Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '13

 
Kategori
Güncel
 

Reyhanlı terörü suçlusu ya da kendim ettim kendim buldum!

Reyhanlı terörü suçlusu ya da kendim ettim kendim buldum!
 

1980’lerde IMF dayatmalarına da bağlı olarak pek çok ‘ileri görüşlü’ yeni siyasetçi vardı.

Gelecekle ilgili öngörüleri kısır o kişiler ne kapitalizmin açabileceği yaraları ne de terörün azgınlaşacağını bilemediler.

O yıllarda alınması gereken yaygın ve adil hukuki ve mali tedbirlerin noksanlığı bugün daha iyi anlaşılıyor.

Bütün açmazları da içeren terör aldı başını gidiyor!

Onu önleyici çok yönlü tedbirler ise yerinde sayıyor olsa gerek.

Yoksa terör örgütü sözüm ona bir teröristler ordusu kurabilir miydi?

Yoksa Beşar Esad ya da bir başka kuşkulu terör odağı bir anda (52) kişiyi öldürebilir miydi?

Az önce öğrendiğime göre, ‘Hatay Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin, saldırılarda kullanılan iki minibüsü satın aldığı öne sürülen Mehmet G.’ Hatay'da gözaltına alınmış.

Peki o kişi araba alırken, 'Bu parayı nerden buldun!? Belgelerini getir bakalım!?' diyebilecek bir Devlet yok mu bu ülkede!?

Unutmayalım ki 2011’in Eylül'ünde Ankara Kumrular’da uzaktan kumandalı araçlı bomba patlatılması için de sinsi terörist bir binek arabası satın alarak o iğrenç saldırıyı gerçekleştirmişti.

'Kimin eli kimin cebinde ve eski tas eski hamam' içre günü gün edenlerin düzeninde bunlar az bile!

Böyle olmasa birileri Kandil çevresinde Terörist Ordusu kurabilir miydi IRA'ya öykünerek!?

Kaldı ki sözde bir ‘barış’ için teröristlerin kimi siyasi uzantıları ya da karanlık yetkililer ile görüşülüyor olması, inanın AKP’nin bugünkü gücü ile örtüşemeyecek bir yaklaşımdır bana göre.

Unutmayalım ki ABD son olarak bir ay önce Boston’da iki kişinin öldürülmesi ile sonuçlanan bombalı saldırı için ‘bu bir terördür’ açıklaması yapmıştı.

Oysa Reyhanlı’da yedi gün önce meydana gelen kitlelere yönelik örgütlü bomba patlatma saldırısı için kimi yetkililer bugün bile bu alçak saldırı için gerekli şiddetli kınamada bulunamıyor.

‘Bu ve benzeri terör saldırılarının kökünü kazıyacağız’ denilemiyor.

Suriye İç Savaşı yüzünden zorunlu olarak ülkemize göçenler, bana göre sınırdan en az (150-200) km. uzaklarda sıkı bir güvenlik çemberi içerisinde tutulması gerekiyordu.

Ne yazık ki çözüm ararken 'işin kolayına kaçmak' yanında, 'Dediğim dediktir' ya da 'Ben yaptım oldu' yaklaşımları ile değil akl-ı selim ile çok yönlü tedbir almak gerekir. Sonra ortaya çıkarak; ağlamak sızlamak ve dahi siyaset yapmak gelecek ve güvenlik kaygısı yaşayan yurttaşlarımız için hiç bir katkı sağlamaz.

Bir de terörü önleyebilmenin sadece ‘teknik bir olay’ gibi görülmesi yanlışlığı da 1980’lerden beri egemenliğini koruyor.

Sorunun 'teknik yönden izlenerek' faile ya da faillere ulaşılması, saldırıdan önceki ve sonraki aşamalardan yalnızca iki konudur.

Sorunun içinde bulunan kişilik sorunları yanında o kişilerin geçim durumları, eğitimleri, toplumsal ve kültürel çevreleri neden göz önüne alınmıyor?

  

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..