Rezîl bir millî maç yorumcusu(!)...

Türkiye-Çek Cumhuriyeti maçından sonra, TV kanallarında yorumları dinliyoruz...

Spiker soruyor;

-Efendim, maçı yorumlar mısınız?

Tamburacıbaşı Yosma Bey;

-Çok sevinçliyim, çok heyecanlıyım kardeşim...

Spiker;

-Maç Yosma Bey, Maç!.. Nasıl, çocuklar çok güzel mücadele ettiler değil mi?..

Tamburacıbaşı Yosma Bey;

-Evet!..G üzel Mücadele ettiler de, her zaman böyle geriden gelip, maçı koparamıyabilirsiniz...

Spiker;

-Tamam da Efendim, bu, skor'a bağlı bir mücâdele... Skor olarak önde olan maçı kazanıyor değil mi?.. 2-0'dan maç döndürmek, herkesin yapamııyacağı bir şey, öyle değil mi?

Tamburacıbaşı Yosma Bey;

-Çok doğru tabii... Bu, çok müthiş bir şey!.. Fakat, maçın geneline baktığımızda, son 20 dakikanın haricinde, Millî Takım'ımız çok kötüydü. Hatta ilk yarı rezil bir takım vardı sahada...

Spiker;

-Sayın Tamburacıbaşı!... Çocuklar onu telâfi ettiler zâten!.. Şimdi bu zaferi konuşsak bu zaferi doya doya yaşasak!.. Son 20 dakikayı, Fatih Hoca'nın, oyuna yaptığı akıllı müdahalelerle maçı döndürüşünü konuşsak meselâ!..

Tamburacıbaşı Yosma Bey;

-Tabii tabii... Onları konuşmamız lâzım (Adam inat etti, illâ konuşacak ilk yarıyı(!))... Ama kardeşim, rezzaaâlet bir ilk yarı izledik!.. (Çok böyyük bir yorumcu be hazret(!)) Onu da konuşmamız lâzım...

......................

Bura'ya kadar nasıl sabr'ettim bilemiyorum!.. Hemen başka kanala geçtim.

Yâ.. Hû... Arkadaş!.. Böyle bir günde, bu gibileri TV'ye çıkartıp, neden ropörtaj yaparlar bir türlü anlamıyorum!

Bu akşam bunları konuşmanın zamanı mı?.. Yârın akşam, maçın kıritiğini yapmak için çağırırlarsa seni bir kanala, orda ileri-geri istediğin gibi konuşursun kardeşim.

Alınların teri ile elde edilmiş bir başarının ardından, böyle bir densizliğe hiç lüzum yoktu...

Böyyük yorumculuk yapacak ya hazret(!)...

-Lâ Havle!... Yâ Sabıır!.. dedik, zor tuttuk kendimizi.

Hoş, tutmasak ne yapacaktık ki?!..

İşte size evlere şenlik, rezzzâlet bir Millî Maç yorumcusu(!)...

Bektaş Azizoğlu
17.06.2008, salı
Üsküdar-İSTANBUL