekniğini de keşfetmişler. Dolayısıyla günümüze pek çok eser ulaşabilmiştir. Vazo resimleri siluet halinde, duvar resimleri ise çok renkli yapılırdı.
ROMA DÖNEMİ RESMİ: M.Ö. 2.yy kadar uzanır. Roma resimlerinde figürlü manzaralar, natürmortlar, ve portreler sıkça çalışılmıştır. Kaynağını eski Yunan resminden almıştır. Roma’lı ressamlar perspektif ve mekan sorunlarıyla ilgilenmiştir. Perspektifte başarılı olamasalar da, mekan hayalini ustaca yarattıkları ortadadır. Resimde ışık-gölge etkileri ile ilgili çalışmalar yapmışlardır. Bahçe görüntüleri ve manzara resimlerine sıkça rastlanır.
Tarihsel bir akış izleyerek vermeye çalıştığım arkaik resmin, gelişim tarihinde görüldüğü gibi ilkel insanın stilize figürlerle başlattığı resim serüveni yaklaşık 40.000 yıllık süreçte kompozisyon aşamasına gelebilmiştir. Çizgi perspektifini oluşturamasalar da, hacimsel perspektifin ilk izlerini yakaladığımız, ışık-gölge etkilerini gözlemlediğimiz bu resimlerde ilkel insan, organik yaşamı stilize ederek veya geometrik şemalara indirgeyerek resmetmiştir.
Gördüklerini aynen taklit etmek akıl ve bilgi gerektirir. Ancak sanat aklın da ötesinde sezgisel bir yaratımdır. İşte ilkel insanlar stilize yalın çizimlerle “derin öz”de ki kavrayışları dillendirmişlerdir.
Hangi çağda yaşamış olursa olsun insanın farkına vardığı ve kabullenmek istemediği bu yaşamın geçiciliğine karşın; yaşam mekanlarına, ibadethanelere, lahitlere, yaptıkları resimlerle bu geçici hayatı sonsuzluğa taşıma kaygısı gütmüş olmalılar.
Kaynak:1) Resim Sanatının Tarihi / Sezer Tansuğ
2) Sanat Tarihi / Zahir Güvemli