Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Temmuz '11

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Ruh halleri kapanı

Ruh halleri kapanı
 

ruh halleri


Bir ruh halinden başka bir ruh haline dilediğimiz zaman geçebilseydik neler değişirdi yaşamımızda bir düşünün.
Diyelim ki, bir alışkanlığınızı değiştirmek istiyorsunuz, örneğin sigarayı bıraktınız. Karşınıza çıkacak ilk engel, bir ruh hali olacaktır: yoksunluk. Yoksunluk kötü bir ruh hali, bu ruh halinden daha iyi bir ruh haline, doygunluğa geçmek istiyorsanız ne yaparsınız? Sigara içersiniz evet! Sigarayı içtiniz ve yoksunluk halinden kurtuldunuz, ama başka ruh halleri musallat olacaktır başınıza: pişmanlık, zayıflık, …vs. Ama doygunluk?
Bir ruh halinden başka bir ruh haline yuvarlanıp duruyoruz günlük yaşamımızda. Kontrol bizde değil normal olarak. Ruh hallerimizin kapanı bazen bir saray bazen karanlık bir hücre sunuyor bize. Allah umuduna kalmış bir durumdayız ruh hallerimizin bir an sonra ne olacağı konusunda.

RUH HALİ NEDİR?

Anlık olarak, içinde bulunduğumuz iç ve dış koşullara karşı oluşturduğumuz en genel tepkidir. Yaşam dediğimiz olgunun bizdeki yansıması, görüntüsüdür. Düşüncelerden ve duygulardan oluşur.
Ruh halini bu şekilde tanımlamak, şimdilik işimizi göreceğinden daha fazla kasılmaya gerek duymadan devam edelim. Eğer ruh halleri içsel ve dışsal koşullara gösterdiğimiz toplam tepkiyse, bu ruh hallerini değiştirmek için atılması gereken adımlar görünür hale gelmiş olmalıdır: İçsel ya da dışsal koşulları değiştirmek. Deneyelim.
Dışsal koşullarda bir değişiklik yaparak başlayalım deneyimize. Dinlediğiniz müziği değiştirebilirsiniz örneğin ya da daha aydınlık bir ortama çıkın. Bir dostunuzu arayıp merhaba deyin, bir çiçek koklayın, bir yığın şey bulabilirsiniz dış koşulları değiştirmek için. Ruh halinizde de bir değişiklik görüyor musunuz?

HER RUH HALİNİN BİR BEDENSEL ŞEKLİ VARDIR!

Dış koşullarda değişiklik yapmanın bir başka yolu da bedensel değişikliklerdir. Derin birkaç nefes alıp vermek, oturuş şeklinizi ya da daha genel olarak, duruş şeklinizi değiştirmek ruh halinizde değişikliklere neden olacaktır. Bedenimizin konumu özellikle önemlidir ruh hallerimiz için. ABD’de, yıllarca bunalımlı ruh hallerinden yakınan hastalar üzerinde yapılan böyle bir deneyde, hiç bir ilacın ulaşamayacağı hızda iyileşme gözlemlenmiş.
Şimdi bir deney de biz yapalım mı? Oturup başınızı iki elinizin arasına alıp, omuzlarınızı iyice çökertin ve “kendimi harika hissediyorum” demeyi deneyin! Ya da tam tersi, omuzlarınız arkaya doğru çekilsin, sırtınız ve başınız dik, elleriniz belinizde, “batsın bu dünya!” demeye çalışın!
İçsel koşulları değiştirmek için daha kapsamlı bir bakış açısına geçmemiz gerekir. Bu da genellikle oldukça zordur. Çünkü içsel koşulların dışsal koşulların bir yansıması olduğu temel varsayımına sahibiz. Bu nedenle de içsel koşullarda bir değişiklik yapmaya kalkıştığımızda, karşımıza aşılması neredeyse imkansız bir engel çıkar: gerçeklik bağı. Eğer içsel koşullar dış koşulların bir yansıması olarak kabul edilirse, dış koşullar değişmeden iç koşulları değiştirmek, gerçeklik bağının kopması tehlikesiyle karşı karşıya getirir bizi. Bu nedenle kendimizi kötü hissederken, iyi bir ruh haline geçme girişimlerimiz, bu duygu (gerçeklik bağı) tarafından engellenir. Öyleyse, gerçeklik bağı duygusunu koruyarak, gerçeklik bağıyla ilgili düşüncelerimizi incelememiz gerekecektir. Ancak bu inceleme bizi daha geniş bir bakış açısına götürebilir. Gerçeklik bağıyla ilgili otomatik değil de, akılsal bir görüşe sahip olduğumuzda, bu duyguyu zedelemeden ruh hallerimizde değişiklik yapabilme izni alırız.
Yine bir örnek üzerinde devam edelim. “Endişe” olsun ruh halimiz de. Böyle bir ruh halinde genellikle dışsal koşullarda yapabileceğimiz bir şey yoktur. Örneğin çocuğumuz sınava girmişse, sıkça içinde bulunduğumuz bir durumdur bu. Endişeli ruh halinden kurtulmak için oturup çocuğumuzun sınavdan çıkmasını bekleriz. Bu ruh halini, çocuğumuza da kendimize de hiçbir şey kazandırmadığını bildiğimiz halde, değiştirmek zordur sınav süresince. Ancak yeni bir anlayış, yeni bir yaklaşım tarzı bizi bu durumdan, sınavın bitmesinden önce kurtarabilir. Özel bir okulda çocukları bursluluk sınavına girmiş velilere bir tanıtım semineri veriyordum. Salondaki anne babaların aklı doğal olarak çocuklarındaydı. Herkes endişeliydi. Onlara, şu anda endişelenmenin dışında, çocukları için yapabilecekleri daha iyi bir şey olup olmadığını sordum. Kısa bir sessizlikten sonra içlerinden bir bayan “evet!” diye atıldı, “Onlar için dua edebiliriz!”. Salonun atmosferi birden değişmişti. Ardından yeni fikirler birbirini kovaladı. Güzel ruh halleriyle dolu bir gün olsun hepimize!
izzetbalci@ziprotek.com 

 
Toplam blog
: 75
: 1163
Kayıt tarihi
: 06.06.11
 
 

Zihinsel Programlama Teknikleri(NLP, Hipnoz, Meditasyon..vs.) alanında, uzun yıllardır araştırma ..