Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '10

 
Kategori
Spor
 

Rijkaard, Keita'dan Arda yaratmaya çalışınca...

Rijkaard, Keita'dan Arda yaratmaya çalışınca...
 

Rijkaard maça başlarken bir cinlik düşünmüş Keita’yı ters kanada çekmiş, Santos’la da onun boşalttığı alanı doldurmuştu. Sanki Arda’nın yokluğunda Keita’ya onun görevini vermek ister gibiydi. Ancak Şenol Güneş de Keita konusunda hazırlıklıydı. Ligin ilk yarısında Fenerbahçe’nin Keita’yı durdurmasına benzer bir taktikle, biraz da seyircinin yardımlarıyla saf dışı bırakmayı başardı.

Yani Keita ister sağda ister solda oynuyor olsun aynı tedbirlerle durdurulacağa benziyordu.

Burada Keita’nın kendi işini zorlaştırıp bütün stadyumu kendisi aleyhine çevirecek artistik hareketine de değinelim. Tribünlerden bir kendini bilmezin attığı plastik su şişesi yanına düşünce sanki el bombası patlamış da bir şarapnel parçası ayağına isabet etmişçesine; Şükrü Saraçoğlu’nda bir benzerini yaptığı gibi kendini yere atıverdi. Keita bu şekilde çok komik durumlara düşürüyor.

3. dakikadan sonra Keita’yı sahada görebilene aşk olsun!

Galatasaray, çok kötü bir günündeydi. Orta sahada tek bir pas yapamadılar. Bütün etkili atakları Santos’la dikine geliştirdiler. Elano sahadan çıkana kadar topa dokundu mu dokunmadı mı anlaşılamadı bile. Mustafa Sarp’ın da varlığında haberdar olamadık. Jo da ceza sahası içinde toplara ıska geçerken ekranlarımıza yansıyordu.

Maç boyu hücum anlamında direnen Santos dışında bir Caner vardı.

Peki, Galatasaray bu kadar kötüyken Trabzonspor için iyi demek mümkün mü?

Emre’nin akıl dışı cesareti ile yaptığı hata olmasa bu kadar kötü oynayan, hatları arasında bütün bağlantıları kesilmiş ve her an başka hatalar yapmaya potansiyeli olan Galatasaray’a, Trabzonspor’un bir doksan dakika daha oynansa gol atabileceğini hiç sanmıyorum.

Broos’un Alanzinho konusunda haklı olabileceğini ilk defa bu kadar açık olarak izledik. Egoizm dolu oyunu nedeniyle boşa kaçan arkadaşlarının bütün koşularını anlamsızlaştırdı. Topları gereksiz yere ayağında tuttu. Artık pasın anlamsızlaştığı pozisyonlarda zorlama toplar attı. Oyunda kaldığı süre çok fazlaydı.

Yukarıdaki paragrafın aynısını Burak için de yazmak mümkün. Umut ne kadar takım oyuncusuysa Burak bir o kadar bencil ve kendine oynayan biri. Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzonspor… Bir futbolcu “ben nerede hata yapıyorum” diye kendine hiç mi sormaz. Çok ilginç.

Trabzonspor’da bireysel oyun çok fazla ön plandaydı. Şenol Güneş gelecek sezon için nasıl bir şablon kurguluyor bilmiyoruz; önümüzdeki sene izleyeceğiz ancak bu rakiplerinin işini kolaylaştıran bir taktik anlayışının ötesine geçemiyor.

Birçok üçe üç, dörde dört hatta üçe iki yakaladığı pozisyonlarda topu ayağında tutan oyuncunun kullanma önceliği inisiyatifini alması Galatasaray defansına derin nefesler aldırdı. Rahatlattı.

Kaleci Onur’un maçta ön plana çıkarak kurtarıcı rolüne soyunması bile bizlere çok şeyler anlatmaya yetiyordu. Trabzonspor bu maçı kazanmışsa bundan en büyük etken kalecisinin gerçekten çok iyi olmasıydı.

Zaten Galatasaray’ın ileri ucunda görev yapan oyuncular biraz dikkatli olabilseler bu maç berabere bile bitebilirdi.

Galatasaray’ın kötü oyunu acaba önümüzdeki hafta oynanacak derbi ile bağlantılı mıydı? Bunun cevabını öğrenmek için bir yedi gün daha bekleyeceğiz.

Ancak Rijkaard’ın tercihlerinin, taktiksel olarak sonuca etki yapmış olabileceğini de söylemek mümkün. Örneğin, Eskişehirspor maçında kötü günündeki Keita’yı kenara almıştı. Oysa Trabzonspor karşısında en başından beri gereksiz ve başarısız olacağı belli bir deneyi ısrarla sürdürdü.

Acaba, Baros’u oyuna alırken Elano’yu değil de Keita’yı çıkarıp, Santos ve Jo’yu kenarlarda oynatmayı sürdürüp, Elano’yu biraz daha etkili hale getirmeyi deneyebilir miydi?

Koca bir maç sadece üç oyuncunun yerlerini değiştirmekle rakibin defansını aşmak pek kolay olmuyor.

Galatasaray’ın haftalardır ıkına sıkına puan toplayan bu Trabzonspor’a yenilmesi bize bir şeyler anlatmalı. Bir kere üç büyüklerin hiçbirinde istikrar yok. Ne oynuyor olduklarını anlamak da kolay değil. Aslında anlaşılacak hiçbir şey oynamıyorlar da. Göreceksiniz Trabzonspor bu futbolu Perşembe günü Antalyaspor’a karşı oynasın sahadan büyük bir ihtimalle yenilgi ile ayrılacaktır.

Hakem için kötü bir akşam oldu. Yunus Yıldırım’ın ısrarla sarı kart çıkarmaması ve bunu bilen oyuncuların hakemin bu tutumunu kötüye kullanmaları dışarıdan hoş görülmüyor. Kullandığı tek sarı kart da evlere şenlik nitelikte olunca tüm inandırıcılığını bir anda kaybediveriyor. Burak'ın son adam olarak gole giderken Sabri ile girdiği mücadelede yerde kalmasında sanki oyun kurallarının dışında bir ihlal de var gibiydi.

Bu sonuç Bursaspor’a yaramıştır. Bursaspor bu avantajı kullanıp kullanmayacağını haftanın son maçında gösterecektir.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..