Ressamlık meslek midir? Her resim yapana Ressam denir mi?

Meslek, insanın yaşamını sürdürebilmek için yaptığı ve genellikle yoğun bir eğitim, çalışmayı gerektiren sürecin sonunda kişilerin kazandığı unvanın adıdır. (VİKİPEDİ)

Türkçe’deki meslekleri ya “/ci/çi/cu/çu” ekleriyle, ya da belirli isimlerle açıklanır. Örnek; Ütü yapana ütücü, Kebap yapan ustaya Kebapçı, Elbise dikene Terzi, öğretene Öğretmen denildiği gibi resim yapan meslek sahibine de ressam denir.

Ressam; sabah kalktığında resim yaparak geçimini temin etmeyi ve hayatını düzenlemeyi planlamış kişidir. Sadece resim yapmış olmak, ressam unvanına sahip olmaya yeterli değildir. Çok iyi resim yapabilirsiniz, belki birkaç tanesini satmış olabilirsiniz. Bu sizi ressam yapmaz. Normal işiniz dışında resim yaparak ve bütçemize istikrarlı olmak üzere resim satışından katkı sağlamışsanız ressam olmanıza az kalmıştır. Belki de ressam olmuşsunuzdur.

Ben çocukluğumda her erkek çocuğu gibi sokak aralarında ve arsalarda top oynadım. Mahalle takımında da yer aldım. Sonra bıraktım. Çok iyi futbol izleyicisiyim. Benim yaş grubumda amatör kümelerde, 3., 2. ve 1.ligde top oynamış yaş kuşağı arkadaşlarım da bulunmaktadır. Bunların içinden FİFA kokartı alan hakemler de oldu.

Başlangıçta 1.000 kişi isek, futboldan geçimini sağlayan (faal futbol oynayarak) 3-5 kişi çıktı. Ben futbolcuysam, geçimini futbol oynayarak kişi nedir? Benimki sadece çocukça bir heves iken, onlarınki meslektir. Yani “CU” ekinin hakkını verdiler.

Hatta içlerinde o kadar yetenekli bir arkadaşımız vardı. Eskişehir Spor geldi, onu Eskişehir’e genç takımına götürdü. Babası gitti, oğlunu aldı. Şu an öğretmen ve halı sahada top oynadığı zaman herkesi hayran bırakıyor. Futbolun tüm tekniklerini biliyor. O şu an futbolcu mu?

Vücut Geliştirme Federasyonu’nda Yönetim Kurulu üyeliği yaptım. Milli Hakemim, tüm tekniği bilirim ve uygulatabilirim. Bir dönem filli olarak da kendim için yaptım. Ben vücutcu mu oluyorum? Ayrıca şu an 20 kilo fazlamla da var. Yani; bilmem yetmemiş.

Heves bir mesleği yapmaya yeterli değildir. O mesleğin kendi içinde yazılı olan veya olmayan kuralları vardır. “ Had ve sınırı bilmek “ bir hayat felsefesidir. Bunun dışında hareket edip kendine ressam unvanı yakıştırıp ilan ediyorsan, gelecek eleştirilere hazır olacaksın. Kendini sanatçı ilan etme hastalığının semptomları daha başkadır.
Siz yılda bir defa kurban kesmekle kasap olmayacağınız gibi, o kurbanda senin kesip kasaba vermediğin kesme parası da seni kasap yapmaya yetmez.

Konuyu bir fıkra ile bağlayayım. Baba ölmüş, anne ve çocukları cenazenin başında feryatı figan. Anne ağıtlar yakıyormuş. “Vay benim kocacığım, çocuklarımın babası, O İngilizce'de bilirdi. Fransızca'da bilirdi. Rusça'da bilirdi.” Çocuklar dayananamış. Annelerine kızmışlar “Anne, anne ! Babam bırak dil bilmeyi, Okuma yazması bile yoktu.” Anneden gelen cevap “Olsun oğlum, heves eder idi.”

Bir işi yaparak artı değer yaratan emeğe saygı esastır. Resim sanatından geçimini sağlayan, sanat ahlakı ile çalışan ve ruhumuzu güzelleştiren eserler üreten ressamlara saygılarımı sunarım.