06 Eylül '09
- Kategori
- Futbol
Rodrigo Tabata, Nihat Kahveci, Ferrari, İsmail Köybaşı VS. VS.....

RODRİGO TABATA, NİHAT KAHVECİ, FERRARİ, BEŞİKTAŞ, AYRIMCILIK VS. VS.....
Dünya üzerinde spor yapan binlerce kişiye en nankör spor dalı hangisidir diye sorsak, muhtemelen alacağımız cevapların yüzde sekseni futbol olacaktır. Çünkü futbol dünlerin hiç olmadığı hep bügünlerin tartışıldığı bir spor dalıdır. Özellikle de Türkiye gibi günü birlik başarılara önem verilen ülkelerde bu nankörlük oranı çok daha üst düzeylerde yer almaktadır. Buna en güzel örnekte bu sezona iyi başlayamayan Beşiktaş takımının halidir. Çok değil bundan 100 gün önce çifte kupalı şampiyon olmanın gururuyla herkesin gıptayla baktığı bir takımın, bügün nasıl oluyor da basın-televizyon- yönetim-taraftar dörtgeninde bu kadar çok çabuk bir şekilde tu kaka ediliyor, anlaşılır gibi değil..
Gelin tu kaka edilen Beşiktaş'ın ne yaptığına bakalım. Bu kadar acımasızca eleştiriyi hak ediyor mu, yoksa hak etmiyor mu?
Önce bir istatistikle işe başlayalım. Son 10 sezon göz önüne alındığında Del Bosgue'li 2004-2005 sezonunda alınan 2 puanlı açılış ile Daum'lu 2001-2002 sezonundaki 4 puanlı dönemden sonra en kötü sezon açılışı Mustafa Denizli'li bu sezon başındaki 6 puanlı açılış olarak gözüküyor. Bu istatistik göz önüne alındığında Beşiktaş takımı başarısız gözükebilir. Ama aynı sezonlarda Fenerbahçe'nin ilk dört haftayı 7-8 puanda, Galatasaray'ın ise her iki sezonda da ilk dört haftayı 10 puanda kapattığını düşünürsek ortada Beşiktaş'ın bir başarısızlığından daha çok, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın sezona beklenenden daha iyi başlayarak çok başarılı bir sezon açılışı yaptıklarını söylemek çok daha doğru bir tespit olur. Mesela pazar akşamı Fenerbahçe son dakika gölünü bulmasa yada pazartesi akşamı Galatasaray takımı son 15 dakikaya kadar açamadığı Ankaraspor defansını geri kalan kısımda da açamayıp beraber kalmış olsalar, buna mükabil Beşiktaş takımı'da biraz şansı yaver gidip Ekrem'in son dakika şutuyla Gaziantep'i yenmiş olsa aralarında sadece 2 puan olacağı için bügün bu tartışmaların hiçbirisi yapılmayacak. Fakat Türkiye'de ki spor yazarlığı daha çok skor yazarlığı kıvamında olduğu için önüne gelen de konuşuyor.
Türkiye'de en fazla tartışılan konulardan birisi pozitif yada negatif ayrımcılığın çok fazla derecede hayatımızın içine girmiş olmasıdır. Cinsiyet ayrımcılığı, mezhep ayrımcılığ. ırk ayrımcılığı, azınlık ayrımcılığı vs.. gibi daha birçok ayrımcılığı buraya ekleyebiliriz. Bu ayrımcılık anlayışını Türkiyede' ki spor gazeteciliği anlayışına adapte ettiğimizde ortaya entresan bir durum çıkıyor. Üç büyükleri toplu olarak ele aldığınızda spor gazeteciliği anlayışı açısından diğer anadolu külüplerine çok net bir ayrımcılık yapıldığını gözlemleyebiliyorsunuz. Ama ilginç olan parasal ve camia olarak nerdeyse eş değer olan bu üç takımı tek tek ele aldığınızda Beşiktaş'ın basında inanılmaz bir ayrımcılığa uğradığını görmemekte çok büyük bir ayıp olur. En basitiyle şampiyonlukların gazetelere nasıl yansıdığını izlemek bile bu ayrımcılığı net bir şekilde ortaya koyuyor. Şurası bir gerçekki Fenerbahçe'nin ve Galatasaray'ın alıcısı daha çok, Beşiktaşın ki ise çok daha az... Buda doğal olarak basının Fenerbahçe ve Galatasaray aşkını depreştiriyor. Örneğin geçen sezon ligden erken kopan iki takımın şampiyonluk yarışında olmaması, Türk basınında ki iki önemli spor gazetesinin tirajlarını sezon sonuna doğru %30-%40 oranında azaltmış olması bile şu ana kadar Beşiktaş'a yapılan acımasız eleştirilerin birazda sistemli bir şekilde yürütüldüğünü gösteriyor.
Mesela gelin Beşiktaş'ın şu anda yerden yere vurulan transfer anlayışını bir göz atalım. Ortada bu kadar eleştirilecek ne var ne yok ona bir görelim. Bu sezon başı itibariyle Beşiktaş dokuz oyuncu transfer edip, beş oyuncuyu da külüpten yollamış.. Bu dokuz oyuncuya karşılık Beşiktaş külübü bonservis bedeli olarak toplam 22, 1 milyon euro bonservis bedeli ödemiş. Bu bonservis bedelinin 5, 5 milyon Euro'su İsmail Köybaşı, 1 milyon Euro'su Rıdvan Şimşek(Ümit milli), 200 bin Euro'su Onur Bayramoğlu(A Genç milli) transferlerinde kullanılırken, Fink bonservissiz, Erhan Güven(Ümit Milli Takımının eski kaptanı) ise takas yoluyla transfer oluyor. Bu verilen bedelleri toplam verilen bonservis bedelinden düştüğümüzde geride kalan 16 milyon Euro'nun ise Tabata(8 milyon E), Nihat Kahveci (4 milyon E) ve Matteo Ferrari(4 milyon E) transferinde kullanıldığını görüyoruz. Peki bu oyuncuların transmarketing'te ki değerleri nedir.Nihat'a (7 milyon E), Ferrari'ye(6 milyon E), İsmail Köybaşı'ya(2.5 milyon E) Fink'e ( 2.5 milyon E), Tabata'ya ise (5.5 milyon E) değer biçilmiş. Yukarıdaki transferleri bu degerler çerçevesinde değerlendirdiğimizde Tabata'ya verilen ücret farkının Nihat'a verilen bedelle çıkarıldığını, yine İsmail Köybaşı'na verilen ücret farkının'da Fink'in bonservissiz olarak transfer edilmesiyle karşılandığını görüyoruz. Yani ortada transmarketing açıdan bir zarar gözükmüyor. Üstüne üstlük Beşiktaş külübü eğer tutarsa İsmail, Rıdvan ve Onur transferlerinden ilerde 20 milyon Euro'luk bir kazançta sağlayabilir. Ve bütün bunların yanısıra, yapılan transferlerinde aslında nokta transferler olduğu ortadayken bu kadar yaygaranın kopartılması'da bir gerçeğe çok net ortaya koyuyor. Son yirmi yılda değişen ekonomik dengeler maalesef Türkiye'de ki futbol sektörünü'de belirgin bir şekilde içine aldığı için, Beşiktaş'ın futbol'da ki pazar payının diğer iki büyüğe göre daha az olmasından dolayı artık Metin- Ali- Feyyaz'lı günler gibi üç yıl üst üste şampiyonluklar beklemek Beşiktaş adına hayaldan öte bir şey değildir. Türkiye'de ki egemen güçler taraftarı aykırı, camiası farklı bir külübün büyümesine ne yazık ki izin vermez. Versey'di zaten Lucescu'lu Beşiktaş muhtemelen 5 yıl üst üste şampiyon olur, 2006'da yada 2007'de Uefa kupasını müzesini götürürdü. Sonuçta lafı uzatmanın gereği yok. Bundan sonra olucak olan egemen güçler 5 ile 8 yıl arasında Beşiktaş'a bir şampiyonluğu bir parmak bal olarak lütfedip verir, geri kalanını da ülkemizin renkli kısmına bölüştürür. Bundan başka söylenecek bir şey yoktur. Söylense de söylenen şeyler sadece Laf_ı Güzaf'tır.