Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ismail hakkı özsarı

http://blog.milliyet.com.tr/ihozsari

13 Ocak '16

 
Kategori
Deneme
 

Rol tutsaklığı

Rol tutsaklığı
 

alıntıdır


Hayatta bir kendimiz varızdır. Bir de üstlendiğimiz roller.
Örneğin ben kendim olarak, İsmail Hakkı Özsarı’yım. Aslım, özüm, bu. Ama bir de benim sahiplendiğim roller var. Babalık rolü, öğretmenlik rolü, arkadaşlık rolü, dernek üyeliği rolü, vatandaşlık rolü…
 
Psikolojik rollerimiz vardır. Düşünen, konuşan, fark eden algılayan insan. 
Sosyal rollerimiz vardır. Evlat, ana-baba, öğrenci, öğretmen, doktor, ticaret erbabı…
Eğer rollerimizin büyüsüne kapılıp, onları kendimizden üstün tutarsak, altında eziliriz.
 
Bir Çinli bilgenin söylemini size aktarayım.
Bilge şöyle der: “Sen doğduğun zaman 1’sin. Zamanla 1’in sağına 0’lar eklenir. Ev alırsın bir 0 eklenir. Araba alırsın bir 0 eklenir. Sonuçta zengin olursun bir 0 eklenir. Mesleğin olur bir 0 daha eklenir. 1’in sağına 0’lar eklendikçe senin değerin artar. Atıyorum; 1.000.000 (bir milyon) oldun. Bütün bu sıfırların değeri baştaki 1 ‘e bağlıdır. Sen yok oldun. Bir gitti. Geriye kalan 0’ların hiçbir anlamı kalmaz. En kestirme anlatımıyla ben yani -1-olmasaydı şu anda şu yazıyı yazamıyor olacaktım.
 
Çevrenize şöyle bir göz atın. Kendisini üstlendiği rolün tutsağı olmuş ne kadar çok insan görürsünüz. Kendisine Ahmet Bey denilmesi yerine ille de Müdür Bey denilmesini isteyenden tutun da, Semra Hanım denilmesi yerine Savcı Beyin hanımı denilmesini isteyen insanlara rastlamamız her zaman mümkün.
 
Ne yazık ki gerçek böyle değil. Roller bir ömür boyu sürmüyor. Emeklilik günü gelip de bu roller yitirilince sudan çıkmış balığa dönüyorlar. Emekli olan birçok kişinin bunalıma girmesinin altında bu rol tutsaklığı yatar.
 
Osmanlı da bir veziri padişah azletmiş. Rütbesini, Tuğranı’nı, maiyetindeki adamlarını kaybeden vezir, akşam olunca konağına tek başına gitmiş. “Böyle hayat olmaz olsun” diyerek soyunup yatmış. Ertesi gün kalkmayan vezirin yorganına baktıklarında, ölüsüyle karşılaşmışlar.
 
Oysa o vezir kendisini rolünün tutsaklığına bu kadar kaptırmamış olsaydı, kendisi olarak yaşamayı öğrenebilseydi azledildikten sonra da yaşamını sürdürebilirdi.
 
Bazı rütbeler/makamlar/roller tıpkı bir ayrık otu gibi yapışıp bahçemizi öylesine kaplıyorlar ki, sökülüp gittiğinde artık ekilip biçilmeyen bu bahçe, ise yaramayan bu ömür kalıyor elimizde.
 
Toplam blog
: 291
: 1113
Kayıt tarihi
: 12.07.12
 
 

Emekli öğretmenim. Kitap okumayı ve düşüncelerimi paylaşmayı çok severim. Tarih özel ilgi alanımd..